Cumhurbaşkanı Erdoğan: Mısır adli makamlarına sesleniyorum; Zalimler için yaşasın cehennem!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hasan Doğan Spor Kompleksi bahçesinde Bahçelievler Toplu Açılış Töreni'nde, "Mısır yönetimine sesleniyorum, Mısır adli makamlarına sesleniyorum: Zalimler için yaşasın cehennem" dedi.
İSTANBUL
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bahçelievler Hasan Doğan Spor Kompleksi bahçesinde düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu.
Bahçelievler'i hayallerine ve hedeflerine uygun bir şekilde daha yüksek seviyelere çıkarmak için gece, gündüz çalışacaklarını ifade eden Erdoğan, destekleri, sevgileri, ahde vefa ve kadirşinaslıkları için herkese şükranlarını sundu.
"Açılışını gerçekleştireceğimiz toplam yatırım tutarı 393 trilyon lirayı bulan 13 ayrı eserin ve hizmetin ilçemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum." diyen Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ilçeye kazandırdığı Şirinevler minibüs terminali ve otoparkı, metrobüs yaya üst geçidi, devlet hastanesi katlı otoparkı, merkez mahallesi gençlik merkezi, Saklıvadi spor tesisi, aile danışmanlık merkezi ve psikoterapi merkezi ile diğer eserlerin resmi açılışının yapıldığını söyledi.
"Bay Kemal çıkamıyor meydanlara"
Erdoğan, pazar günü halkın iki adaydan birinde karar vereceğini, Kandil'in "Oylarımız Millet İttifakı'nın adayına" dediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Millet İttifakı'nın adayı kim belli, isim vermeyeceğim, gerek yok ama şunu biliyoruz ki şu anda CHP Başkanı Bay Kemal, rahatsız oluyor bazı şeylerden, çıkamıyor meydanlara. Zira adayları genel başkanının adını bile anmaktan kaçıyor. Bunlarda yalan tepeden tırnağa hepsinde ganimet. Genel Başkanları nasıl yalan söylüyorsa aynen adayları da öyle yalancı ve bunlar aynı zamanda da yalanın ötesinde her türlü oyunu da oynuyor. Sayın Yıldırım ile televizyon programına çıkacakları zaman, programdan önce moderatörle Marmara Etap Oteli'nde bir araya geliyorlar, soruları onlar alıyor ve aldıkları bu sorularla beraber hazırlıklarını yapıyor ve o gece programa o şekilde çıkıyor. Bunların belgeleri bizde var. Hemen oturduğu yerin yanında kutular, kutucukların içinde de bakıyorsunuz o kartonlar. Soru geliyor oradan hemen kart çıkarılıyor. Bunların resimleri, hepsi elimizde kayıtlı. Ama ne diyor? 'Ben böyle bir şey yapmadım. Sonra ne oldu, kabul etmek durumunda kaldılar, zorunda kaldılar. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bunlarınki yatsıya kadar bile yanmadı. Çabuk söndü. Şimdi pazar günü bu mumu tamamen söndürmeye var mıyız? Öyleyse durmak yok."
"Mali denetim raporlarında kamu zararı yok"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım'ın ulaştırma bakanlığı, İDO genel müdürlüğü, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı yaptığını belirterek, İstanbul'a yakışan ve layık bir belediye başkan adayıyla seçime gitmek istediklerini kaydetti.
CHP'nin adayının neler yaptığı söylenirse kim olduğunun daha iyi anlaşılacağını ifade eden Erdoğan, her fırsatta Sayıştay raporlarından söz ederek büyükşehir yönetimini itham ettiğini vurguladı.
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2016 mali denetim raporlarında yer alan konuların hiçbirinde kamu zararının tespit edilmediğini vurgulayarak, "Dolayısıyla yargılama konusu değildir. Ama bu kişinin Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminin sadece 2016 yılındaki faaliyetleriyle ilgili 11 kamu zararına yolan açan işlem tespit edilmiştir. Kim tarafından? Sayıştay tarafından. Bunlar bizim elimizde belge. Ama kendisi böyle bir belge ortaya koyamadı. Yapılan yargılama sonunda bu zararların kendisinden tazminine karar verilmiştir. Dolayısıyla bu adayın sicili, Sayıştay raporlarıyla tespitli şekilde bozuktur." değerlendirmesini yaptı.
"Fail ortada"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekrem İmamoğlu'nun seçim gecesi kendisinin bizzat ifade ettiği, aradaki farkın sürekli azalmasıyla ilgili gerçeği de inkar ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Al size bir başka yalan. AK Parti'nin tüm oylarının yeniden sayılmasıyla ilgili başvurusuna karşı çıktıklarını, bunu engellediklerini inkar etmiştir. Aradaki fark neydi? 29. Nereye indi? 13'e. 16 puanlık fark var. Bunları inkar etti mi? Nerede bunlar? Çaldılar. "Şimdi bu şahıs, 'Kim çaldı?' diyor. Bunu bize sormayacaksın, bunu sen kendine soracaksın. Fail ortada, 29 puandan 13 puana nasıl indi?"
Burada hukuki ve siyasi bir dil olduğunu, siyasi dilde bunun adının "çalmak", hukuki dilde de "yolsuzluk ve usulsüzlük" olduğunu belirten Erdoğan, sandıkların tamamı sayılsaydı pazar günü seçim yapılmamış olunacağını kaydetti.
Erdoğan, kendi ellerindeki tutanaklarda da alenen gözüken, tamamına yakını Binali Yıldırım aleyhine olan kasıtlı birleştirme yanlışlarının görmezden gelindiğini dile getirerek, seçim sandıkları sayılırken imzaların sayımdan sonra atıldığını, bu seçimde ise sabah hemen imzaların alındığını ve akşam sayımdan sonra da sandık kurulu başkanının bunları istediği gibi doldurduğunu anlattı.
"Bu nasıl bir iş, bu ne hırs."
Erdoğan, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayının daha mazbatasını almadan, belediye başkanı değilken Anıtkabir defterine "Belediye başkanıyım" diyerek imza attığını söyledi.
"Bu nasıl bir iş, bu ne hırs." diyen Erdoğan, İstanbul İl Seçim Kurulu'nun verdiği mazbatanın, nihai mazbata olmadığını dile getirerek, "Bunları ben yaşadım, bunları iyi bilirim. Dolayısıyla şimdi ne oldu? Yüksek Seçim Kurulu bu mazbatayı iptal etti mi? Şimdi de ne yapıyoruz? Seçime gidiyoruz. Anıtkabir'e bu attığı imza ile ne oldu? Anıtkabir yönetimi o yaprağı çekti, aldı. Al sana bir ders daha. Niye? Yalancının mumu, yatsıya kadar, o kadar yanar. Sahip olmadığı bir unvanı kullanana ne derlerse, bu kişi de işte odur." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye verilerinin kopyalanmasına ilişkin, şunları söyledi:
"Daha sonra ne yapıyor? Belediyenin kapısından içeri girer girmez, dışarıdan birilerini getirip, kanuna ve her türlü usule aykırı şekilde belediyenin verilerini kopyalamaya çalışıyor. 3 kişi getiriyor dışarıdan, belediyenin personeli değil. Bunlarla verileri kopyalıyor. Ondan sonra da diyor ki 'Ne olacak? Bunlar yapılır', çok da pişkin.
Bu veri hırsızlarına da ne denildiğini gerek hukuki literatürde, gerekse siyasette çok iyi bilirler. Halbuki belediye verileri, teknik bir zorunluluk olarak zaten iki farklı yerde sürekli yedeklenir. Demek ki derdi verileri korumak değil, onları alıp bir yerlere servis etmektir. Bu ne metodudur biliyor musunuz? FETÖ metodudur, FETÖ. Bunlar hep verileri çalardı. Kimlerle? Yargıdaki elemanlarıyla. Burada da aynısını yaptılar. Neyse ki bu teşebbüsü, mahkeme kararı ile engellendi. Başka ne yapıyor? Kendisi Ankara'dayken, İstanbul'da evrak imzalıyor. Halbuki bir belediye başkanı, şehir dışına çıktığında, ona vekalet eden kişi imzaya yetkilidir."
Bu kişinin hedef aldığı kesimlerden birinin de sivil toplum kuruluşları olduğunu dile getiren Erdoğan, "Güya bu kuruluşlara, belediye bütçesinden 100 milyonlarca lira para aktarılmış. Hepsi de kadınlara, gençlere, çocuklara, engellilere yönelik çalışmalar yürüten, eğitime, sağlığa, kültüre, spora hizmet eden, hayır hasenat işleri yapan bu tür kuruluşlarla ortak projeler yürütme dışında nakit olarak herhangi bir para aktarımı söz konusu değildir. Yani bu kişi, İstanbullunun gönül köprülerini yıkmaya çalışıyor." dedi.
"Tespit ettik, görüşmenin süreci 45 dakika"
Belediye başkan adaylarının katıldıkları ortak yayına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Daha başka ne yapıyor? İki adayın birlikte katılacağı televizyon programının moderatörüyle aynı odaya kapanıyorlar, orada çalışmalarını yapıyorlar. Birisi '2-3 dakika görüştük' diyor, öbürü '5-10 dakika görüştük' diyor, öbürü '10-15 dakika görüştük' diyor. Halbuki tespit ettik, görüşmenin süreci 45 dakika. Aynı odada birlikte kalmışlar. Yani soruları çalmışlar. Diyorum ya yalan, hep yalan. Üstelik bununla kalmıyor, çıktığı televizyon programında Binali Bey'in soruları istediği yalanını yüzü kızarmadan söyleyebiliyor.
Başka? Bayramda Ordu'ya gidiyor. Hakkı olmadığı halde, kullanmak istediği VIP kapısından geçişi engellenince, devletin valisine gariz hakaretler ediyor. Yani, haysiyet cellatlığı yapıyor. Valiler, Cumhurbaşkanlarının o ildeki temsilcisidir. Valiye hakaret, Cumhurbaşkanlığına hakarettir. Daha ileri gidiyorum millete hakarettir. Sen kalkıp da bir valiye, 'it' diyemezsin. Baktı ki bu iş zora gidiyor bu sefer ne yaptı? Dedi ki 'Ben it demedim'. Dedim ki 'İtleşme'. Böyle manevra yaptı. Bunların hepsi televizyon kayıtlarında var mı? Var. Yazılı medya da var mı? Var. Sen bu milleti enayi mi zannediyorsun? Bunların hepsi ortaya çıktı."
CHP'ye oy veren vatandaşlara seslenen Erdoğan, "Böyle bir adam, İstanbul'un başına getirilebilir mi? İyi Parti'nin gönül verenlerine sesleniyorum. Böyle bir adam İstanbul'un başına getirilebilir mi? HDP'ye gönül verenlere sesleniyorum. Böyle bir adam İstanbul'a başkan olabilir mi? Saadet Partili kardeşlerime sesleniyorum. Böyle bir adam İstanbul'un başına getirilebilir mi? İstanbul'a yazık olur. " diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin büyük bir bölümünün, komisyonların tamamının, başkanvekilliklerinin tamamının AK Partili olduğunu belirten Erdoğan, "Zaten, bu sadece vitrin süsü olarak seçilse bile belediye başkanlığı yapacak o kadar, vitrin süsü. En ufak bir yanlışta karşısına kim dikilecek? Meclis dikilecek. Şimdi diyor ki 'Beni çalıştırmayacaklar'. Daha şimdiden konuşmaya başladı. Demek ki doğru dürüst hareket etmeyeceğini biliyor ve AK Partili belediye meclis üyeleri de doğru dürüst hareket etmeyenlere yol vermezler. Bunu biliyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, CHP'nin her konuda yaptıklarıyla, söyledikleriyle ilgili inkarda bulunduğunu dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti:
"Sürekli 'görmedim, duymadım, söylemedim' modunda. Bir de 'keyif alıyorum'. Bu tür şeyleri var. 'Şundan keyif alıyorum, bundan keyif alıyorum.' Keyfin artsın inşallah. Pazardan sonra daha da artacak. Merhum Ahmet Kaya'nın şarkısındaki gibi ifade edecek olursak, 'Nereden baksan tutarsızlık'. Yaptıklarında ve etrafında olup bitenlerden bu kadar bihaber CHP adayına, İstanbul yönetimi emanet edilebilir mi? Bu kadim şehrin geleceği 'Zulüm 1453'te başladı' diyenlere, akıllarının bir köşesinde hala 1453'ün rövanşını almak olanlara teslim edilebilir mi? İstanbul gibi pırlanta kıymetindeki bir şehir böyle siyaset anlayışının eline bırakılabilir mi?"
CHP'nin genel başkanının, milletin inancına hakaret eden il başkanının ortada olmadığını belirten Erdoğan, "İstanbul il başkanı biliyorsunuz, ne ile meşgul tam bir terör örgütünün temsilcisi. DHKP/C. Bunun yanında domuzla da arası baya iyi. Böyle de bir özelliği var. Bunların yöneticileri ortada yok, hatta aday da ortada yok. Şimdi artık meydanlara da çıkmayacakmış. Kendisine biçilen rolü oynayan CHP adayı sürekli tekliyor ama kimseden ses çıkmıyor. Çünkü biliyorlar ki geri plandakiler sahaya inse, gerçek yüzleri ortaya çıkacak. Bu partinin adayına destek çağrıları ise ya Kandil'den geliyor ya dışarıdan bir yerlerden geliyor." diye konuştu.
"Ey eğri büğrü zihniyet yanlış zihniyet, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık"
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Aradan 25 yıl geçmiş ama kafalar hiç değişmemiş. Hala millete tepeden bakıyorlar, hala milleti hiçe sayıyorlar, hala lafla peynir gemisi görülebileceğini sanıyorlar, hala oturdukları yerden hakikatleri gözden kaçırabileceklerine inanıyorlar. Daha açıkçası hala milleti kandırabileceklerini zannediyorlar." dedi.
Erdoğan, CHP zihniyetinin, "Erdoğan'ın akıbeti de Mursi gibi olacak" dediğini söyledi.
CHP'lilerce şimdi Mursi'nin ölümünün ardından Tweet'ler atılmaya başlandığını aktaran Erdoğan, "Tweet'lerinde 'Erdoğan senin akıbetin de Mursi gibi olacak' dediler. Şimdi ben de bu CHP zihniyetine sesleniyorum. Ey eğri büğrü zihniyet yanlış zihniyet, biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Allah'ın takdiri nerede nasıl ne zamansa biz onu kucaklayarak bu yolda yürümeye kararlıyız." diye konuştu.
"Mısır adli makamlarına sesleniyorum: Zalimler için yaşasın cehennem"
"Mursi'nin ölümü kutlu bir ölümdür, mutlu bir ölümdür" diyen Erdoğan, "Mahkeme salonunda 25 dakika can çekişirken bu zalim Mısır yönetimi ve oradaki adli kurum, kurullar, ne doktor, ne şu, ne bu... Çağırmadılar. Orada ölümünü beklediler. Şimdi ben de buradan sesleniyorum, Mısır yönetimine sesleniyorum, Mısır adli makamlarına sesleniyorum, Zalimler için yaşasın cehennem." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 23 Haziran'da İstanbul'u yönetecek Büyükşehir Belediye Başkanının seçileceğini anlatarak, "Sandığa gittiğimizde ölçümüz projeleriyle birikimiyle yeteneğiyle ekibiyle kimin bu şehri daha iyi yönetebileceği olmalıdır. Buradan CHP'ye HDP'ye, İYİ Parti'ye, Saadet Partisi'ne görev vermiş vatandaşlarıma tekrar sesleniyorum. İstanbul, her ne sebeple olursa olsun geleceği risk altına sokulabilecek kazanımı tehlikeye atılabilecek bir şehir değildir." diye konuştu.
İstanbul'a hep birlikte sahip çıkmaları gerektiğini dile getiren Erdoğan, Büyükşehir Belediye Başkan adaylarından hangisinin İstanbul'un ulaşım sorununu, kentsel dönüşüm çalışmalarını, yeşilini, çehresini, düzenlenmesini, sosyal hizmetlerinin üstesinden gelebilebilecekse şehrin yönetiminin ona teslim edilmesi gerektiğini vurguladı.
İstanbul'a olan sevgilerinin, muhabbetlerinin ve verdikleri değerin en büyük ispatının, ülkenin en iyi projeler geliştiren şahsiyetlerinden birini bu şehre aday göstermeleri olduğunu aktaran Erdoğan, "Dikkat ederseniz Binali Yıldırım kardeşimiz ne zaman proje derse, ne zaman yatırım derse, karşı taraf hemen laf kalabalığıyla işi başka tarafa çekiyor." dedi.
1994 yılını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben İstanbul'un yönetimine talip olduğumda, yarıştığımız diğer adaylar, projeleri ve hizmet taahhütleri ve değil, siyasi kavgalarıyla gündemdeydi. İstanbul için yüreği yanan, bir şeyler yapmak isteyen, sorunların çözümü için projesi olan tek aday bizdik. Bu şehir bizim kara kaşımıza, kara gözümüze meftun olduğu için değil, kendisine en iyi hizmeti vereceğimiz inancıyla belediye başkanı yaptı. Göreve geldikten kısa süre sonra çöpten temizliğe, içme suyundan, kanalizasyona, doğal gazdan ulaşıma, sosyal yardımlardan, spor tesislerine kadar her konuda İstanbul'un çehresini biz değiştirdik. Başbakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığımız döneminde de İstanbul'un her meselesiyle yakından ilgilenmeyi sürdürdük. "
"Bizim her tercihe saygımız sonsuzdur"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Aradan 25 yıl geçmiş ama kafalar hiç değişmemiş. Hala millete tepeden bakıyorlar, hala milleti hiçe sayıyorlar, hala lafla peynir gemisi yürütülebileceğini sanıyorlar, hala oturdukları yerden hakikatleri gözden kaçırabileceklerine inanıyorlar. Daha açıkçası hala milleti kandırabileceklerini zannediyorlar. Bizim her tercihe saygımız sonsuzdur. Çabamız ve endişemiz, İstanbul'a ve ülkemize daha güzel bir gelecek hayal ediyor oluşumuzdan kaynaklanıyor. " diye konuştu.
Türkiye'nin en güzel şehirlerinden olan İzmir'in bu zihniyetin elinde nasıl heba olup gittiğini hep beraber gördüklerini kaydeden Erdoğan, "İzmir susuzdu. İzmir'e suyu biz getirdik. Gördes Barajı'ndan İzmir'e su getirdik. Niye yapmadılar? İstanbul'da susuzdu. Tabii gençler bunu hatırlamaz ama 30 yaş, 40 yaş grubu hatırlar. Suları taşıyor muyduk, küvetleri dolduruyor muyduk? Bidonlarla taşımak üzere su istasyonları kurulmuştu İstanbul'da. Bu kardeşiniz Istranca Dağlarından İstanbul'a su getirdi, 140 kilometre. Dağları deldik. Anadolu Yakası'nda Melen'den aynı şekilde Ömerli'ye su getirdik. Dedik ki yetmez. Boğazın altından tüp geçitler oluşturduk. Oralardan da Anadolu'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Anadolu'ya su deplase ettik. İstanbul'lu susuz kalmasın diye. Bunları biz yaptık. Bunları aklı havsalası bunları almaz. Çöp dağlarını biz kaldırdık. CHP yönetimi vardı iş başında Ümraniye'deki çöplük patladı biliyorsunuz ve orada 39 vatandaşımız öldü. Belediyede kim vardı yine? CHP ama onu da biz çözdük. Orası şimdi spor tesisleri." değerlendirmesini yaptı.
İstanbul'daki hava kirliliğini çözdüklerini ifade eden Erdoğan, İstanbul'da 50 bin olan doğal gaz bulunan ev sayısını cezaevine girerken 1 milyon 250 bin eve çıkardıklarını söyledi.
Haliç'i temizlediklerini, Sütlüce mezbahanesini Haliç Kongre Merkezi yaptıklarını anlatan Erdoğan, Haliç'ten çıkardıkları çamuru 9,5 kilometre ötedeki Alibeyköy taş ocaklarına taşıdıklarını ifade etti.
Erdoğan, yaptıkları metrobüsün Sögütlüçeşme'den CHP adayının olduğu Beylikdüzü'ne kadar gittiğini dile getirerek, şimdi de hafif raylı sistem yaptıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 29 Ekim 2013'te açılışını yaptıkları Marmaray'ı bugüne kadar kullananların sayısının 350 milyon olduğunu belirterek, "İşte biz yaparız, onlar konuşur. Avrasya Tüneli'ni kim yaptı? Biz yaptık. Benim ecdadım Fatih, karadan gemileri yürüttü biz de denizin altından yürütüyoruz. İşte bu. 3. Köprü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü de biz yaptık. Ağır vasıtaları oraya aldık." dedi.
İstanbul Havalimanı'nın dünyada ilk 3 içinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, " Almanya'nın Berlin Havalimanı 17 yıldır yapılamıyor ama biz 5 yılda burayı yaptık. Farkımız bu. Bütün bunlarla beraber şimdi Atatürk Havalimanı'nı Millet Bahçesine dönüştürüyoruz ve yanında bir fuar merkezi yapıyoruz. Diğer yanına yine devlet başkanlarının gelip indiği bir ufak havalimanını oluşturuyoruz. 25 ilçe belediyemiz millet bahçeleriyle millet kıraathaneleriyle inşallah ilçelerimizi zenginleştirecekler. Fakat Binali Bey'in riyasetinde İnşallah bunu çok daha ileriye taşıyacağız." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün İzmir'in çok daha kötü bir durumda olabileceğine işaret ederek, "Ama İstanbul sevdalısı bir kardeşiniz olarak biz, İzmir'in de bu haline üzülüyoruz. Kokudan geçilmiyor körfezde. Çünkü İzmir CHP'lilerin elinde. CHP demek pislik demektir, CHP demek çöp demektir, CHP demek kanalizasyon demektir. Bizde ise temizlik var." ifadelerini kullandı.
Kaynak, AA