• DOLAR 34.578
  • EURO 36.281
  • ALTIN 2994.947
  • ...
Filistinlilerin sağlık hizmetine erişim hakkı israil’in elindeyken öylece seyirci kalamayız
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İşgal altındaki Filistin topraklarında yapayalnız tedavi gören çocuklarla tanıştığım bir sağlık gezisinden henüz döndüm.

En savunmasız hastaları etkileyen izin sistemini değiştirmeleri için İsrail makamları üzerinde uluslararası baskı oluşturulması talebiyle bu hafta İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt’a yazmam işte bu yüzdendi.

Doğu Kudüs’teki El-Mekasıd Hastanesi’nin yenidoğan ünitesine yaptığım ziyaret sırasında, hamileliğin 26. haftasında doğan prematüre üçüzlerin hayatta kalan tekiyle tanıştım. Anneleri doğumdan birkaç gün sonra Gazze’ye dönmek zorunda kaldığı için doktorlar, 2 bebeğin öldüğünü ebeveynlerine telefonla söylemek zorunda kalmıştı.

Bu özel bebek mart ayından beri eve gitmeye hazırdı ama annesi ancak geçen hafta izin belgesine kavuştu ve kızını alıp eve götürebildi.

Bir doktor olarak, ebeveynlere çocuklarının öldüğünü telefonda söyleyen hastane personelinin üzerindeki baskıyı hayal bile edemiyorum. Bir anne olarak, bebeğinden 5 ay boyunca ayrı bırakılmanın nasıl bir his olduğunu tasavvur edemiyorum.

Doğu Kudüs’teki Augusta Victoria Hastanesi’nin pediatrik onkoloji ünitesindeyse, kemoterapisinin ilk indüksiyon fazında 4 yaşında bir kız çocuğuyla tanıştım. Annesinin eşlik etmesine izin verilmediği için bu görevi onun yerine ihtiyar büyükannesi yapmak zorundaydı. Kız çocuğu epey travma geçirmiş, bu ilk günler boyunca annesiyle konuşma cesaretini kendinde bulamamıştı.

Birleşik Krallık’ta çocukların tedavilerine yapayalnız devam etmelerini kabul edilmez bulurduk. Dünyanın başka bir yerinde buna neden razı olalım ki?

Gazze dışında bakıma muhtaç hastalar için izin onay oranının azalmasıyla birlikte artık daha fazla hasta, ulaşabildikleri sağlık hizmetleri konusunda kısıtlamalar yaşıyor. Ayrıca, reddedilen izinlerin kapsamı, izin belgesine ilk defa başvuran aileler için caydırıcı oluyor.

İzin belgelerini almada yaşadıkları gecikmelerden ötürü Gazze’deki ilk testlerinden bu yana kanserleri yayılmış genç adamlarla tanıştım. Şimdi karar vermesi imkansız seçeneklerle karşı karşıyalar: Ya ailelerinin yanında ölmek üzere Gazze’ye dönecek ya da yataklarının başında aileleri olmadan, ömürlerini uzatmak için Kudüs’te tedavi görecekler.

Böyle durumlarda istenen iznin gecikmesi, aslına bakılırsa reddedilmesi anlamına geliyor.

İzin başvurusu sisteminde herhangi bir sebeple gecikme yaşandığında, hasta, hastane randevusunu kaçırır ve bu iş için bir kez daha sevk edilmesi gerekir. Bu, insanlık dışı bir durum ve en savunmasız Filistinlilerin yaşamı üzerinde devasa bir etkisi bulunuyor.

Gazze’de ve Batı Şeria’da yaşayan kişilerin tedaviye ulaşmak için çoğunlukla aylarca beklemek zorunda olmaları ya da küçük çocuklarına eşlik edememeleri kabul edilemez. Bu, siyasi seçimden kaynaklanan insani bir kriz.

Öyle umuyorum ki Birleşik Krallık hükümeti, sağlık hizmetlerine erişim konusunda caydırıcı ve sınırlandırıcı bu insanlık dışı sistemi gözden geçirmeleri için İsrailli makamlarla çalışacaktır. Bunu, mümkün olan her fırsatta dışişleri bakanlığına duyurmaya devam edeceğim.

Dünya üzerinde hiçbir çocuk yalnız ölmemeli. Kimse bu yıkıcı seçimlerle karşı karşıya bırakılmamalı.

kaynak: independent türkçe

Bu haberler de ilginizi çekebilir