1856: Osmanlı İmparatorluğu ilk kez Avrupa devletlerinden borç aldı. Gittikçe kötüye giden yönetimdeki bozukluklar, asker isyanları, yönetimde bulunan kişilerin menfaat peşinde koşmaları, dışarıdan gelen saldırılar, süre giden savaşlar ve daha birçok nedenden dolayı Osmanlı İmparatorluğu hem maddi hem de manevi planda çökmüş ve bir zamanlar haraca bağladığı Avrupa devletlerinden borç ister duruma gelmişti.

1914: Avusturya arşidükü Franz Ferdinand ve karısı Sophia'nın, Gavrilo Princip adlı bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi üzerine I. Dünya Savaşı başladı. I. Dünya Savaşı, 20. yüzyılda dünya çapında yapılan iki savaştan birincisi olup dünya milletlerinin çoğunun yer aldığı 1914'ten 1918'e kadar süren küresel bir askeri çatışmadır. 28 Temmuz 1914 tarihinde Avrupa'da başlamış ve dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin katılması ve diğer kıtalardaki sömürgelere de yayılması nedeniyle Dünya Savaşı ve Büyük Savaş olarak adlandırılmıştır. Dört yıl süren savaş, 1918 yılında sona ermiştir. I. Dünya Savaşı, Avrupa'da dört merkezi devlete karşı, Avrupa ve diğer kıtalarda bulunan yirmi beş devletin bulunduğu, o tarihe kadar görülmemiş ilk dünya savaşıdır. I. Dünya Savaşı Avrupa'da İttifak Devletleri diye adlandırılan Almanya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu ve Bulgaristan Krallığı ile İtilaf Devletleri diye adlandırılan Britanya İmparatorluğu, Fransa ve Rusya İmparatorluğu önderliğindeki Sırbistan, Karadağ ve Belçika devletleri arasında gerçekleşmiştir. Savaşa sonradan İtilaf Devletleri tarafında İtalya, ABD, Japonya, Yunanistan, Portekiz ve Romanya da katılmıştır.

1919: I. Dünya Savaşı sonunda, İtilaf Devletleri ile Almanya arasında Versay Barış Antlaşması imzalandı. Bu anlaşma 1. dünya savaşını bitirdi. İçerdiği ağır koşullardan ötürü Versay Antlaşması Almanya'da büyük tepkiye yol açmış ve "ihanet" olarak kabul edilmiştir. Birçok tarihçi Almanya'da 1920'lerde yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa, Nazi Partisi'nin iktidara gelişine ve İkinci Dünya Savaşı'na nihai olarak Versailles Antlaşmasının neden olduğu düşüncesindedir. Almanya, mecburi askerliği kaldırıyor, en çok 100 bin kişilik bir ordu bulundurmak yetkisine sahip oluyordu. Ayrıca, Almanya denizaltı ve uçak da yapamayacaktı. Bütün gemilerini de İtilaf Devletleri'ne teslim edecekti. Almanya, ödeme kabiliyetinin çok üstünde bir tamirat borcu ile de yükümlü tutuluyordu. Almanya, ekonomik ve siyasi bakımdan ağır yükümlülükler altında idi. Birçok Alman da yeni kurulan devletlerin sınırları içinde kalmıştı. Bu durumun doğal bir sonucu olarak azınlık meselesi, Barış Antlaşmasının uygulanması ile ortaya çıkmıştır

1925: İstiklal Mahkemeleri, Şeyh Said Efendi ve 47 dava arkadaşı için idam kararı verdi. Bu karar tepkiyle karşılandı. Ama idam kararları büyük bir panikle ertesi gün infaz edildi.

1933: Anıtlar Yüksek Kurulu oluşturuldu. Türbeleri, tekke ve zaviyeleri kapatan Cumhuriyet rejimi kendi türbeleri olan anıtları çağdaşlık adına kurmada hiç gecikmedi. Tarihin ve İslami değerlerin her çeşidini çağdaşlık söylemiyle yasaklayan sistem, Müslüman halkın, şanlı geçmişini ve tüm tarihi kazanım ve değerlerini kalbinde anıtlaştıracağını unutmuş gibiydi.

1938: Chicora-Pensilvanya'da boş bir araziye 450 tonluk meteor düştü. Gök taşı ya da göktaşı ya da meteor, uzaydan Dünya yüzeyine düşen maddelerin genel adıdır. Dünya atmosferine ortalama olarak yılda birkaç bin göktaşı girer. Ancak bunların beş yüz kadarı buharlaşmadan yere gök taşı olarak düşer. Göktaşları, Dünya atmosferine saniyede 11-72 km arasında değişen bir hızla girerler. Sürtünmeden meydana gelen ısıdan dolayı büyük bir kısmı eriyerek toz parçacıkları halinde yeryüzüne inebilir. Büyük göktaşları atmosferde gözlenebilir.

1943: Diyarbakır-Batman demiryolu ulaşıma açıldı. Her ne kadar Batman yöresinde çıkan petrolün taşımacılığı göz önünde bulundurularak yapılmış bir demiryolu ise de yöre insanı bu taşımacılıktan oldukça istifade etmişlerdi. Yaklaşık 50 yıl boyunca Diyarbakır-Batman arası doğrudan ulaşım sadece demiryolu ile yapılabilmekteydi.

1950: Güney Kore’nin başkenti Seul, Kuzey Kore birliklerince ele geçirildi. Kuzey Kore Çin ve Rusya desteği ile Güney Kore’yi işgal etmeye başlamış bunun üzerine aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve ABD’nin başını çektiği çok uluslu güç Kuzey Kore’ye müdahale kararı almıştı.

1965: Toplum polisine tam otomatik tabanca ve zırhlı araçlar verilmesi kararlaştırıldı. Daha önce sadece tabanca ve cop verilen toplum polisine otomatik tabanca ve zırhlı araçların verilmesi operasyonel bir güç olarak da kullanılacağının bir işaretiydi.

1967: Siyonist İsrail, doğu Kudüs'ü ele geçirdi. Siyonistler Kudüs’ün yarısın işgal etmekle yetinmeyecek her geçen gün yeni bir katliam eşliğinde işgallerine devam edecek ta ki bütün bir Kudüs’ü ele geçirip Siyonist İsrail’in başkenti ilan edeceklerdi.

1971: Türkiye'de afyon ekimi yasaklandı. Amerikalılarla yapılan prensip anlaşmasına göre; gelecek yıldan itibaren Türkiye'de haşhaş ekimine tamamen son verileceği, buna karşılık Amerikalıların haşhaş ekimi yapan 7 ildeki üreticiye mahsullerine verilen baş fiyatın iki katı kadar tazminat ödeyeceği ve Amerika'nın bir yıl için ödeyeceği tazminatın tutarının 10 milyon doları geçtiği açıklandı. Öte yandan, Türkiye İlaç Sanayi için gerekli olan haşhaşın devlet üretme çiftliklerinde yetiştirileceği ve bu iş için yapılan masrafların da Amerika tarafından karşılanacağı kaydedildi.

1972: Bediüzzaman’ın talebesi, Ahmet Feyzi Kul vefat etti. Isparta’nın Uluborlu İlçesinde 1898 senesinde bu dünyaya gözlerini açan Ahmet Feyzi Kul, Nurlarla iştigali sıralarında daha çok İzmir’e yakın, Aydın’a bağlı Ortaklar Bucak’ının Çamlık köyünde yaşamıştır. 1930 lu yılların başlarında Üstad Bediüzzaman’ı tanımıştır. Hz. Üstad ona, 'Risale-i Nur'un manevi avukatı' diyor. Ahmet Feyzi ağabey çok kuvvetli hitabet kabiliyetine ve ilm-i cifr’e vakıf birisi idi. 1972 de Antalya’da vefat etmiştir, kabirleri Çamlık’tadır.

1981: Tahran'da İslam Cumhuriyeti Partisi merkezinde bomba patladı; 72 politikacı ve görevli vefat etti. Bunlar arasında Cumhurbaşkanı Muhammed Ali Recai ve Başbakan Muhammed Cevad Bahoner ile birçok alim bulunuyordu.

1989: Natanz Olayı: İran'ın Tahran kenti yakınlarında bulunan Natanz mahallesi'nde olan bir atom fabrikasının çıkan olayla birlikte harabeye dönmesidir. Fabrika,1914'te 5000 personeliyle hizmete girdi. Radyasyon elementleri, genellikle bu fabrika'da üretilirdi.1957'de,fabrika'da tamir yapıldı ve bir süreliğine Arak'a taşındı.1971'de yeniden hizmete girdi. Bu kere 6000 personel ile hizmete girdi.1989'da gerçekleşen Natanz Olayı ile birlikte, fabrika harabe haline geldi ve İran bunu turistik eser olarak kabul etti.

2004: Irak’ta 14 ay süren işgalden sonra koalisyon, egemenliği Başbakan İyad Allavi'nin geçici hükümetine devretti. Egemenliğin devri formaliteden ibaret oldu. Irak için halen dahi bir egemenlikten bahsetmek mümkün değildir.

2006: Yugoslavya’dan ayrılıp bağımsız devlet haline gelen ülkelerden biri olan Karadağ, Birleşmiş Milletler'e 192. üye ülke olarak kabul edildi.