“Kudüs’ün hürriyeti için mücadele etmeliyiz”
BATMAN - Batman’da İslami STK’lar tarafından Dünya Kudüs Günü ve Mavi Marmara katliamının yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen kitlesel basın açıklamasında, “Kudüs’ün hürriyeti için mücadele edilmesi” çağrısında bulunuldu.
1979 yılından beri Ramazan ayının son cuma gününde tüm dünya Müslümanları tarafından kutlanan Dünya Kudüs Günü ve Mavi Marmara katliamının yıl dönümü münasebetiyle Mustazaflar Cemiyeti Batman Şubesi ve Özgür Kudüs Platformu tarafından kitlesel basın açıklaması düzenlendi. Basın açıklamasına Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu da destek verdi.
Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde “Kudüs’ün Özgürlüğü Ümmetin Özgürlüğüdür” sloganıyla yapılan basın açıklamasına; siyasi parti ve STK temsilcileri, âlimler, kanaat önderleri ile kalabalık bir kitle katıldı.
“Bir Yasin Gider Bin Yasin Gelir”, “Hamas’a Selam Direnişe Devam”, “Siyonistin Korkusu Muhammed’in Ordusu”, “Filistin Davası İslam Ümmetinin Davasıdır”, “Katil Amerika”, “Lanet Olsun Bütün Zalimlere” gibi dövizlerin açıldığı basın açıklaması sırasında katılımcılar sık sık tekbir getirerek, "Kahrolsun israil kahrolsun Amerika”, “Zalimler için yaşasın cehennem”, “Katil israil Filistinden defol”, “Muhammedin ordusu siyonistin korkusu”, “Hamas’a selam direnişe devam”, “Kudüs bizimdir bizim kalacak" sloganları attı.
Sunuculuğunu M. Ali Şimşek’in yaptığı program Kur’an-ı Kerim’in tilavetiyle başladı. Basın açıklamasından önce Kürdçe bir konuşma yapan Molla Osman Teyfur, Kudüs’ün Müslümanlar için mukaddes bir yer olduğunu, bu nedenle muhafazasının yapılması gerektiğini söyledi.
“Ümmet ihtilaflarını bir kenara bırakıp Kudüs’ün özgürlüğü için kenetlenmeli”
Kudüs’ün esaret altında olduğunu, Müslümanların Kudüs’ü esaretten kurtarmak için mücadele etmesi gerektiğini vurgulayan Teyfur, “Kudüs Peygamberlerin şehridir ve Peygamberlerden bize bir emanettir. Kudüs normal bir şehir değildir. Kudüs her dönemde nübüvvetin merkezi olmuştur. Bunun için Peygamberler ona sahip çıkmıştır. Bizler Kudüs’ün ehemmiyetini anlamamız için Allah Miraç Gecesinde Peygamberimizi Mekke’den Kudüs’e götürdü. Kudüs göğe yükselmenin kapısıdır. Müslümanlar Kudüs’e sahip çıkmalıdır. İşgal altında olan İslam coğrafyasını azat etmek için Müslümanlar mücadele etmelidir. Kudüs’e sahip çıkmak biz Müslümanlar için bir farzdır. Kudüs sadece Arapların, Filistinlilerin değil Kudüs tüm Müslümanlarındır. Kudüs ümmetin bir parçasıdır. O yüzden ümmet ihtilaflarını bir kenara bırakıp Kudüs’ün özgürlüğü için kenetlenmelidir. Kudüs özgür olursa Müslümanlar da özgür olacaktır. Ama eğer ki Kudüs esaret altındaysa tüm Müslümanlar da esaret altında demektir.” diye konuştu.
Ardından Özgür Kudüs Platformunun basın açıklaması M. Latif Kaya tarafından okundu.
Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa ve Filistin topraklarının, 1948 yılından bu yana siyonist rejimin işgali altında olduğunun vurgulandığı açıklamada “Başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin desteğiyle günümüze kadar artarak devam eden bu işgal, Müslümanlar için kutsal Kudüs davasına dönüşmüştür. Bugün, yine israil terör çetesinin imza attığı barbarlık örneklerinden biri olan Mavi Marmara olayının da yıldönümüdür.” denildi.
“Tepkisiz kaldıkça işgal her gün biraz daha yayılacaktır”
Kudüs’ün 70 yılı aşkın zamandır siyonistlerin işgali altında olduğuna dikkat çekilen açıklamada “1948 yılında İslam ümmetinin bağrına saplanan hançer, bugüne kadar bizlere unutulmadık acılar yaşattı. Acının yüreklerde korlaştığı Kudüs'ün işgali, bugün İslam ümmetinin yaşadığı en büyük sorundur. Unutulmamalı ki; Kudüs hür olduğunda ümmet hür olmuş, esir olduğunda zillete duçar olmuştur. Bilmeliyiz ki; bizler sessiz ve tepkisiz kaldıkça işgalin her gün biraz daha yayıldığı bu mukaddes beldede Müslüman kanı akmaya devam edecek, siyonist ateş sadece Kudüs'ü değil bütün bir ümmeti yakacaktır. Yemen'i, Suriye'yi, Libya'yı, Afganistan'ı ve coğrafyamızın diğer beldelerini yakan zaten bu ateş değil midir?” vurgusu yapıldı.
“Kudüs’ün hürriyeti için mücadele etmeliyiz”
Müslümanlar için Mescid-i Aksa’nın; Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî'den sonra yeryüzündeki en mukaddes mabet olduğunun belirtildiği açıklamada, “Bugün Kudüs'ü her zamankinden daha çok gündemde tutmalı ve hürriyeti için mücadele etmeliyiz. Küresel küfür güçleri, en küçük zaman dilimini dahi Kudüs'ü Yahudileştirme gayreti ile plan ve projeler geliştirmektedir. Kudüs'ün küresel bir saldırı altında olduğunu görmeliyiz. Zalimler topluluğu tüm imkânları ile İslam ümmetini hedef almışken bizlerin tepkisizce oturması büyük bir vebaldir.” açıklamasında bulunuldu.
“Her zamankinden fazla kardeşliğe, birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var”
Müslümanlara çağrıda bulunulan açıklamada, “Bugün, her zamankinden çok daha fazla kardeşliğe, birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız vardır. Rabbimizin emrettiği şekilde aramızda İslam kardeşliğini tesis etmek, ümmet olarak bizim en öncelikli meselemizdir. Bunun için çalışmalı, bunun için zemin hazırlamalıyız. İslam coğrafyasındaki savaşlar, zulümler, akan kanlar ve çiğnenen mukaddesatlar ümmetin vahdetiyle son bulacak ve Kudüs, özgürlüğüne kavuşacaktır. Müslümanlar kardeş olduklarının farkına vardığında, birbirleriyle ilgili ötekileştirici, çatışmacı dili bıraktıklarında, artık namluların yönünü birbirlerine doğrultmadıklarında muzaffer olacaklardır. Kudüs, bizim birleşmemizi beklemektedir. Biz kendi aramızda birlik kuramazsak bu zillet hali ve yaşadığımız bu acılar katmerlenerek devam edecektir.” denildi.
“Yüzyılın işgaline karşı güçlü bir duruş sergilenmeli”
Açıklamanın devamında, şu ifadelere yer verildi:
“Başta Batılı devletler olmak üzere dünyanın üç maymunu oynadığı zulümlere karşı Filistinli Müslüman kardeşlerimizin yanında olmak ilahi bir farizadır. Ceddimiz Selahaddin-i Eyyubi’nin bizlere emanet bıraktığı mukaddes davaya sahip çıkmak aynı zamanda bizler için en büyük mirastır. Bugün haydut ABD'nin ‘yüzyılın anlaşması’ olarak sunduğu, ama aslında ‘yüzyılın işgali’ne kapı aralayan sinsi plana ilişkin coğrafyamızdaki kimi kukla rejimler her ne kadar destek verse de hür iradeli ülke yönetimleri bu büyük yıkım projesine karşı güçlü bir duruş sergilemelidir.”
“Siyonistlerle olan askeri ve ekonomik iş birliklerini sonlandırın”
Bir çağrının da İslam ülkelerinin idarecilerine yapıldığı açıklamada, “Ümmetin halini görmezden gelmeyin. Müslümanların düştüğü bu halden en çok sizler sorumlusunuz. Müslümanların kanına giren zulüm güçleriyle işbirliği yapmaktan, özellikle de siyonist rejim ile münasebetten kaçınmalısınız. Siyonistlere cesaret verecek tavırlar içine girdikçe kendinize de ümmete de ümmet coğrafyasına da büyük zararlara sebebiyet veriyorsunuz. Siyonistlerle olan askeri ve ekonomik iş birliklerini sonlandırın. Kudüs'ü bir bütün olarak Filistin'in başkenti ilan edin ve buna ilişkin pratik adımlar atın. Yıllardır büyük sıkıntılar çeken, saldırılara uğrayan Gazze'nin üzerindeki ablukanın kalkması için her türlü baskıyı oluşturun. Siyonist sermayenin ülkenizde ticaret yapmasına izin vermeyin. Filistin topraklarını işgal altında tutan siyonistlerin meşru olmayan rejimini tanımaktan vazgeçin.” denildi.
Molla Ramazan Biçer Hoca'nın yaptığı duanın ardından göstericiler tarafından siyonist işgal rejimi ve emperyalist Amerika bayrakları yakıldı.
(Mehmet Fatih Akgül, Mehmet Sait Çelik-İLKHA)