Siirt'te kan bağışında herhangi bir sıkıntı olmamasına rağmen taze kan bulmakta zorlandıklarını belirten talasemi hastaları, taze olmadığı için 6-7 günlük kan kullanmak zorunda kaldıklarını ve bu şekilde vücutlarının direncinin azaldığını ve başka hastalıklara yakalandıklarını kaydettiler.

Yaşamları boyunca her 2-3 haftada bir kan nakline ihtiyaç duyan ve Türkiye'de sayıları 6 binleri bulan talasemi hastaları, kan bağışındaki azlık nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor.

Talasemi, genellikle Akdeniz ülkelerinde görülen ve Akdeniz anemisi ya da Akdeniz kansızlığı da denilen, kemik iliğinin kan yapmaması dolayısıyla ağır bir kansızlık biçiminde ortaya çıkan bir kan hastalığıdır. Hastalıkta farkındalık oluşturmak için 8 Mayıs, Dünya Talasemi Günü olarak kutlanıyor.

"Talasemi hastalığı doğuştan gelen kalıtsal bir hastalıktır"

Talasemi hastalığının doğuştan gelen kalıtsal bir hastalık olduğunu belirten Manolya Say, "Bizler için bir farkındalığın oluşmasını ve sesimizin duyulmasını istiyoruz." dedi.

Say, "Ben daha 9 aylık iken bu hastalığın pençesine düştüm, ailem beni ben 9 aylık iken Diyarbakır'a götürdü ve aylarca hastanede yattım ve şu anda 21 yaşındayım. Talasemi hastası olduğum için benim diğer insanlar gibi gelişimim olmuyor. Her ay kan nakli yapmak zorundayız. Diğer insanlar gibi yürüyemiyor, koşamıyoruz. Sürekli bir yorgunluk halindeyiz. Kan nakil zamanı geldiğinde nefes nefese kalıyor ve dalağımız sürekli şişiyor. Bu şekilde de hareketlerimiz kısıtlanıyor." diyerek yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekti.

"Bizim için taze kan almanın çok büyük bir önemi var"

Taze kan almanın kendileri için çok önemi olduğuna değinen Say, "Taze kan aldığımızda 21 gün olan kan nakil süresi 25-27 güne kadar çıkabiliyor. Ama maalesef şu anda kullandığımız kan 6-7 günlük ve bu bizim zararımıza oluyor. Çünkü kanla beraber vücutta birikinti oluşuyor ve başka ilaçlar da kullanarak bu sefer başka hastalıkları vücudumuzdan atmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.

"20 günde bir kan nakli yapmak zorundayız"

"Normal bir insanın dalağı kan üretirken bizim dalağımız kanı emdiği için 20 günde bir kan nakli yapmak zorundayız." diyen Say, şunları söyledi:

"Sürekli taze kan almamız gerekiyor. Ama maalesef Siirt'te taze kan ayarlasak bile bizlere yine de 7-8 günlük kanlar geliyor. Kızılay bizim için yorulmasın diye kendi arkadaşlarımızdan bağışçı bulup Kızılay'a götürüyoruz ve bu arkadaşlarımız bizim için kan veriyorlar. Ama gün geliyor ki onların da kanı bize uyum sağlamıyor. Sadece sesimizi duyurmak istiyoruz. Her kes kan verebilir ve kan vermenin hiçbir zararı yok. Kan verdiğiniz için de sizden eksilen bir şey de olmuyor. Artık taze kanın bizlere ulaşması gerekiyor."

"Bu şikâyetimizi dile getirirseniz çok seviniriz"

Bugünün dünya talasemi haftası olduğunu dile getiren 19 yaşındaki Leyla Parlakten, 2 yaşından beri kan nakli yaptırdığı ve ilk dönemlerde bir ünite olan kan naklinin vücudun gelişmesiyle daha fazla kan nakline ihtiyaç duyduğunu söyledi.

"Talasemi hastalarının tek çaresi ilik nakli olmaktır." diyen Parlakten, "Ben ve kardeşim bunu için Diyarbakır'a gittik. Hastanede yapılan testlerde yüzde 90'lara varan bir uyuşma olmasına rağmen nakil yapılamadı. Bu hastalıkta ilk uyumunun yüzde yüz olması gerekiyor. Bu nedenle nakil olmadım. Her 20-23 gün arasında kan nakli oluyorum. Kızılay, bizlere taze kan temin etmesine rağmen hastaneye geldiğimizde kan bankası bizlere taze kanın olmadığını ve 7-8 günlük kan bulunduğunu ifade ediyorlar. Bu nedenle hastanedeki kan bankasından şikâyetçiyiz. Kızılay'dan gelen taze kanları başkaları alıyor. Bu şikâyetimizi dile getirirseniz çok seviniriz." şeklinde konuştu.

"Hastaneler, talasemi hastalarına taze kan temin edemiyor"

Kızılay ve hastanelerdeki en büyük sıkıntının talasemi hastalarına taze kan temin edilmemesi olduğuna vurgu yapan Merve Özcan da Kızılay'da bağışçı sıkıntısı olmadığını Kızılay'a her gittiklerinde bağışçı götürmelerine rağmen taze kanın ellerine ulaşmadığını kaydetti.

Özcan, "Şu anda 25 yaşındayım ve doğuştan talasemi hastasıyım. Doğduğum günden beri her 20 gün de bir 2 ünite kan nakli oluyorum. Küçük yaşlarda bir ünite olan kan nakli 2 üniteye çıktı. Bizim normal şatlarda taze kan almamız gerekirken maalesef 6-7 günlük kan almak zorunda kalıyoruz. Bizler bu durumdan çok şikâyetçiyiz. Nakil yaptığımız kanın taze olması sağlık açısından çok önemli. Nasıl ki insanların çoğu taze meyve tüketmek istiyorsa, bizim de taze kan alma hakkımız olmalı. Ama maalesef çoğunlukla nakil yapılan kan taze olmuyor." şeklinde konuştu.

"Kızılay'a bağışçı yollamamıza rağmen taze kanlar elimize ulaşmıyor"

Talasemi hastalarının ne tür sıkıntılar çektiğini anlatan Özcan, vatandaşlardan kan bağışında duyarlı olmalarını ve yapacakları kan bağışıyla birçok insanın hayatını kurtarabileceklerini ifade etti.

"Bağışçı olmak hem vücut hem de sağlık açısından çok faydalı ve vereceğiniz kan bir değil 3 hayat kurtarabilir." diyen Özcan, şunları söyledi:

"Kan nakil vakti geldiğinde dalak şişmesi oluyor. Hamile bir kadın düşünün, yanına yastık alıyor ve yan tarafını eşitlemek için kullanıyor. Bizim de durumumuz biraz buna benziyor. Nefes darlığı çekiyorum, başım dönüyor ve bundan dolayı evden çıkamıyorum. Sağlık personelleri bizlere çok büyük sıkıntılar çıkarıyorlar. Kızılay'a bağışçı göndermemize rağmen bağışçılarımızın kanları elimize ulaşmıyor. Farklı 6-7 günlük bir kan veriliyor ve bizler bu kanı almak istemiyoruz. Ama ısrarla almamız ve bu kanın yeterli olduğu ifade ediliyor. Tam o hafta kan değerlerimizi yükseltebilir ama 2 ünite almamız gereken ayda daha fazla ünite kan almak durumunda kalıyoruz. Bir günlük kan aldığımızda o kan seni 25'nci güne kadar taşıyabiliyor ve insanı daha dinç tutuyor. Ama bunu yaşayamıyoruz maalesef. Bugün bizlere yarın ise onlara olabilir." (Murat Orhan-İLKHA)