• DOLAR 34.305
  • EURO 37.545
  • ALTIN 2928.218
  • ...
Allah`a ve Onun Emirlerine Savaş Açanlar Kaybetmişlerdir
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Dün itibariyle kabul edilen başörtüsü yasağı, akp’ye oy verenleri derinden düşündürmesi lazım. Geçmişte ‘’ANAP’’ ‘’DYP’’ ‘’DSP’’ ve daha birçok parti vardı. Ve bu partilerin liderleri, ‘’Siyasi hayatıma bile mal olsa, ben bu başörtüsünün karşısında olacak ve bu sorunu kökten çözeceğim’’ diyenler oldu. Onların bu türden açıklamalar yapmaları, bazılarının dediği gibi ‘’siyasi hayatlarına’’ mal oldu. İşte Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller. Bazılarının da ‘’hayatının kendisine’’ mal oldu. İşte Ecevit gibi. (Emin olun bu halk bunları unuttu. Tıpkı ben bu yazıyı hazırlarken, mesut yılmazın soy ismini hatırlamadığım ve internetten yardım almak zorunda olduğum gibi. Gerçi internet bile birkaç girişimden sonra bana doğru sonucu verdi ve öyle görülüyor ki internet bile unutmuş?) Tayyip beyin iktidara doğru yürüdüğünde (veya onu iktidara hazırlayan batının batıl fikirli akıl hocaları) ona şöyle dedirtmişlerdi: ‘’Ben bu başörtüsü sorununu çözeceğim. Her ne pahasına olursa olsun.’’ Doğrusu bu söz İslami kesim tarafından heyecan ve ümitle karşılık buldu ve Tayyip beyi iktidara getirdiler. 10 yıldır da bunu bir ümitle beklediler. Ancak gelinen son noktada da görülüyor ki, Tayyip bey bu işi kökten çözdü.
 
Başörtüsü veya Tesettür, Allah’ın C.C. Emridir ve bu emri de Müslümanların Kanun ve Anayasa kitabı olan Kur’an-ı Kerimde Ayetlerle açıkça beyan etmiştir. Mezkur ayetlerin (bazı ebleh ve zındıkların) tefsir ve yoruma ihtiyacı yoktur.
Çocuklarımızın, seçmeli Kur’an dersinde başlarını örtmelerini serbest, diğer zamanlarda ise yasak eden zihniyete soruyoruz?

Allah Azze ve Celle ne zaman size kendi kanunlarıyla oynamanıza izin verdi?

Yoksa Allah Celle Celaluhu (haşa ve kella) başka bir Peygamber ve başka bir Şeriat kitabı mı yolladı ki, siz bu kanunları ona göre düzenliyorsunuz?

Eğer İslam ve Müslümanlığı ‘’sadece Kur’an okurken başını kapatmak’’ olarak görüyor ve değiştiriyorsanız, öyleyse bu Müslüman halk ta ‘’Laik sistemin kanunlarını sadece devlet dairelerine işi düştüğü zaman uygulasın’’ ve diğer zamanlarda da herkes kendi kanunlarına göre yaşasın?

Bir devlet bile böyle bir şeyi kabul etmez ve kanunlarının icrasını kayıtsız şartsız isterken; hakeza birilerinin çıkıp ta devlet adına bu kanunları değiştirmesine müsaade etmezken; nasıl olur da başta Allah’ın C.C. koyduğu kanunların uygulamasını Allah’a rağmen değiştiriyor ve 3-5 kendini bilmezin ülkedeki tüm Müslümanlar adına olumsuz bir karar verebiliyor.
Tayyip bey, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, halkın endişelerine ortak oluyor ve İslami kararlarıyla diğer şehirlerde belediye başkanlığı yapanlara da örnek oluyordu.

Şu anda Tayyip beyin dünü ve bugününü karşılaştırdığımızda, dünün ‘’hak ihlali’’ konusundaki endişeli portresi yerine; bugünün milliyetçi ve laik sistemin bekasını esas alan bir şahsiyet olarak karşımıza çıktığını görüyoruz.
Dün; ‘’İnsan hem laik ve hem de Müslüman olamaz. Devlet laik olur, halk olmaz.’’ İslami söylemine karşılık bugün; (Mısır havaalanında yaptığı konuşmada) ‘’laiklik ile İslam birebir birbirleriyle örtüşen bir sistemdir’’ diyerek, İslami hassasiyetlerinin yerini mevki-makam korkusu aldığını görüyoruz.

‘’ Dünyada ve bilhassa ülkemizde uygulanan laiklik, hâkimiyeti kayıtsız ve şartsız Allah’tan alıp, bir avuç egemen elit sınıfının eline vererek kapitalizm ve komünizm gibi şeytani düzenlerin hakimiyetini sağlayacak bir hilenin ve tuzağın adı olmuştur. Kapitalizm, komünizm ve sosyalizm gibi şeytani rejimlerin dini devre dışı bırakarak zemin ve taraftar bulmasının yegâne sebebi ve dayanağı laiklik paratoneridir.

Laisizm Allah’ın kendi mülkünde yetkilerini azaltma teşebbüsü olarak adeta, “Sen yaratmaya ve yaşatmaya karış, ama yönetmeye karışma” dercesine, Allah’a başkaldırmanın maskesi olmuştur. Yani din işi ayrı dünya işi ayrı manasında küfrün ve şirkin adıdır laiklik.’’ (ŞEVKİ YILMAZ)
 
Bütün bu ayak oyunları, İslam ve başörtüsü düşmanlığının tek sebebi; laikliktir ve laiklikten nemalanan elit azınlığın safsatasıdır.

Bakın Resulullah S.a.V. bir Hadis-i Şeriflerinde şöyle buyuruyor: ‘’ "Dikkat edin İslam bir dairedir. Döndüğü müddetçe siz de kitapla(Kuran/Sünnet) beraber o dairenin içinde dönünüz. Dikkat edin, kitap ile sultanlık (din ve devlet işleri) birbirinden ayrılacak. Dikkat edin, onlar (bizden olmayanlar olsa gerek) sizin başınıza emir (idareci) olacak. Sizin aleyhinize olan, kendilerinin lehine olan şekilde hükmedecekler.

Eğer onları dinlemezseniz sizi öldürecekler, itaat ederseniz sizi sapıtacaklar. Onlara karşı Meryem oğlu İsa (aleyhisselam)`ın arkadaşlarının davrandığı gibi davranın. Onlar ki testerelerle biçildiler, çarmıha gerildiler ama yine de davalarından vazgeçmediler.

Allah`a itaat ederek ölüm, Allah`a isyan ederek yaşamaktan daha hayırlıdır."

KAYNAK: İmam Taberani Mu`cemu`l Kebir, Mu`cemu`s Sağir ve Şamiin - Sadeke Resulullah
Şunu hiçbir zaman unutmamalıdırlar ki, bu halk Müslüman’dır ve zalim Tağut’ların tüm çabalarına karşı da İslam’ca ve Müslüman’ca bir yaşantıyı bırakıp, zillet içinde yaşamayı kabul etmeyecekler ve bu zulüm karşısında da sessiz kalmayacaklardır. Zaten biz Müslümanlar, ‘’İzzetle ölümü zilletle yaşama tercih ederiz.’’

ALLAH’A VE O’nun emirlerine savaş açanlar, hep kaybetmişlerdir. ve kaybetmeye de mahkumdurlar. Evvelinde olduğu gibi, sonunda da ``Hüküm sadece Allah`ın olacak`` ve ``zalimler nasıl bir inkılabla yerle bir olduğunu göreceklerdir.``
Önümüzde bir yerel ve sonrasında da bir genel seçim olacak, bu halk Allah’ın emirlerini yasaklayan hükumeti ve onun partisini unutmayacaklardır.

Belki de bu hal, halkın bu siyasi aktörleri tanınması için Allah C.C. tarafından bir hesapla yönetildi ve sonrasında da kendi dinine samimane itaat eden bir fırkayı başa getirmek için bir hesapla yapıldı. Evet bu hesabı Allah’tan C.C. başkası yapamaz ve hayata geçirtemez. Ey İslam’ın evlatları az daha sabredin! Çünkü Mustazaflar Hareketi’nin treni yola çıktı ve hedefe ulaşmasına da az kaldı Biiznillah.
Zalimler için yaşasın cehennem.
Zalimin zulmü varsa, mazlumun da Allah’ı vardır.
Zalim zulmettikçe, mazlum hak davasında direnecektir.
 
Hacı Şabettin / doğruhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir