Katedrale ağlayanlar tahrip edilen İslam'ın mukaddesatlarına kör
Fransa’daki katedral yangınına gösterilen tepkiler, İslam ülkelerindeki tarihi yapıların tahrip edilmesi ve Mescid-i Aksa’nın altında yapılan kazılara olan sessizliği akıllara getirdi.
Fransa’daki yangınla eş zamanlı olarak Mescid-i Aksa Mervan Camii’nde de yangın çıktı ama katedral yangınına üzülen çoğu kişi o yangını hiç duymadı bile.
Müslümanlara yönelik katliamlara "terör saldırısı" diyemeyen ama Avrupa’da bir kişinin bıçaklanmasını bile terör saldırısı olarak gösteren Batı, aynı ikiyüzlülüğü tarih ve kültür alanında da yapmaktan geri durmuyor.
Irak ve Suriye’de çok sayıda tarihi cami bombalanıp harap edilirken, Mescid-i Aksa’nın altı oyulurken sessiz kalan hatta destek veren Batı ve işbirlikçileri, Fransa’da Notre Dame Katedrali’nde çıkan yangına gösterdikleri tepki bu kesimlerin iki yüzlülüklerini bir kez daha ortaya koydu.
Fransa’daki bir saldırı nedeniyle dünya liderlerini Paris’te toplayıp Müslümanlara karşı yürüten Batı dünyası, söz konusu Müslümanlar olunca -İzlanda’daki cami katliamı gibi saldırılarda- terör ve terörist kavramlarını dahi kullanamadı.
Aynı Batı, bir yandan bir zamanlar İslam beldesi olan Endülüs’teki tarihi yapıları talan edip İslami kimliklerini yok ederken diğer yandan Suriye ve Irak gibi İslam coğrafyasındaki tarihi yapıların yakılıp yıkılmasına ya önayak oluyor veya görmezden geliyor. Oysa mesele tarihe sahip çıkmaksa Suriye’deki Şam Emeviyye Camii, Fransa’daki Katedral’dan daha eski bir yapı.
Suriye’de katledilen veya yurtlarından edilen insanların yanı sıra İslam medeniyetine ait eserlerin yıkılması veya tahrip edilmesini gündemlerine almayan Batı, izlediği politikayla adeta bu eserlerine yıkılmasına zemin hazırlıyor.
Fransa’da veya başka bir ülkede yanan veya tahrip edilen tarihi yapılara ve mabetlere sahip çıkılması, olması gereken insani ve İslami bir tavırdır. Fransa’da yanan tarihi bir binaya tarih ve insanlık adına bir Müslüman da üzülebilir ancak buradaki anlatılmak istenen her fırsatta İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlığını ortaya koyan Batı’nın ikiyüzlülüğüdür. Çünkü söz konusu İslam tarihi ve kültürüne ait eserler olunca sesi çıkmayan Batı, ateş kendilerine dokununca feveran etmeye başlıyor.
Aynı saatlerde Mescid-i Aksa’da yangın
Kendi kültürüne ait eserlere sahip çıkan Batı dünyası, tarihi binlerce yıl öncesine dayanan Mescid-i Aksa’nın tahrip edilmesini ise görmüyor. Görmemekle kalmayıp bir de Mescid-i Aksa’yı yıkmak için altında kazı yapan siyonist rejime destek veriyor.
Fransa’daki yangına üzülen (!) veya gündem yapanların aynı saatlerde çapı daha küçük olsa da Mescid-i Aksa Mervan Camii’nde meydana gelen yangını görmemeleri ikiyüzlülüğün yanı sıra bu çevrelerin İslam’a ve İslam kültürüne olan düşmanlıklarını ortaya koyan iyi bir örnek oldu. Evet, aynı gece iki yangın. Biri Fransa’da yaklaşık 850 yıllık bir yapı yani Notre Dame Katedrali. Diğeri tarihi milattan önceye dayanan Mescid-i Aksa. Mescid-i Aksa’daki yangını Müslümanlar dahil çoğu kişi hiç duymazken, katedral yangınını duymayan kalmadı. Bu ikiyüzlülüğü eleştirenler ise “tarih düşmanı, insanlık düşmanı” olarak ilan edildi.
Şam Emeviye Camii’nin harap edilmesi duyulmadı bile
Batı’nın ve tarihi sevdalısı kesimin ikiyüzlülüğünü ortaya koyan bir diğer örnek ise insanlarıyla beraber tarihi ve kültürü yok edilen Suriye’de bulunan Şam Emeviye Camii. 700’lü yılların başına inşa edilen Emeviye Camii Müslümanlar için öneminin yanı sıra insanlık için de önemli tarihi yapılardan biri. Tarih boyunca birçok savaş ve yıkım gören Şam topraklarında tüm görkemiyle ayakta kalmayı başaran bir şaheser. Fakat bugün Fransa’daki katedral için üzülenlerin çoğu bu tarihi yapının yağmalanıp harap edilmesini görmediği gibi gündeme gelmesini bile istemedi. Evet, Emeviye Camii, Notre Dame Katedrali’nden en az 500 yıl daha eski. Tarihse tarih; kültürse kültür ama ne hikmetse tarih ve kültür İslam ülkelerinde ise ve İslam kültürüne aitse yıkılması, yakılması ve harap edilmesi duyulmuyor, görülmüyor.
Yakılan ve yıkılan İslam eserleri bunlarla sınırlı değil. Irak, Suriye, Afganistan, Filistin, Doğu Türkistan ve daha başka yerlerde İslam kültürüne ait nice cami, medrese, külliye, hamam vb. nice eser talan edilip harap edildi. Bu eserlerin yok edilmesi gündeme getirilmediği gibi buralarda taşınan nice eserler de tarih sever (!) Batılı devletler tarafından çalındı.
Öte yandan Avrupa'daki camilere devamlı olarak gerçekleştirilen çirkin saldırılar karşısında Batı, sürekli sessizliğini koruyor.
Burada eleştirilen insanların katedral yangınına üzülmesi ve tepki göstermesi değil, söz konusu İslam kültürüne ait eserler olunca aynı hassasiyetin gösterilmemesidir. Eleştirilen bir diğer husus da, katedral yangınına üzülen Müslümanların kendi kültürlerine ait tarihi yapılara yapılanları görmemesi, gerekli tepkiyi göstermemesi ve sahip çıkmamasıdır.
Batı ve Haçlı zihniyetinin İslam’a olan düşmanlıkları anlaşılabilir bir durum olsa da, en az onlar kadar üzülen ve üzüntülerini dile getiren Müslümanların durumu dikkat çekiyor. Kimse bu Müslümanların üzüntülerini veya hassasiyetlerini dile getirmesini kınamaz ve tepki göstermezken söz konusu kesimlerin, Batının ikiyüzlülüğünü dile getirenleri hedef alması anlaşılır gibi değil. Oysa Müslüman halkın, Fransa’daki yangına üzülenlerden beklediği tek şey aynı tepkiyi, İslam kültürüne ait eserler harap edilirken de göstermeleridir. (İLKHA)