İşte Yeni Akit Gazetesi yazarlarından  Ali Karahasanoğlu`nun makalesi..

Ne oldu canlar, niye paniklediniz böyle?

Köşk`ten yapılan açıklamada, "Madımak olayının gerek oluş şekli, amacı, sonuç ve tesirleri itibariyle gerekse dönem içerisinde yaşanan diğer bazı olaylarla irtibatları itibariyle bir bütünlük içerisinde araştırılması ve incelenmesi için Devlet Denetleme Kurulu görevlendirilmiştir" denildi...
Gerçeklerin peşinde olan insanlar, böylesi bir gelişmeye sevinmez mi?
Şahsen ben, hem sevindim.. Hem de hukuka olan "sıfır düzeyi"nde seyreden güvenime, birazcık ümit geldi..

Ama sevinmeyenler, hatta üzülenler var, DDK`nın görevlendirilmesine..
Hem de bunlar kimler, biliyor musunuz?
"Madımak`ta canlarımız gitti" diyenler..
Sıralayalım, üzülenleri..
Madımak rantını 19 yıldır devşiren, devşirmeye de devam etmek isteyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül`den başlayalım, itiraz edenleri deşifre etmeye..
Cumhurbaşkanı`na hitaben, şöyle demiş Bülbül: " `Devlet Denetleme Kurulu araştırma yapsın` talimatı vermeniz son derece anlamlı ve üzücüdür."
Gördünüz mü, Sivas olaylarını 19 yıldır dindar insanların başına kakanları..
Bakın şimdi ne diyorlar..

"Araştırma yapılsın" demek, "son derece üzücü" imiş!
Niye üzüldün Bülbül efendi?
Gerçeklerin ortaya çıkmasından mı korkuyorsun? Kendi arkadaşını vurup, dindarların üzerine atanların maskelerinin düşmesinden mi korkuyorsun?
Korksan da korkmasan da gerçekler çıkacak ortaya..
Bir istemezükçü de, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu..
O da şöyle diyor: "Bu süreçte sayın Cumhurbaşkanı hangi gerekçeyle olayları nasıl aydınlatacak, doğrusunu isterseniz ben de merak ediyorum. Yüksek Denetleme Kurulu`nun da somut bazı bilgilere ulaşacağını sanmıyorum.``
Paniğe bakın paniğe..
Devlet Denetleme Kurulu`nun adı, Yüksek Denetleme Kurulu oluverdi.
Eli ayağına dolaşıyor, Kemal beyin..
Hem söyler misiniz, "Olayları nasıl aydınlatacak" diye, itiraz mı olur?
Aydınlatırsa, faydası olur. Aydınlatamazsa, ne zararı var size?
Tabii ki hiçbir zararı yok.
O zaman nedir bu itirazınızın sebebi?
Yoksa? Yoksa, derinlerle ilgili, bir bildikleriniz mi var?
Ki, "Bilgilere ulaşacağını sanmıyorum" diyorsunuz, sayın Kılıçdaroğlu!..
Bir diğer istemezükçü de, Madımak`ta babasını kaybeden Zeynep Altıok Akatlı. O da şöyle demiş: "Neden 20 yıl sonra aniden bu araştırmanın yapıldığını anlamakta güçlük çekiyorum."
Ne oldu Zeynep bacı..
Ağlayıp, dramatize ediyordun olayları..
20 yıl, 40 yıl.. Gerçekler ortaya çıksa.. Failler ortaya çıkarılsa, ne zararın olur, senin bu işten?
Ne zararın olur ki, böylesi güzel bir gelişmeyi "Anlamakta güçlük çekiyorum" diye yorumluyorsun?
Hemen hatırlatalım..
Kimse kafa bulandırmasın..

Sivas olayları, zamanaşımına UĞRAMAMIŞTIR!
Olay tarihi 2 Temmuz 1993`tür!
Fiil sonucu ölümler yaşandığından, cezası "ağırlaştırılmış müebbet"tir.
Suç tarihindeki kanuna göre zamanaşımı süresi 20 yıldır.
20 yılın dolma tarihi, 2 Temmuz 2013`tür.
Yani daha 7 ay vaktimiz var!
Geçtiğimiz aylarda, Sivas davası ekseninde tartıştığımız zamanaşımı mı?
Onlar, olay sırasında yoldan geçenler için öngörülen zamanaşımı süresi.. Onlar için istenen ceza, zaten 3 yıl, 5 yıldı.. Onun zamanaşımı süresi de, 15 yıldı.. O doldu..
Ama şimdi gerçek failler çıkacak.

Yani "katiller" çıkacak ortaya..
Katillerin cezası ömür boyu müebbet olduğundan zamanaşımı da 20 yıl.. 20 yıl da henüz dolmadı.. Ama panikleyen panikleyene.
Turgut Kazan da sosyal medyada tepki vermiş: "Cumhurbaşkanı`nın DDK`yı Sivas katliamını incelemekle görevlendirmesi, Anayasanın 108 ve 2443 sayılı yasanın 1 ile 2. maddelerine aykırıdır. Sivas katliamı yargılandı ve kesin karara bağlandı. Kaçan zanlılar zamanaşımından yararlanarak kurtuldu, mahkum olanlar da cezalarını çekti. DDK görevlendirmesi, cezaları infaz edilen hükümlüleri aklama girişimidir."

Yürüüü. Yürü Kazan efendi. Yürü de ense tıraşını görelim..
50 yıllık hukukçu olacaksın, bir de..
Olayın fer`i failleri (aslında onlar fer`i fail bile değil ya, o da ayrı konu) için uygulanan zamanaşımı süresini, olayın asli faillerinin zamanaşımı süresi gibi gösterip, halkı kandırmaya çalışma!
Kaçan zanlılar kurtulamadı. Kurtulamayacak.. 20 yıl dolmadan, hepsinin yakasına yapışılacak.. Eminim, Sivas`ın sanık sandalyesinde oturacak gerçek katillerinin avukatlığını da, Turgut Kazan yapacak!
Yazın bir kenara!

Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit

ikinci yazı

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas`ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli`nde çıkan olaylar sonucu 37 kişi hayatını kaybetmişti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül önceki gün aldığı kararla ‘Sivas olaylarının` araştırılması ve incelenmesi için Devlet Denetleme Kurulu`nu (DDK) görevlendirdi. Gül`ün bu kararının ardından ‘Sivas olaylarını` sulandırmaya çalışan gruplar harekete geçerek Gül`ü ağır bir dille eleştirdi.

BÜLBÜL: DDK NEYİ ARAŞTIRACAK

Cumhurbaşkanı Gül`ün bu kararının ardından Gül`e mektup yazan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Kemal Bülbül, ‘Sivas olaylarının` hadise değil katliam olduğunu iddia ederek, DDK`ya araştırma talimatı vermesinin son derece anlamlı ve üzüntü verici olduğunu savundu. Mektupta, olayların DDK tarafından incelenecek olmasını eleştiren Bülbül, “Gül`ün açıklamaları kaygı vericidir. Devlet Denetleme Kurulu, tüm gerçekler gün gibi ortadayken neyi araştıracaktır? Hukukun verilerine göre araştırma yapması gereken ‘Devlet Denetleme Kurumu` değil, yargı kurumudur” dedi.

AYGÜN: GÜL ŞOVLARINI GÜÇLENDİRİYOR

Konu hakkında twitter üzerinde değerlendirmelerde bulunan Alevi kökenli CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün ise, “Abdullah Gül 19 yıl sonra Sivas olaylarının araştırılması için DDK`yı harekete geçirme kararı vermiş, aşağıdakilerden hangisi bu adımın sebebi olabilir: a) Tayyip ile girişeceği Cumhurbaşkanlığı rekabetinde üstünlük kazanmak. b) ‘Tarafsız` ve ‘demokrat` olduğu yönündeki imajı tazelemek için yeni bir adım atma ihtiyacı. c) Alevileri yanına çekmek için sahte Alevi kurumlarıyla sıkça yaptığı ‘Muharrem İftarı` şovlarını yeni bir girişim ile güçlendirmek” diyerek Gül`ün kararını alaycı bir dille eleştirdi.

KAZAN: KARAR ANAYASAYA AYKIRI

Eski İstanbul Barosu Başkanı ve Ergenekon sanıklarından Mustafa Balbay`ın avukatı Turgut Kazan da, “Cumhurbaşkanı`nın DDK`yı Sivas katliamını incelemekle görevlendirilmesi, Anayasa`nın 108 ve 2443 sayılı yasanın 1 ile 2. maddelerine aykırıdır” iddiasında bulundu. Kazan, “DDK`ya asla yargı kararının infazını önleyici bir görev verilemez. Kesinleşmiş hükümleri geçersiz kılmak amacıyla, bu kurul kullanılamaz” şeklindeki tweeti ile Gül`e tepki gösterdi.

SARIHAN: GERÇEĞİN KARARTILMASI ÇABASI VAR

Ayrıca Sivas davasının müdahil avukatı Şenal Sarıhan ‘Sivas olayları` ile ilgili olarak, “Gerçeğin karartılması konusunda uzun süredir bir çaba var” iddiasında bulunarak, DDK`nın araştırmasından bir sonuç beklemediğini dile getirdi.

STK`LAR: BU TELAŞ NİYE?

Akit`e konuşan STK temsilcileri, Gül`ü eleştiren bu çevrelere tepki göstererek, “Bu telaş niye, neden olayların arkasında veya önünde kim veya kimler varsa bunların tam anlamıyla aydınlatılmasını istemiyorlar. Hangi gerçeklerin ortaya çıkmasından korkuyorlar?” diye soruyor.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Kemal Bülbül, CHP`li Hüseyin Aygün, Ergenekon sanıklarından Mustafa Balbay`ın avukatı Turgut Kazan ve Sivas davasının müdahil avukatı Şenal Sarıhan, cumhurbaşkanının Sivas Olayları için Devlet Denetleme Kurulu`nu harekete geçirmesinden aşırı derecede rahatsız oldu.

Talha Çolak / Yeni Akit