• DOLAR 34.362
  • EURO 36.953
  • ALTIN 2975.034
  • ...
Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de yükselen sebze-meyve fiyatlarının düşmemesi hem pazarcı esnafını hem de vatandaşları mağdur ediyor. Gaziantep’te hafta sonu ev ihtiyaçlarını almak için alışverişe çıkan vatandaşlar, son haftalarda fiyatların çok yüksek olduğunu, çoğu zaman temel ihtiyaçlarını almada bile zorlandıklarını dile getirdiler.

Sebze-meyve fiyatlarının yüksek olmasının kendilerini de olumsuz etkilediğini belirten pazarcı esnafı da işlerinin son zamanlarda azaldığını ve durma noktasına geldiğini söyledi. Sebze-meyve fiyatlarının yüksek olmasından yakınan vatandaşlar ve pazar esnafı, fiyatların düşmesi için yetkiliklerden acil bir çözüm beklediklerini söylediler.

Ramazan ayına da sayılı günlerin kaldığı bugünlerde sebze-meyve fiyatlarının aşırı yüksek olması hem vatandaşları hem de pazar esnafını kara kara düşündürüyor. Sebze-meyve fiyatlarının geçtiğimiz yıla oranla yüzde 50 arttığını belirten pazar esnafı fiyatların üretimin olmamasından ve girdi maliyetlerinin yükselmesinden dolayı arttığını belirtirken, vatandaşlar da yüksek fiyatlardan dolayı artık pazara bile yaklaşamadıklarını ifade ettiler.

Kışın seralarda yetiştirilen domates, biber, patlıcan gibi sebzelerin fiyatları geçen yıla oranla yüzde 50 artarken, pazarda yeşil soğan ve sarımsağın kilosu 6, domatesin kilosu 8, biberin kilosu 10 TL’ye kuru soğan ve patateste 5 TL’ye satılıyor.

“Fiyatların bu şekilde yükselmesinin nedeni üretimin olmamasıdır”

Fiyatların yüksek olmasının hem vatandaşları hem de kendilerini mağdur ettiğini belirten Fatih Ayhan, “Fiyatlar çok yüksek. Biz yeşil sebze satıyoruz. Geçen yıl bezelyenin kilosu 3-4 TL’ydi, bu sene 5 TL ve aynı zamanda bu sene bezelye hiç yok. Soğan, samırsak fiyatları çok yüksek. Geçen sene yeşil soğan ve yeşil samırsak fiyatları 2-3- TL’ydi, bu sene 6-7 TL oldu. Yani her şey çok yüksek, vatandaş alamıyor. Fiyatların bu şekilde yükselmesinin nedeni üretimin olmamasıdır, yağışlarla bir alakası yoktur. Bizler ürünlerimizi sebze halinden alıyoruz. Fiyatlar yüksek olduğu için ürünlerimizi satamıyoruz. Vatandaş eskiden sebze-meyveyi kilo kilo alırlardı ama şimdi alamıyorlar.” dedi.

“Sebze-meyvelerin bu kadar pahalı olmaması gerekiyor”

Geçen yılların aksine bu yıl hem sebze ve hem de meyve fiyatlarında artış yaşandığını belirten Cuma Çam da, “Biz ürünlerimizi sebze halinden alıyoruz. Sebze haline de Adana ve Mersin halinden geliyor. Sebze-meyvelerin fiyatları yüksek, biz de bundan dolayı satış yapamıyoruz. İnsanların alım gücü yok. Şu an her şey pahalı. Sadece yeme içme değil, giyim, ev ve ev kiraları çok pahalı. Yani kısacası her şey çok pahalı. Bundan dolayı da millet mecburen boğazından kısmaya başladı. Aynı şekilde bizde kendi boğazımızdan kısıyoruz. Çünkü yapacak bir şey yok. Ucuz meyve yemek için yazı bekliyoruz. Vatandaş fiyatların yüksek olmasını anlayışla karşılıyorlar ama yapacak bir şeyin olmadığını vatandaşta bizlerde biliyoruz. Ürünlerin bu kadar pahalı olmasının nedenini biz de bilmiyoruz. Sebze-meyvelerin bu kadar pahalı olmaması gerekiyor. Sonuçta müşteriyle yüz yüze geliyoruz, o da olmuyor. Bu sene patlıcan 16 TL biber 30 TL oldu. Millete yazık-günah. Çünkü milletin alım gücü yok, bizler de satamıyoruz. Yazın 5 TL'ye biber satıyorduk şimdi 15 TL'ye biber satıyoruz. Fakat yazın satabiliyorduk şu an satamıyoruz. Bu pahalılığın önüne tarıma destekten başka bir şey geçemez. Bir an önce tarım desteklenmelidir ve güçlenmelidir.” ifadelerini kullandı.

“Devletin öncelikle tarım politikasını gözden geçirmesi gerekiyor”

Sebze-meyvelerin fiyatlarının yüksek olmasını devletin yanlış tarım politikalarına bağlayan Mehmet Doğruer de şunları söyledi:

“Düne kadar 80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti Devletinin nüfusunun yüzde 60'ı tarımla geçinen bir milletti. Ama bugün insanların hepsi şehre geldiği için köyde çiftçi kalmadı. Zaten sıkıntı da buradan kaynaklanıyor. Onun için devletimizin veya siyasi iktidarın öncelikle bu tarım politikasını bir gözden geçirmesi gerekiyor. Bu ülkenin nüfusunun 82 milyon olduğu söyleniyor. Bu ülkenin vatandaşlarına ne kadar patates, portakal ihtiyacı var, ilk önce bunun bir tespitinin yapılması lazım ve ona göre da ekim yapılması lazım. Yani çiftçinin mağdur olmaması lazım. Bu şekilde planlı projeli bir tarım politikasına geçersek bu fiyatların normal seviyeye geleceğini düşünüyorum.”

Semt pazarına gelen vatandaşlar da fiyatlardan yakınarak, fiyatların düşmesini istediklerini belirttiler.

“Fiyatların düşmesini istiyoruz”

Sebze-meyve fiyatları çok pahalı olmasından yakınan Fatma Hanım “Önce ben 50 TL ile gelir alışveriş yapardım ve bütün ihtiyaçlarımı karşıladım. Ama şu an 100 TL harcadım ve daha hiçbir şey alamadım. Geçen yıl 50 TL'ye bütün ihtiyaçlarını alabiliyordum. Ama şimdi fiyatlar 2-3 katına çıktı. Yani şu anda bir şey alamıyorum. Ürünlerin fiyatları çok pahalı, ne alalım?  Hiçbir şey alamıyoruz. Vatandaş olarak fiyatların düşmesini istiyoruz. Sadece pazar fiyatları değil marketteki fiyatları da çok yüksek. Pazarda da markette de fiyatlar aynı. Ürünlerin fiyatları almış başını gidiyor. Böyle ne olacak bilmiyoruz?” diye sordu.

“İthalat çözüm değil”

Geçen yıl 50 TL’ye pazarda evinin tüm ihtiyaçlarını alabildiğini ancak bu sene ise fiyatların çok yüksek olmasından dolayı ihtiyaçlarının tamamını 150 TL’ye alabildiğini Mehmet Bilecen de şöyle konuştu:

“Fiyatlar çok yüksek. Bu güzel ülkemizde her şey yetişiyor ama bizler neden ürünleri pahalıya alıyoruz, onu çözemiyorum? Bunu tamamen hükümetin yanlış tarım politikasına bağlıyorum. Günde 24 saat yağmur yağan, her türlü malzemenin verimli olarak yetiştiği bir ülkede biz halen patates ve soğan kuyruğuna giriyorsak, halen domatesi 10 TL'den alıyorsak bunda vatandaşın suçu yok. Ya çiftçi desteklenmiyor ya da israilden tohum alınıyor yani her şey ithal ediliyor. Her şeyi ithal etmekle bu sorunu çözemezsiniz. Çiftçiye destek verilirse ve tarım alanları açılırsa siz bakın o zaman ürün nasıl yetişiyor. Hem bu şekilde işsizlikte çözülmüş olur. Ama bu şekilde yapamadığı için Mısır’dan çürük soğan başka bir ülkeden çürük patatesi millete satıyorlar. Yetkililer bu güzelim cennet gibi ülkede çiftçiyi desteklesinler, çiftçiye imkan tanısınlar, mazotu ucuza satsınlar. Çiftçi eksin biz de ucuza yiyelim. İthalat çözüm değil.”

“Üretimin artırılması lazım”

Fiyatların yüksek olmasından dolayı ihtiyacı olan malzemeleri alamadığını ifade eden vatandaşlardan İlhamı Yeter de “Ekonomi sıkıntı var her şey pahalı. Evin bütün ihtiyaçlarını almaya kalksak 150-200 TL gider. En ucuz ürün 5 TL ve 5 TL’nin altında pazarda hiçbir şey yok. Hiç kimsenin yemediği pancarın kilosu 4 TL. Allah fakire fukaraya yardım etsin. Geçen sene ile bu seneyi kıyaslayacak olursak ürünlerin fiyatı üç katına çıktı. Portakalın kilosunu geçen sene 1,50 TL'den, bu sene 5 TL’den alıyorum. Elmanın kilosunu 1-2 TL'den alıyordum şimdi elmanın kilosu 5 TL. Üretimden tüketime ürünlerin fiyatının takip edilmesi lazım. Üretimin artırılması lazım. Türkiye'nin hiçbir yerinde üretim diye bir şey kalmamış. Bu son günlerde etkili olan yağışlar da fiyatın yükselmesine etki yaptı.” şeklinde konuştu.

“Yetkililerin bu duruma bir çözüm bulması lazım”

Sebze-meyve fiyatlarının cep yaktığını belirten Hatice Hanım da “Her şey çok pahalı. Eve hiçbir şey alamıyoruz. Fiyatlar çok pahalı ve ne yapacağımızı bilmiyoruz. Geçen sene bütün ev ihtiyaçlarımıza alabiliyorduk. Ama şimdi alamıyoruz. Ancak üç parça bir şey alabiliyoruz. Yetkililerin bu duruma bir çözüm bulması lazım. Çünkü olacak gibi değil.” diyerek sitem etti.

“Geçen yıl 50 TL'ye aldıklarımızı bu yıl ancak 85-90 TL'ye alabiliyoruz”

Mehmet Yıldırım da “Pazar fiyatları yaklaşık bir yıldan beri ateş pahası. Yetkililerin buna bir çözüm bulması ve halkın bu sebze ve meyveleri alabileceği seviyeye çekmesi gerekiyor. Bunun içinde yerli üretim şart. Dışarıdan ithal patates soğan getireceğimize çiftçimize destek versek, mazot ve gübre fiyatlarını ucuzlatsak, KDV’yi düşürsek, başka çiftleri zengin edeceğimize kendi çiftçimizi zengin etsek ve destek versek bu fiyatlar da çok kısa sürede düşer. Ama ne yazık ki tanzim çadırlarıyla ve dışarıdan patates getirmekle bu pahalılığın önüne asla geçemezler. Çiftçimizi destekleyeceğiz, yerli üretime ve tohuma önem vereceğiz. Geçen yıl 50 TL'ye aldığımız malzemeyi bu yıl ancak 85-90 TL'ye alabiliyoruz. Enflasyon yüzde ’18-20’ diyorlar ama bence insanlar pazara gelmiyor. Pazara gelse sorunu çözecek. Tıpkı geçen bir grup başkanvekilinin tarif ettiği gibi bir simit çay hesabı yaptı. Bir kahvaltı için 900 TL hesap çıkardı. Peki, bu insanlar öğle ve akşam yemeğin de toprak mı yiyecekler, neyle beslenecekler? Öğle ve akşam yemeği yok mu? Bu insanların okula giden çocukları, okul servisi, çocukların giyimi yok mu?” diye sordu.

“Bu pahalılığın önüne geçilmelidir”

Bilge Çipe de “Biber, patates, soğan yani aslında her şey çok pahalı. Geçen sene ben 50 TL'ye bütün ihtiyaçlarını alabiliyordum. Buzdolabımı pazar eşyalarıyla doldurabiliyordum. Ama şu an sadece temel ihtiyaçlarımı alabiliyorum. Başka bir şey alamıyorum. Yani temel gıda maddelerini alamıyoruz. Soğan ve patates bile alamıyoruz. 50 TL ile sadece temel ihtiyaçlarımız alabiliyoruz. Bir an önce bu pahalılığın önüne geçilmelidir.” dedi.

“Fiyatların düşmesi için üretimin yapılması lazım”

Geçen yıla göre fiyatların çok pahalı olduğunu belirten Sercan Sinaoğlu, “Tüm ihtiyaçlarımı alamadım. Sadece temel ihtiyaçlarımızı alabiliyoruz. Geçen seneki gibi bütün ihtiyaçlarımızı alamıyoruz. O yüzden fiyatların düşmesini bekliyoruz. Pazarda alışveriş yapıyorum ama eve gittiğimde iki elime bakıyorum, geçen sene 50 TL'ye aldığım ürünleri bu sene 150 TL'ye zor alabiliyorum. Bu fiyatların düşmesi için de üretimin yapılması lazım. O yüzden de tarıma daha önem ve değer vermeleri lazım. İnsanları şehirden köylere çekmeleri lazım.” diye konuştu.

Ayşe Sarı, İsmail Avcı, Osman Avni Halhallı, Nurettin Akın, Nesrin Avcı ve Abdullah Yılmaz da fiyatların çok yüksek olduğunu belirterek, fiyatların çok yüksek olmasından dolayı ihtiyaçlarını alamadıklarını, alternatif ve daha ucuz sebze almak zorunda kaldıklarını söylediler. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)

Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız