• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Mavi Marmara duruşması 1 Mayıs'ta yapılacak
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısının siyonist rejimi yargılamama konusundaki kararlarına karşı mağdur avukatlarının vermiş olduğu mücadele neticesinde bir ilk yaşanacak. Taraflar tüm tezlerini 1 Mayıs 2019'da sabah 09.30'da başlayacak duruşmada mahkeme önünde dile getirecekler.

Siyonist rejimin Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük Filosu'na 31 Mayıs 2010 tarihinde yapmış olduğu ve 10 Müslümanın şehid olduğu, onlarca kişinin yaralandığı vahşi saldırı sonrasında 37 farklı ülkeden mağdurların, tüm hukuk mecralarında adalet arayışı devam ediyor.

Mavi Marmara Hukuk Komisyonu adına yazılı açıklamada bulunan Av. Gülden Sönmez, 

Komor Devleti adına 14 Mayıs 2013 tarihinde ICC'ye başvuru yapıldığını hatırlatarak, yapılan başvuru sonrasında siyonist rejim siyasi ve askeri suçlular hakkında Komor, Kamboçya ve Yunanistan devletleri adına süreç başlatıldığını belirtti.

Sönmez, "ICC savcısı 6 Kasım 2014 tarihinde açıkladığı kararında 'israil askerleri, 31.05.2010 günü Mavi Marmara ve diğer gemilerdeki eylemleri ile 'kasten öldürme, kasten yaralama ve insan onuruna aykırı davranış' suçlarıyla 'savaş suçu' işlemiştir. İsrailin Gazze üzerindeki etkin kontrolü devam ettiği için israil Gazze'de işgalci statüsündedir. Gazze Özgürlük Filosu'nda yer alan tüm katılımcılar, uluslararası hukukta korunan siviller statüsünde olup israil askerleri, yolcuların sivil olduğunu bildiği halde, saldırıyı gerçekleştirmiştir.' diyerek UCM Savcılığı, bu tespitleri sıralarken, israilin meşru müdafaa tezlerini tartışmaya değer bulmadığına değinmiş ve 'hayatını kaybedenlerin otopsi raporları değerlendirildiğinde; baştan, ayaklardan, boyundan defalarca vurulduklarını ve en az 5 kişinin bitişik atış mesafesinden vurularak öldürüldüğünü' belirtmiştir." şeklinde konuştu.

ICC Savcısı'nın siyonist rejimin savaş suçu işlediğini kabul ettiğini, ancak aynı kararında "Gravity" (yoğunluk) gerekçesiyle bu yargılamayı yapamayacağına karar verdiğini dile getiren Sönmez, Mavi Marmara avukatlarının bu karara itiraz etmeleri ve tüm itiraz prosedürleri sonunda mahkemenin, savcının kararını hatalı bulduğunu söyledi.

Son olarak ICC Pre-Trial Chamber 15 Kasım 2018 tarihinde kararını açıkladığını, savcının kararının yanlış olduğunu ve tekrar gözden geçirilmesine hükmedildiğini hatırlatan Sönmez, sürecin uzun tutulmasına karşı da 15 Mayıs 2019 tarihine kadar konunun kesin şekilde sonuca bağlanmasına karar verdiğini kaydetti.     

"ICC Savcısı israil hakkında soruşturma açmaktan hukuka aykırı olarak imtina etmektedir"

Sönmez, "Savcı bu karara itiraz etmiştir. Mavi Marmara gemisine ve diğer gemilere eş zamanlı olarak yapılan saldırıda israilin, 700'ün üzerinde insanın tamamının katledilmesine yönelik bir orantıda bir saldırı yaptığı açıkça ortadayken, yedek canlı yayın frekansından gemide olan her şeyin dünya kamuoyuna canlı olarak yayınlandığı ortaya çıkınca diğer insanları öldürmeyi durdurduğu ortadayken,  tüm yardım gönüllülerinin hapsedildiği, işkence onur kırıcı muamele dahil birçok suçun açıkça işlendiğine yönelik apaçık deliller ortadayken ICC Savcısı israil hakkında soruşturma açmaktan hukuka aykırı olarak imtina etmektedir." diye konuştu.

"UCM özgürce ve adaletin gereği olarak soruşturma başlatmalıdır"

Bu gelişmelerin ardından ICC The Appeals Chamber, 1 Mayıs 2019'da duruşma yapılmasına ve yapılacak duruşmada ICC savcısını ve mağdur avukatlarını dinlemeye karar verdiğini de sözlerine ekleyen Sönmez, son olarak şu ifadelere yer verdi:

"Duruşmaya avukatların yanı sıra bazı şehid aileleri, filo organizasyonu temsilcileri ve bazı mağdurlar katılacaktır. Duruşma ICC web sitesinden canlı yayınlanacaktır. Bilindiği üzere geçtiğimiz ay israil tarafından Mahkeme'ye ABD tehditlerine de vurgu yapılarak maniple edilmeye çalışılmıştır. ICC'de uzun süredir devam eden bu hak arayışı, İsrailin uyguladığı Gazze ablukasında çocuk ve kadın hayatını kaybeden yüzlerce mağdurun yanı sıra ablukaya rağmen insani yardım taşıyan Gazze Özgürlük filosunda hayatını kaybedenlerle yaralanan ve kendilerine karşı birçok suçun yargılanmasını da sağlamalıdır. Mağdurlar, ICC'nin kuruluş ve işleyiş yasası olan Roma Statüsüne uygun olarak İsrail hakkında soruşturmanın başlatılmasını ve yargılanmasını beklemektedir. ICC'nin israili yargılamaması için başta israil müttefiki ABD'nin tehditlerinin yanı sıra 2010 yılından bu yana tüm yargı mekanizmalarından kaçmak için her türlü tehdit ve şantajların boşa çıkarılması insanlığa karşı işlenen suçlar için kurulmuş olan bu mahkemenin görevidir. Sayın Savcıya ve Uluslararası Ceza Mahkemesine çağrımız özgürce ve adaletin gereği olarak soruşturma başlatmasıdır. Unutulmamalıdır ki ICC, gücün hukuku boğma ve sadece kendi tarafına çalıştırma çabası karşısında insanlığın ve mağdurların en kıymetli umududur." (Nizamettin Aşkın-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir