"Asıl teröristler diktatörlerin ülkeleri yönetmesine imkân sağlayanlardır"
İhvan-ı Müslimin Cemaati Şura Meclisi üyelerinden Mühendis Mithat Haddad, asıl teröristlerin, diktatörlerin ülkeleri yönetmesine imkân sağlayanlar olduğunu vurguladı.
İhvan-ı Müslimin Cemaati'nin Şura Meclisi üyelerinden olan Mühendis Mithat Haddad, Mekke Gazetesi'nin küstahça hazırladığı 40 kişilik terörist listesinde başta İhvan-ı Müslimin Cemaati'nin liderleri ile Filistin'de İslami direnişin sembolü haline gelen şahsiyetleri terörist olarak lanse etmesini eleştirerek, asıl teröristlerin diktatörlerin ülkeleri yönetmesine imkân sağlayanlar olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan’da yayın yapan Mekke Gazetesi'nin yayınladığı 40 kişilik sözde terörist listesine tepkiler devam ediyor.
Konuya ilişkin İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan İhvan-ı Müslimin Cemaati'nin Şura Meclisi üyelerinden Mühendis Mithat Haddad, Allah azze ve celle'nin dinini anlamada Suudi anlayışının ve fikir yapısının bu kadar alçalacağını tahmin etmediklerini ifade etti.
"İhvan-ı Müslimin Cemaati, tüm imkânlarıyla Filistin halkını desteklemiş ve orada cihat etmiştir"
Haddad, "İhvan-ı Müslimin Cemaati'nin kurucusu Şehit İmam Hasan El Benna’yı bile teröristlikle itham etmeleri ayrı bir paranoya. Gerçekten şaşırmamak elde değil. İmam Hasan El Benna, Suudi kraliyet yönetiminin kurucusu Abdülaziz Bin Suud ile bir görüşme gerçekleştirmiş ve ona İhvan-ı Müslimin'in fikir ve hedeflerini anlatmıştır. Bunun üzerine Abdülaziz Bin Suud, ülkenin tümünü İhvan-ı Müslimin Cemaati'nin şubelerinden bir şube olarak gördüğünü söylemiştir. O zaman onların düşüncesine göre devletlerinin kurucusu Abdülaziz Bin Suud terörist, aşırı, münafık ve kukla mı oluyor? Ayrıca 1948 yılında Hasan El Benna hac farizasını yerine getirmek için Hicaz'a gittiğinde Abdülaziz Bin Suud, kendisine yönelik suikast girişiminin olacağını söyleyerek İmam Hasan El Benna'yı önlem alması için uyarmıştır. Tüm bunlara baktığımızda Suudi yönetiminin şimdiki politikasının çok garip olduğunu görüyoruz. Nasıl bir düşünce yapısına sahip olduklarını anlamak doğrusu çok güç." dedi.
"Biz içimizde terörist barındırmıyoruz"
"Hiç şiddet kullanmayan bir cemaate nasıl böyle bir ithamda bulunabiliyorsunuz?" diyen Haddad,
"Şiddeti çıkar yol olarak gören kim varsa zaten bu cemaatten uzaklaşıyor. Sizin de dediğiniz gibi bizden ayrılanlar terörist oluyor. Bundan da anlaşılıyor ki biz içimizde terörist barındırmıyoruz. Çünkü böyle bir düşünce içerisinde olana bu cemaatte edineceği bir yer yok. Biz, Allah’ın dininin kabul etmediği bir şeyi nasıl kabullenebiliriz ki? Tabi burada şunu da belirtmek gerekir ki; şiddet ile dinen, şeriaten ve kanunen meşru bir şekilde Allah yolunda cihat etme arasında çok fark vardır. Şöyle ki; siyonistler Filistin topraklarını işgale geldiklerinde İhvan-ı Müslimin Cemaati, tüm imkânlarıyla Filistin halkını desteklemiş ve orada cihat etmiştir. Bu, meşru bir mücadeledir. Hiç kimse onlara terörist diyemez. İhvan-ı Müslimin Cemaati, Filistin’de cihat seferberliği başlattığında, onlar dışında siyonistlerle savaş halinde olan 7 Arap devleti daha vardı. Yine İngilizler Mısır üzerinde 70 yıl hüküm sürerken onlarla İhvan-ı Müslimin Cemaati mücadele etti. Bu teröristlik değil, vatan toprağını özgürleştirmek için Allah yolunda yapılan bir cihattır. Aynı durum Fransa’da da meydana geldi. Bazı komutanlar harekete geçerek ülkelerini Hitler'in işgalinden kurtarmak için mücadele içerisine girdiler. Benzer örneğini İngiltere’de de gördük." ifadelerini kullandı.
“Dünya Müslüman Âlimleri Birliği'ndeki âlimlerimizi de hedeflerine koydular”
İslam Ümmetinin âlimlerini teröristlikle itham etmenin çok tehlikeli bir durum olduğuna değinen Haddad, "Şiddet kullananların özellikle Seyyid Kutup’tan etkilenip onu kendilerine dayanak kabul ettikleri iddiası tamamen asılsızdır. Bu durum, Seyyid Kutup'un tamamıyla yanlış anlaşılmasından ve yorumlanmasından kaynaklanıyor. Eğer dedikleri gibi Seyyid Kutup'u sadece şiddet yanlısı kişiler kendine delil ve fikir babası olarak kabul ediyorsa peki uluslararası düzeyde yüzbinlerce insan niye onu okuyor ve şiddete kalkışmıyor? Mesele Seyyid Kutup’un kitapları değil. O kesinlikle şiddeti tavsiye etmemiştir. Fakat batılılaşma ve İslam’dan uzaklaşma tehlikesi üzerine çok eser kaleme almış, Müslümanları bilinçlendirme çabası içerisine girmiştir. Dünya Müslüman Âlimleri Birliği'ndeki âlimlerimizi de hedeflerine koydular. Onlar, dünyanın birçok ülkesinden âlimleri bir araya getiriyorlar. Şeyh Yusuf El Karadavi, Şeyh Ahmet Erreysuni ve Şeyh Ali Karadaği gibi âlimlerimizi de terör fikrinden etkilenmiş olanlar listesine koymaları açıkçası küstahlıktır." şeklinde konuştu.
"İslam düşüncesinin, hâkimiyetleri altındaki ülkelerde yayılmasını istemiyorlar"
Haddad, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İhvan-ı Müslimin Cemaati'nin öncüleri olan Dr. Muhammed Mursi, Dr. Muhammed Bedii, Dr. Mahmut İzzet, Dr. Mahmut Hüseyin, Dr. Mahmut Ğazlan, Mühendis Hayrat Şatır, Dr. Muhammed Biltaci gibi kıymetli şahsiyetleri şiddet yanlısı olmak ve teröristlikle itham etmek aklın işlevini yitirmesi demektir. Mısır’ın meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, şeffaf bir şekilde yapılan seçimlerle göreve geldi. Tüm Mısır halkı terörist bir halk mı ki Muhammed Mursi’yi kendine cumhurbaşkanı seçsin. Sözünü ettikleri şahsiyetler bizzat şeffaf ve özgür, herkesin katılım gösterdiği ve kimsenin itiraz etmediği seçimlerle göreve geldiler. Bundan dolayı diyoruz ki bu yüce insanları teröristlikle itham etmek ‘kötü söz sahibinindir’ dedirten cinstendir. Asıl teröristler, diktatörlerin ve çetelerin ülkeleri yönetmesine imkân sağlayanlardır. Sisi ve çetesine, Beşar Eset ve çetesine, Yemen'de yaşananlara ve Libya’da yaşananlara baktığınızda bu öncüleri niye teröristlikle itham ettiklerini anlarsınız. Çünkü onlar, sahih İslam düşüncesinin, hâkimiyetleri altındaki ülkelerde yayılmasını istemiyorlar."
"Siz ve sizin gibi Araplar Filistin meselesi için ne yaptınız"
Filistin direnişinin öncülerinin teröristlikle itham edilmelerinin akla ziyan bir düşünce olduğunu vurgulayan Haddad, "Şeyh Ahmet Yasin, Dr. Abdülaziz Rantisi, Halit Meşal ve İsmail Heniyye… Bunlar terörist mi? Eğer bunlar teröristse peki siz ne yaptınız ey Suudiler? Siz ve sizin gibi Araplar, Filistin meselesi için ne yaptınız? Sözünü ettikleriniz gerçek mücahitlerdir. Onlar ki 70 yıldır bitmek bilmeyen abluka, saldırı ve bombalara rağmen Allah’ın dininin izzetini muhafaza ettiler. Bu vatanın özgürleştirilmesi için 10 binler canını feda etti. Son ferde kadar mücadelelerini sürdürmeye azimliler. Siz ey terörist ve serseri Suudiler! Sizler, sizi o koltuklara yerleştiren siyonistler için çalışıyorsunuz. Ülkesini özgürleştirmek için mücadele verenler terörist olamaz. Bunu sizden başkası da iddia etmez zaten. Siz ey Suudiler! Allah azze ve cellenin dininden gafil olup, Muhammed Bin Selman’ın dinine tabi oldunuz. Söyledikleriniz gerçeklerle uyuşmuyor. Filistin halkı; kukla Arap devletlerine, siyonistlere ve sizin teröristlik iftiralarınıza rağmen bu mücadeleyi devam ettireceklerdir." diye konuştu.
"Bu düşünce Suudi Arabistan’da bulunan sözde reformist düşünceye sahip olanlar tarafından servis ediliyor"
Haddad, son olarak şunları kaydetti:
"Bundan dolayı diyoruz ki, bu düşünce Suudi Arabistan’da bulunan sözde reformist düşünceye sahip olanlar tarafından servis ediliyor. Bu girişim trajikomik bir hadiseden ibarettir. Şeyh İbni Baz, Şeyh Useymin ve Şeyh Abdürrezzak Afifi gibi daha nice kıymetli âlimlerin yetiştiği bu topraklar için üzülüyoruz. 1979 yılında Hac farizasını yerine getirirken, Şeyh Abdülaziz Bin Baz ile görüştüm. Kendisi bizzat İhvan-ı Müslimin Cemaatine tabi olmamızı tavsiye etmişti. O zaman Şeyh Abdülaziz Bin Baz terörist, aşırılığı benimseyen, Allah’ın dinini yanlış anlamış ve münafık mı oluyor? Ne diyorsunuz? Kendinize gelin, kendinize gelin umulur ki Allah sizi affeder." (Zeyd Varol-İLKHA)