• DOLAR 34.388
  • EURO 36.852
  • ALTIN 2968.442
  • ...
Yarım asırdır gömlek dikerek geçimini sağlıyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Gaziantep’te yaşayan 62 yaşındaki terzi ustası Hayrettin Öğücü, 40-50 yıllık müşterilerinin olduğunu ve kendisinin diktiği gömlekten başka gömlek giymediklerini belirterek, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa ülkelerinden de özel müşterilerinin olduğunu söyledi.

Gaziantep’te 1967 yılında ilkokulu 3’üncü sınıfı terk ederek meslek öğrenmesi için ailesi tarafından çırak olarak verildiği aynı zamanda dayısı olan terzi ustasının yanında yetişerek mesleğe başlayan evli, 2 çocuk ve 3 torun sahibi 62 yaşındaki Hayrettin Öğücü, 52 yıldan bu yana terzilik yapıyor.

Mesleğine dayısının yanında çıraklıktan başladığını belirten Öğücü, hazır giyim sektörünün büyümesi ile terzi ustalarının sayılarının giderek azaldığını, çalıştığı iş yerinde tüm zorluklara rağmen mesleğini devam ettirdiğini belirtti.

Yıllardır dikiş makinesi başında terzilik mesleğini sürdüren Öğücü, büyük emekler vererek öğrendiği mesleğini yıllardır severek sürdürdüğünü ve ömrü yettiği müddetçe de mesleğini sürdürmeye devam edeceğini söyledi.

Bir dönemin gözde mesleklerinden olan terzilik mesleğinde yetiştirecek çırak bulamamaktan şikâyet eden Öğücü, vatandaşların da artık terziler yerine hazır giyim ürünlerini tercih ettiğini ifade etti.

“52 yıldır bu mesleği yapıyorum”

Çırak olarak terzilik mesleğine adım attığını belirten Öğücü, “İlkokul 3’ü terk ederek terzilik mesleğine başladım. Ustam aynı zamanda dayımdı. Babam dayıma, ‘eti senin kemiği benim’ diyerek beni dayıma teslim etti. O günden beri de bu mesleğe devam ediyorum. 1957 doğumluyum ve 52 yıldır bu mesleği yapıyorum.” dedi.

“Usta, hem hoca hem anne ve baba, hem de ustaydı”

Terzilik mesleğinin “Altın bilezik" olarak nitelendirildiğini belirten Öğücü, “Eskiden açlık ve yoksulluk vardı. Ailem bir zanaatımın olmasını istedi. Eskiden herkesin bir zanaatı vardı. Yarım gün okula gider yarım gün de bir ustanın yanına çalışmaya giderdi. Usta hem hoca hem anne ve baba hem de ustaydı. Yanında çırak olarak çalışan kişiye hem meslek öğretirdi hem de terbiye verirdi. Hocanın, anne ve babanın görevini usta yapardı. Yanındaki elemanı her konuda yetiştirirdi. Şükürler olsun mesleğimize devam ediyoruz. Bu meslekte çok kişilerle karşılaştım. İyi ve kötü günlerimiz oldu.” ifadelerini kullandı.

“Terzilik mesleğine severek başladım”

Terzilik mesleğine severek başladığını belirten Öğücü, “O dönem akranlarımız bir ustanın yanında çalışırdı. Ailemiz haftalığımıza bakmazdı. Meslek öğrenmemizi isterlerdi. Aileler çocuklarını kötü alışkanlıklardan uzak durması için her hangi bir meslekte çalıştırırdı. Ustalarımız bizi terbiye etti ve meslek öğreti. Bugün de kendilerini rahmetle anıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Bu meslekle insanlığa hizmet ediyorum”

Öğücü, “Bu meslekle insanlığa hizmet ediyorum. Elbette okula devam edemediğim için içimde büyük bir burukluk var. Okuyamadım ama okuyanlara gıpta ederim. Zaten bundan dolayı çocuklarımı okutmak için de elimden geleni yaptım. Evet, belki okuyamadım ama Allah’a şükürler olsun terzilik mesleği gibi bir mesleği öğrendim. Bundan dolayı hiçbir zaman pişmanlığım yoktur.” diye konuştu.

“Tek sorunumuz, mesleği öğretecek eleman yetişmemesi”

Mesleğini severek yaptığını belirten Öğücü, “Zaten sevmesek mümkün değil bu mesleği yapamayız. Gücümüzün yettiği kadar mesleğimizi yapmaya devam ediyoruz. Tek sorunumuz, mesleği öğretecek eleman yetişmemesidir. Şimdi herkes okuyor. Eskiden sadece bir ustanın yanında 4-5 tane kalfa çalışırdı. 3-4 tane de çırak olurdu. Ama şimdi tek başımıza mesleğimizi sürdürüyoruz. Bütün terziler aynı sorunu yaşıyor. Bütün meslektaşlarımız tek başına çalışıyor.” diye belirtti.

 “Ustamın döneminden kalma 40-50 senelik müşterilerim var”

Ustasının döneminden kalan müşterilerinin olduğunu belirten Öğücü, şunları söyledi:

“Müşterilerim arasında hâkim ve savcı olanlar var. Halen ustamın döneminden kalma 40-50 senelik müşterilerim var. Eskiden sadece terziler vardı. Kimse hazır giyimi bilmezdi. En fakirinden en zenginine kadar herkes terziden elbise diktirirdi. Ama şimdi sadece belli kesim kaldı. İnsanlar lüks giyinmeye başladı. Alternatif olarak hazır giyim arttı. Vatandaşlar ‘ben bir elbise diktireceğime 3 tane hazır elbise alırım’ diyor. Fakat diktirdiği elbiseyi 10-12 sene giyebiliyor. Ama hazır aldığı elbiseyi belki 3 ay bile giyemiyor. Irak, Almanya ve İsviçre’den müşterilerim var. Hazır elbiseyi giyemiyorlar. Gücümün yettiği kadar mesleğimi devam ettireceğim.”

“Mesleğini severek yapacaksın”

Terzilik mesleğinin dikkat ve titizlik isteyen bir meslek olduğunu belirten Öğücü, “Mesleğini severek yapacaksın. Sıfır hata ile yapmaya çalışacaksın. İşini baştan savma yapmayacaksın. Çünkü müşterinin sana geri dönüşümü olumlu olduğu zaman ayakta durursun. Bu durum arkadaşlarına ve çevrene de sirayet eder. Bu meslekte kişilik, ustalık ve terbiye de lazım. Müşteriye karşı güler yüzle ve tatlı dille davranmalısın. Bunların hepsinin bir arada olması lazım. Biri olup da diğerleri olmazsa olmaz.” dedi.

Geçmişte kadın, erkek, pantolon ve gömlek terzilerinin ayrı olduğunu belirten Öğücü, dayısının ustası ile dayısının da gömlek ustası olduğunu, kendisinin de yıllardır gömlek ustası olarak mesleğine devam ettiğini belirtti.

“Çalışmak insanı daha dinç tutuyor”

Terziliğin peygamber mesleği olduğunu ve ilk terzi olan Hazreti İdris'in mesleğini yapmaktan dolayı da mutlu olduğunu belirten Öğücü, “Bu meslek bana yaşamayı, dostluğu, Hazreti İdris’in (Aleyhisselam) zanaatını öğretti. Bu meslekteki amacım insanlığa hizmettir. Birçok arkadaşım emekliye ayrılıp mesleği bıraktı. Bazen benim de mesleğimi bırakmak içimden geliyor ama eş ve dost mesleği bırakmamızı istemiyor. Yorucu da sıkıcı da olsa Allah’a şükürler olsun, şikâyetçi değilim. Çalışmak, insanı dinç tutuyor. Allah’a şükürler olsun öyle ciddi bir sağlık sorunum yok." diye konuştu.

“Yıllardır mesleğimi severek yaptım”

Terzilik mesleğinin geçmişte gözde bir meslek olduğunu söyleyen Öğücü, “Yıllardır mesleğimi severek yapıyorum. Diktiğim bir gömleği müşteri beğenerek ‘eline sağlık’ deyince o gömleği bedavaya vermek isterim. Yani mesleğimize karşı bir sevgimiz var.” dedi.

“Bir daha dünyaya gelsem yine terzi olurdum”

Mesleğini terk etmek istemediğini belirten Öğücü, sağlığı el verdiği müddetçe çalışacağını da sözlerine ekleyerek, “Zaten sanatkârda heves olmazsa, mesleğini devam ettiremez. Benim ustam da Gaziantep’in sayılır terzilerinden biriydi. Sanat bakımından iyi yetiştik. Terzilik mesleğinden çok memnunum. Eğer bir daha dünyaya gelsem yine terzi olurdum.” diye belirtti. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)











Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir