HÜDA PAR: Suruç Çadırkent Mülteci Kampı kapatılmamalı
23 Haziran'da kapatılacağı açıklanan Suruç Çadırkent Mülteci Kampına ilişkin değerlendirmede bulunan HÜDA PAR, mülteci kampının kapatılmasıyla orada yaşayan Suriyeli mültecilerin ciddi bir belirsizliğe mahkûm edileceğini belirtti.
HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yapılan gündem değerlendirmesinde, Suruç Çadır Kent Mülteci Kampında yaşayan Suriyelilerle ilgili olarak önerilere yer verildi.
"Suriyeliler için atılması gereken öncelikli adım siyasi müzakerelere başlanması ve kentlerin yeniden imarı olacaktır." denilen gündem değerlendirmesinde, mültecilerin belirsizliğe mahkum edilmemesi gerektiği ifade edildi.
HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yapılan iç gündem değerlendirmesinde ayrıca kamu kurumlarına personel alımlarına ilişkin görüşlere de yer verildi.
23 Haziran'da kapatılacağı açıklanan Suruç Çadırkent mülteci kampına değinilen iç gündem değerlendirmesinde, "Türkiye'de Göç İdaresine bağlı Suruç Çadırkent mülteci kampının 23 Haziran'da kapatılacağı açıklandı. Kamptan ayrılmak zorunda kalanların bir kısmının Suriye'ye göç ettiği bir kısmının ise Kilis, Adana, Hatay gibi kentlere yerleştiği belirtiliyor. Suriye'deki çatışmalar ve kaos halen devam ettiği ve kendi memleketleri henüz geri dönüşe elverişli olmadığı için mültecilerin önemli bir kısmı dönüş yapamıyor. Mülteci kampının kapatılması, orada yaşayan zor durumdaki Suriyeli mültecileri ciddi bir belirsizliğe mahkûm etmiştir." denildi.
Suriyeliler için atılması gereken öncelikli adımın siyasi müzakerelere başlanılması olduğunun altı çizilen değerlendirmede, "İç savaşın başlangıcından bu yana çatışmalarda, umut yolculuğunda yaşamını yitiren, kötü muamele gören ve dışlanan Suriyeliler bu kez yeni bir sınavla karşı karşıya kaldı. Suriye'de siyasi hâkimiyet için devam eden savaşın en ağır bedelini ödeyen sivil halk, topraklarından uzakta zor koşullarda yaşam mücadelesi vermeye devam ediyor. Bugün Suriyeliler için atılması gereken öncelikli adım siyasi müzakerelere başlanması ve kentlerin yeniden imarı olacaktır." ifadeleri kullanıldı.
Suriye krizinin başından beri Türkiye'nin mültecilere kapılarını açtığına temas edilen değerlendirmede, şöyle devam edildi:
"Türkiye, Ürdün ve Lübnan gibi mültecilere ev sahipliği yapan ve ciddi ekonomik yük altına giren ülkelerin garantörlüğünde süresiz ateşkes ilanı ve siyasi müzakere sürecinin başlatılması tüm bölgenin yararına olacaktır. Suriye krizinin başından beri Türkiye toplumu, her şeylerini yitiren mültecilere kucak açmış, her türlü yardımı yapmış ve büyük bir alicenaplık ile insanlık örneği ortaya koymuştur. Bu alicenaplığın kriz sona erene kadar devam etmesi, bir insanlık vazifesidir. Bu nedenle Suruç kampının ya kapatılmasından vazgeçilmesi ya da kapatılması durumunda orada barınan mültecilerin mağdur olmamaları için gerekli tedbirlerin alınması gerekir."
Kamu kurumlarına personel alımları
Ekonomik krizin doğal sonucu olarak işsizlik rakamlarının her geçen gün daha da yükseldiğine dikkat çekilen değerlendirmede, "Resmi olarak 4 milyondan fazla olduğu ifade edilen işsiz sayısının gayrı resmi olarak aslında 8 milyonu da aştığı değerlendirilmektedir. Hükümetin özel sektör için yaptığı 'istihdam seferberliği başlatma çağrısı' da bir karşılık bulmadı. Karşılık bulması da zaten beklenmiyordu. Zira yerli üretim, sanayileşme, yerli ekonomiye geçme hususlarında riski azaltacak, yatırımcının korkularını bertaraf edecek adımlar atılmadan, salt bir istihdam çağrısının yapılmasının yatırımcıyı harekete geçirmesi mümkün değildir." denildi.
Sadece kamuya veya hizmet sektörüne eleman almakla bu sorunun çözülemeyeceği hatırlatılan değerlendirmede, "Özel sektörde bu durgunluk ve küçülme yaşanırken kamu kurumlarından gelen ciddi oranlarda istihdamın yapılacağı haberleri, istihdam bekleyen işsizler ordusuna küçük de olsa bir umut vermiştir. Yapılan açıklamalarda Adalet Bakanlığı'nın 11 bin, Sağlık Bakanlığının 30 bin, THY'nin de 10 bin kişiyi istihdam edeceği ifade edildi. Bütün kamu kurumları ile bakanlıkların benzer şekilde istihdama yönelmesi piyasaya ciddi bir rahatlama getirecek ve işsizliği nispeten azaltacaktır. Ancak takdir edileceği gibi; sadece kamuya veya hizmet sektörüne eleman almakla bu devasa sorun çözülmez." ifadelerine yer verildi.
"İstihdam çalışmalarına doğru yerden başlanmalıdır." Diye belirtilen değerlendirmede, son olarak "Buna göre; piyasadaki güvensizlik giderilmeli, özel sektörün istihdam kabiliyeti yükseltilmelidir. Serbest piyasa ekonomisinin geçerli olduğu yerlerde sadece kamunun personel alımı ile işsizliğin önlenmesi mümkün değildir. Doğal yoldan işsizliğin makul seviyeye çekilebilmesi için zaman kaybetmeden özel sektörün üretim gücü artırılmalı, istihdamın üzerindeki ağır yükler hafifletilmelidir." çağrılarında bulunuldu. (Ramazan Casuk-İLKHA)