“Hayır işleri' İslami çalışmalar ve tebliğ için çok önemli bir araç”
Burkina Faso Büyük Âlimleri Meclisi Üyesi Dr. Şeyh Halit Sana, "hayır işleri"nin İslami çalışmalar ve tebliğ için çok önemli bir araç olduğunu söyledi.
Batı Afrika ülkelerinden Burkina Faso’da, sağlık ve eğitim alanlarındaki eksikliği fırsat bilen Emperyalistler, Hristiyanlaştırma ve misyonerlik faaliyetleri yürütüyor. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Burkina Faso Büyük Âlimleri Meclisi Üyesi ve başkent Ouagadougo’da bulunan Abdullah İbni Abbas Hayır İşleri Müessesesi Başkanı Dr. Şeyh Halit Sana (Dr. Ceheick Halidou Sana), yürüttükleri İslami çalışmalar kapsamındaki "hayır işleri" neticesinde, binlerce putperestin Müslüman olduğunu söyledi.
Burkina Faso’da insanların fakirlikten dolayı Hristiyanlığı tercih ettiğini söyleyen Sana, “Bilindiği üzere Burkina Faso Batı Afrika bölgesinde bulunuyor. Ülkenin yüzde 65’i Müslümanlardan oluşuyor. Geri kalan nüfus ise putperestler, Hristiyanlar ve dinsizlerden oluşuyor. Burkina Faso’da İslam, orantılı olarak aktif bir şekilde işliyor. Bazı hayır dernekleri oradaki Müslümanların ihtiyaçlarını karşılamak için mütevazı çalışmalar yürütüyorlar. Kur’an’ı Kerim'in ezberlenmesi, dinin esaslarının öğrenilmesi için medreseler inşa ediliyor. Halkın su ihtiyacının görülmesi için kuyular kazılıyor. Bilindiği üzere Burkina Faso susuzluk sorunu yaşıyor. O yüzden kuyulara fazla ihtiyaç oluyor. Ülkedeki Müslümanların işsizlik sorununun çözülmesi için çalışma alanları oluşturulmaya ve onlara sahip çıkılmaya çalışılıyor. Zira Burkina Faso özelinden olmak üzere Afrika genelinde misyonerlik ve Hristiyanlaştırma faaliyetleri yürütülüyor. Ülkedeki Müslüman kardeşlerimiz onlara lokma olmasın diye sahip çıkılmaya çalışılıyor ve onlara iş imkânları oluşturma çabası içerisine giriliyor. Birçok Müslüman kardeşimiz muhtaç olduğu için Hristiyanlaştırıldı. Birçok Müslüman köy, maddi ve manevi olarak muhtaç durumda olduklarından Hristiyanlığa geçiş yaptı. Bundan dolayı oradaki hayır cemiyetleri samimi ve özverili bir şekilde çalışmaya devam ediyor. İnsanları İslam’a çağırmak için mescitler inşa ediliyor. Burada ilmi ve kültürel çalışmalar yürütülerek halk bilinçlendirilmeye çalışılıyor. Hakeza kurbanlar kesilerek halka dağıtılıyor ve bu çalışmaların hepsi İslami davet için bir araç olarak kullanılıyor. Hatta bu son bir ay içerisinde 500’den fazla putperest yapılan yardım ve davet çalışmaları neticesinde İslam dinine girip Müslüman oldular. Bu sadece bir ay içerisinde görülen rakam. Tüm bir yılı hesaba kattığımızdaysa binlerle ifade edeceğimiz rakamlarla insanlar hayır ve davet çalışmaları neticesinde İslam’a girdi. Bundan dolayı Burkina Faso özelinden konuştuğumuzda 'hayır işleri'nin İslami çalışmalar için çok önemli ve etkili bir araç olduğunu görüyoruz. Burada ‘İnsanlar iyiliğe kul olduğu sürece onlara iyilik yap ki kalplerini kazanasın.’ kaidesini hatırlatmakta fayda var.” dedi.
“Dünya’daki tüm İslami kuruluşlara çağrımız çalışma sahamızı gözlemlesinler”
Sana, “Her ülkenin kendisine göre sıkıntıları vardır. Bizim ülkemizin sıkıntısıysa davet çalışmaları için imkânlarımızın azlığıdır. Kiliselere baktığımızda Hristiyanlaştırma çalışmaları için ellerinde çok güçlü imkânlar var ve onlara her yerden yardım ve destek yağıyor. Ama bizlerle onlar arasındaki fark maneviyattır. Onlarda bu güçlü imkânların olmasına rağmen insanlardaki tesiri maddidir. Aynı anda bizde de maddi imkânların kıt olmasına rağmen manevi güç var. O yüzden başta Türkiye olmak üzere dünyadaki tüm İslami kuruluşlara çağrımız; toplumun ihtiyaçlarını görmeleri için gelsinler ve çalışma sahamızı gözlemlesinler. Ben bir davetçi olarak belirtiyorum ki tüm Burkina Faso radyolarından günlük, haftalık ve aylık olarak bilinçlendirme sohbetlerimiz oluyor. Tüm bunların haricinde ek olarak meydanlarda halkı toplayarak irşat faaliyetleri yürütüyoruz. Diyebilirim ki şahsen Burkina Faso’yu şehir şehir dolaşıp halkın ve toplumun ne sıkıntılarla boğuştuğunu kendim bizzat görüp müşahede ettim. Evet, bu yüzden tüm eğitim, hayır ve sağlık derneklerinin hepsini bizimle dayanışmaya davet ediyorum. Çünkü bazı kabileler tıbbi ihtiyaçları yüzünden Hristiyan oldu. Örneğin hasta olan küçük bir kız ya da erkek çocuk hastaneye kaldırılıyor. Önüne Mesih’in resmi koyuluyor ve 'Bu surete ve onun dinine iman et eğer sen buna iman edersen şifa bulacaksın.' deniliyor. Hasta ve ailesi bunu reddederse ilaçsız bir şekilde kendi haline terk ediliyor. Hasta buna dayanamayıp o resme iman ediyor ve tedavisine başlanılıyor. Tedavi sonunda hasta iyileştiğinde ona ‘Bak gördün mü ölmek üzereyken o resme iman ettiğin andan itibaren iyileştin.’ diye cevap veriliyor. Sonuçta hasta ve ailesi Hristiyanlık dinini benimseyip din değiştiriyor. Bu anlattığım örnek Burkina Faso’da çok yaşandı. Bu yüzden Müslüman tıpçıları da bize destek vermeye çağırıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
“İnsan ve toplum iyi bir eğitim almadıkça zayıftırlar”
Eğitimsiz toplumun sayısının çokluğunun hiçbir şey ifade etmediğini ve bu yüzden eğitime ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Sana, “Müslüman eğitimcileri de aynı şekil bize destek vermeye çağırıyoruz. Çünkü ilim, toplumları bilinçlendirmede etkisi büyük bir müessesedir. Cehalet en büyük musibettir. Burkina Faso’da bazı köylere baktığımızda sadece Hristiyanların kurduğu okullar var. Bazılarında hiç okul yok. O yüzden insanlar evlatlarını bu okullara götürmek zorunda kalıyor. Bu okullarda verilen eğitim sürecinde çocukların dimağları yavaş yavaş İslam’dan arındırılıyor. Öğrenci üniversiteden mezun olunca ismi Muhammed ama ismin yanında örneğin ‘Pol’ kelimesi var. Birçoğunun 2 ismi var. Afrika’da ve Burkina Faso’da 2 ismi olup birincisi İslami ikincisi Hristiyan ismi olan kim varsa bilin ki onun aslı İslam’dan geliyor ve o aslında bir Müslümandı. Eğitime ihtiyacı olduğundan Hristiyan oldu. Çünkü ülkedeki örnek eğitim yuvaları Hristiyanların. İslami okulların eğitim çalışmaları ferdi olduğundan kalitesi düşük oluyor ve ülkede duyulmayıp örneklik teşkil etmiyor. Ama Hristiyan okullarıysa çalışmaları yurt içi ve yurt dışı eksenli olduğundan daha önde gözüküyor. O yüzden gençler ve çocuklar aileleriyle birlikte kaliteli eğitim olsun diye bu okulları tercih ediyorlar. Neticede zamanla Hristiyanlaşıyorlar. Bu anlattığım şeyler çok yaşanıyor, anlat anlat bitmez. Doğrudur, Müslümanların ülkedeki nüfusu yüzde 65’i gösteriyor. Fakat önemli olan kemiyet (sayı) değil keyfiyettir. İnsan ve toplum iyi bir eğitim almadıkça sayıları ne kadar çok olursa olsun keyfiyette onlar zayıftır. Maalesef Burkina Faso’da Hristiyan nüfus her ne kadar az da olsa onlarda faal olma durumu daha çok kendini gösteriyor.” dedi.
“Gençleri iyi bir eğitimle donatırsak kısa sürede her şeyin değiştiğini fark edeceğiz”
Ülkede eğitimsizlik ve maddi sıkıntıdan doğan sorunların örneklik teşkil edecek ve kaliteli eğitim verecek okullarla çözülebileceğini ifade eden Sana, “Tüm sorunların çözümü ülkede örneklik teşkil edecek kalitede eğitim kurumları inşa etmektir. Gençleri doğru, faydalı ve tam bir eğitimle donatırsak kısa sürede her şeyin değiştiğini fark edeceğiz. Biz burada ülkemizde çalışmalar yürüten Türkiye derneklerini kutluyoruz. Çünkü onların Burkina Faso’da bilinç gemisini ilerletmede çok faydaları oldu. Ben yeni nesillerin yetiştirilmesini sorunumuza çözüm olarak görüyorum. Çünkü öne geçmemiz onlara bağlı. Eğer onları doğru bir şekilde eğitirsek geleceğimiz garantidedir. Eğer doğru eğitimi gerçekleştiremezsek halkın oyları bizimle olsa bile ülkenin yönetimini bile beceremeyiz. Şu an Müslümanlar olarak herhangi bir seçime girsek kazanırız. Kazanırız ama hani nerede kadromuz? Geçmişte eğitimleri sağlanmış kadrolara ihtiyacımız var. Seçimleri kazansak bile böyle kadrolara ihtiyaç duyacağız. Öyleyse sayımızın çokluğuna rağmen seçimleri kazanamayız. Bu sayısı çok kalabalığın yönetime ehil kadrolara ihtiyacı var. O yüzden ümmetin kalkınmasında okulların örnekliği ve çeşitliliğinin açık ve net bir rolü vardır.” şeklinde konuştu. (Zeyd Varol-İLKHA)