• DOLAR 34.644
  • EURO 36.46
  • ALTIN 2915.237
  • ...
Ramazan ayında sağlıklı beslenme
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hiç durmadan çalışan metabolizma için en mükemmel tatil oruç...

Vücut bu tatilde dinleniyor, temizleniyor ve kendini yeniliyor. Hücre ve dokular onarılıyor.

ORUÇ TUTMAK VÜCUDU YENİLİYOR

Oruç tutmak, organların çalışma kapasitesini artırmak anlamına geliyor. Yani sağlığı taçlandırmanın yolu, oruç tutmaktan geçiyor.

Oruç sürecinde mide, bağırsak, böbrek, karaciğer ve kalp daha az görevde bulunuyor. Bu da o organların dinlenip yenilenmesi anlamına geliyor.

DAHA GÜÇLÜ BİR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ

Yani mide daha az çalışacak, kalp midedeki görevini azaltarak daha fazla kan taşıyacak. Böbreklere giden atık maddeler azalacak. Bağırsakların sindirim kapasitesi artacak. Karaciğer yağlanması azalacak. Bu sayede vücut savunmasında rol alan bağışıklık hücreleri daha çok salgılanacak ve daha güçlü bir bağışıklık sistemi gelişecek.

KİLO VERMEK MÜMKÜN

Vücut tüketilen besinleri tamamen sindirdikten sonra enerji kaynağı olarak karaciğer ve kaslardaki glikozu kullanır. Glikozun tükendiği noktadaysa vücuttaki yağlar devreye girer. Depo yağlar enerji kaynağı olarak kullanıldığında ise kilo verilmesini sağlıyor. Kolesterol seviyeleri düşüyor. Karaciğer yağlanması azalıyor. Şeker seviyeleri dengelenerek, diyabet riski azalıyor.

MADDE MADDE NE YAPMALI

Oruç dönemi oldukça avantajlı ve doğru beslenmeyle uzun vadede devam edecek yağ kayıpları mümkün. İşte Ramazan döneminde yapılması gerekenler:

-Buradaki püf nokta; yeterli miktarda su ve elektrolit içeren sıvıların tüketimi, uygun miktarda karbonhidrat-protein-yağ tüketmek.

-Sahur ve iftar vakitlerinde belirli düzeyde karbonhidrat ve yağ alınmalı, dengeli bir beslenmeyle yeterli protein tüketilmeli. İki vakit arası su, ayran, soda, şekersiz komposto gibi sıvılara yer verilmeli.

-Ramazan döneminde tek tip proteinle beslenmek zararlı olabilir. Bu yüzden beslenmede denge çok önemli.

-Sahur yapılmadığında iki olumsuz durumla karşılaşılabilir.  Vücut artan enerji ihtiyacını karşılamak adına kendini korumaya alarak daha fazla yağ depolamak isteyebilir ya da kas erimeleri başlayabilir.

-Halsizlik ve yorgunluk hissiniz artar.

-Konsantrasyon bozukluğu yaşarsınız.

-Sahurda çay, kahve tüketimi gün içinde susuzluk hissinizi artırır.

-Kızartma, hamur işleri, şerbetli tatlıların tüketimi, yüksek oranda pilav ve makarna tüketilmesi aşırı meyve tüketimi veya tuzlu besinlerin tüketilmesi daha fazla acıkmanıza ve su ihtiyacının artmasına neden olurken kilo almanıza sebep olur.

-Sahurda aşırı miktarda su tüketiminin sindirim üzerinde olumsuz etkileri var. Aşırı miktarda su tüketmek susuzluk ihtiyacınızı gidermez, bunun yerine diğer sıvı besinleri tercih edebilirsiniz.

-Sıvı olarak süt, kefir, ayran, cacık, şekersiz komposto gibi sıvılar tercih edilebilir. Örneğin; 1 bardak sütün 4-5 saat tok tutma özelliği bulunur.

-Sahurda tok tutan besinler arasında, süt, yoğurt, kefir, ayran, yumurta, kavrulmamış, tuzsuz, çiğ kuruyemişler, zeytinyağı, çörek otu, çavdar veya tam buğday ekmeği, yulaf ezmesi veya kepeği, çiğ ve yüksek posalı meyve ve sebzeler yer alır.

-İftarda tüketilecek glisemik indeksi yüksek, beyaz ekmek, pirinç pilavı, makarna, hamur işleri ve şerbetli tatlıların kilo aldırıp sağlığı tehdit edebilir.

-Bunların yerine bulgur, kepekli makarna, esmer ekmek ürünleri, tercih edilmelidir.

-İftar menüsü muhakkak hayvansal ya da bitkisel protein içermelidir.

-Sebze yemeklerinin zeytinyağlı veya etli olarak tercih edilmesi önerilir.

-Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar; (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir.

Bu haberler de ilginizi çekebilir