"Gülmek için birçok nedenimiz var"
Doğuştan bedensel engelli olup iki ayağı tutmayan Bünyamin Faruk Çalım, hayatın her şeye rağmen gülmeye değdiğini ve bunu, insanlara göstermek istediğini söyledi.
Doğuştan bedensel engelli olan ve iki ayağı tutmayan Bünyamin Faruk Çalım, hayata bakışının okuduğu bir kitapla değiştiğini ve içinde bulunduğu durumun bir imtihan olduğunu dile getirerek "Gülmek için birçok nedenin olduğunu insanlara göstermek istiyorum." İfadelerini kullandı.
Risale-i Nur Külliyatından Hastalar Risalesiyle hayata bakışının değiştiğini ifade eden Çalım "Ben doğuştan bedensel engelli olarak dünyaya geldim. Fakat annem olsun, babam olsun, arkadaş çevrem olsun bu engeli hiçbir şekilde hissettirmediler. Bana her zaman destek oldular. En büyük destekçim ailemdir.
"Ermiş ağacı silkmekle nasıl ki meyveleri düşer, imanlı bir hastanın da titremesiyle günahları düşer"
Hayatta insanın başına gelen her türlü şeyin bir sebebinin olduğunu ve Müslüman bir kişinin başına gelenleri Allah’tan bir lütuf olarak görmesi gerektiğini vurgulayan Çalım, daha sonra şöyle devam etti:
"İlk başlarda bedensel engelimden dolayı içten içe biraz üzülüyordum. Fakat sonrasında dayımın hediye ettiği bir kitapta ‘Ermiş ağacı silkmekle nasıl ki meyveleri düşer imanlı bir hastanın da titremesiyle günahları düşer.’ diyordu. O günden sonra Allah’ın bana bu hastalığı bir dert olarak değil de bir şifa olarak sunduğunu fark ettim. O günden sonra hayata tebessümle bakmaya başladım."
Risale-i Nurdan sonra Kur’an okumayı öğrendiğini ve Asr suresiyle bir başka ruh haline girdiğini belirten Çalım, Allah kelamının ruhunda yaptığı tesiri şöyle ifade etti:
"Sonrasında bir hocamın vesilesiyle Kur’an-ı Kerim ile tanıştım. Orada ‘Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.’ ‘Allah hiçbir kuluna yüklenemeyeceği bir şey yüklemez.’ Buyuruyordu. Bu ayetleri okuduğumda 'elhamdülillah' dedim. Bugün hala bir sıkıntım olduğunda başım derde girdiğinde Asr suresini hatırlarım. ‘Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).’diyordu. Ben de bugün herhangi bir zorluk yaşadığımda 'ya sabır' diyerek hayata tutunmaya çalışıyorum."
Risale-i Nur'la tanışmadan önce, kısmen de olsa karamsar olduğum zamanlar oluyordu. Annemin, babamın, arkadaş çevrimin desteği ile bunu çok da hissetmiyordum. Hissettiğim zamanlar yok da değildi. Fakat hastalar risalesi ile tanıştıktan sonra başıma her ne dert gelirse gelsin bunların beni günahımdan arındırdığını ve bir nevi bana cennetin kapılarını araladığını bildiğim için 'elhamdülillah' deyip şükrediyorum.
"Asr suresiyle sabrı öğrendim"
Hastalar Risalesiyle hayata bakışının değiştiğini, Asr suresiyle de sabrın ne kadar önemli ve sonunda mükâfatla dolu olduğunu öğrendiğini belirten Çalım "Risale-i Nurdan sonra sağ olsun hocam Kur’an-ı Kerim'le tanışmamı sağladı. Risale i Nur tabii ki önemli ama bir kulun kelâmı ile Allah'ın kelâmı bir olamaz. Allah bana ‘Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.’ diyordu. Ve böylece benim yaşadığım güçlükler isyan etmememi o güçlüğün sonunda muhakkak kolaylığın, muhakkak bir çıkış yolunun olacağını ifade ediyordu. Bu sayede daha sabırlı olmayı, yaşadığım güçlüklere biraz daha göğüs germeye öğrendim. Asr suresinde ‘Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).’diyordu. Ben o günden sonra biraz daha sabretmeyi öğrendim." şeklinde konuştu.
"İnsanlara rehber olmayı istiyorum"
Yaşadığı sıkıntıların bir imtihan olduğunu ve bunların atlatılamayacak bir şey olmadığını öğrendiğini ve bunu da tüm insanlara anlatabilmeyi amaçladığını belirleten Çalım son olarak "Benim gayem bir hukukçu veya psikolog olup bunun sonrasında insanlara rehberlik edebilmektir. Bunun için çabalayacağım. Hayattaki görüşlerimi, hayata bakış açım hayatın kötü olmadığını, gülmek için birçok nedenin olduğunu insanlara göstermek istiyorum." (Cemil Özdaş – İLKHA)