Yeni modellerle mesleğini ayakta tutmaya çalışıyor
Ustasından devraldığı yemeniciliği tasarladığı yeni modellerle yeniden canlandıran Mehmet Çürük, yeni model ve desenlerle mesleğini ayakta tutmaya çalıştığını söyledi.
Kökeni Osmanlı dönemine kadar dayanan ve kışın sıcak yazın ise serin tutmasıyla ayakları koruyan yemeni, günümüz ustalarının yaptıkları yeni modellerle günümüze uygun hale getirildi. Renk renk desen desen yapılan yemeniler, özellikle gençlerin ilgi odağı oldu.
Güneydoğu ve Doğu Anadolu başta olmak üzere Türkiye'nin birçok ilinden getirilen koyun, keçi, dana ve manda derileri, usta ellerde yeniden şekillenerek bambaşka bir hal alıyor. Gaziantep, Şanlıurfa ve Kilis ile Kahramanmaraş gibi bölge illerinde sayıları bir elin parmağını geçmeyecek ustalar tarafından ayakta tutulma çalışılıyor.
El emeği göz nuruyla değişik renk ve modellerde yaptıkları yemenilerle mesleklerini ayakta tutmaya çalışan yemeni ustalarının yeni modelleri hem yurt içinde hem de yurt dışında çok sayıda insanın yemeniye olan ilgisini arttırdı.
Kilis’te henüz küçük yaşta ustasından öğrendiği yemenicilik mesleğini 30 yılı aşkın süredir sürdüren yemeni ustası Mehmet Çürük, 5 ayrı hayvanın derisinden yaptıkları yeni model yemeni çeşitleri ile mesleklerini zamana uyarlamaya çalıştıklarını ve bu şekilde ayakta tutmaya çalıştıklarını belirtti.
Geçmişi uzun yıllara dayanan yaklaşık 170 yemeni ustasının bulunduğu kentte şimdilerde ise sadece 3 ustanın mesleği sürdürdüğünü belirten Çürük, her ne kadar mesleğini öğretecek eleman bulamasa da mesleğini ayakta tutmak için direndiğini ifade etti.
5 ayrı hayvan derisinden üretilen, doğal oluşuyla tercih edilen ve bölgenin kültürel değerleri arasında yer alan yöresel ayakkabı yemeninin, meşakkatli pek çok işlemin ardından müşterilere ulaştırıldığını aktaran Çürük, mesleklerini ayakta tutmak için çabaladıklarını söyledi.
Eleman olmadığı için günlük az sayıda yemeni üretebildiğini ve bu sıkıntıyı da sürekli olarak yaşadığını belirten Çürük, “Memleketimde yemenicilik yapıyorum. Kendi gücümüzün yettiği kadar mesleğimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz.” dedi.
“Her yörenin kendine göre has bir geleneği var”
Her yörenin kendine göre has bir geleneğinin olduğunu belirten Çürük, “Bu meslek yıllardır süre gelen bir meslek. Bizim yöreye has bir yemeni modeli var. Maraş’ın Gaziantep'in ve Urfa'nın ayrı bir modeli var. Biz il il gezdiğimiz için bazı illerdeki modelleri görüyoruz. Bu meslek artık birçok yerde unutulmuş. Bu mesleği sürdüren ustaları araştırıyoruz. Tabi bizlerde bilgi almak ve daha eski ustaları görmek için eski ustalarla görüşüyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Bizim yöremizde düz yemeni modeli vardır”
Çürük, “Bizim yöremizde düz yemeni modeli vardır. Fakat şimdi bu yemeni modeline talep yok. Talep olmadığı için yapmıyoruz. Yeni neslin isteğine göre yeni modeller yapıyoruz. Yıllardır bu işi yapıyoruz. Kilis’imizi de tanıtmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte mesleğimizi de icra etmeye çalışıyoruz. Bu meslek yıllardan beri devam eden bir meslektir. Eski ustalarımızın deyimine göre ise Kilis'te 170 tane yemeni ustası vardı. Bunun yemenicisi ayrı çütçüsü ayrı postalları ayrı yapan ustalarımız varmış. Tabi bugün onları isteyen kimse yok. Bundan dolayı o yemeni modelini yapmıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Yeni nesil bu mesleğe ilgi göstermiyor”
Elemen olmadığı için ancak iç pazara günlük 7-8 tane yemeni ürettiklerini aktaran Çürük, “Mesleğimiz unutulmaya yüz tutmuş bir meslek. Devlet bize bu meslekten dolayı muafiyet belgesi verdi, bizlerde mesleğimizi yaşatmaya çalışıyoruz. Ama yeni nesil, bu mesleğe ilgi göstermiyor. Bu mesleği yapmak istemiyor. Emek çok, kazanç az. Bundan dolayı bu mesleği kimse yapmak istemiyor.” diye konuştu.
Yemeninin saf deriden üretildiğini, giyildiğinde sıcak havalarda ayağı terletmediği ve koku yapmadığı için sağlıklı ve özel bir ayakkabı çeşidi olduğunu belirten Çürük, sağlık açısından bu ayakkabıların çok faydalı olduğunu belirtti.
“Bu mesleğe küçük yaşta girdim”
Küçük yaşlarda ustasından öğrendiği mesleğini yıllardır devam ettirdiğini belirten Çürük, “Bu mesleğe küçük yaşta girdim. Bu mesleğe başladığımda ustamın bana ilk söylediği kelimeyi hiç unutmam. ‘Ben sana zanaat öğretemem’ dedi. Ben de ‘zanaat öğrenmeyeceksem, neden çalışayım?’ diye sordum. Ustam da ‘zanaat öğretilmez öğrenilir’ dedi. Hiçbir usta zanaat öğretemez. Hiçbir usta da o kabiliyet yoktur. Bu kabiliyeti ben kendimde de göremiyorum. Zanaat öğrenilir. Ancak isteyene öğretebilirsin. Çocukluktan beri bu algı var. Çocukken ustamız bize böyle dediğinde biz çok alınmıştık. Eğer anlarsan mecazi anlamda anlamı çok. Ama anlamak istemezsen bir anlamı yok. Yıllardır bu mesleği yapıyoruz ve bu meslekte bu yaşa gelmişiz. Ustalık yapıyoruz dükkan çalıştırıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Şu anda 2-3 tane usta kaldık”
Geçmişi uzun yıllara dayanan yaklaşık 170 yemeni ustasının bulunduğu kentte şimdilerde ise sadece 3 ustanın kaldığını belirten Çürük, şunları söyledi.
“Şu anda 2-3 tane usta kaldık. Yeni yetişen elemanda yok. Çırak olsun istiyoruz. Bizim dönemimizde her dükkanda 3-4 tane çırak oluyordu. Bu mesleği öğrensin diye bir dükkanda 3 tane usta varsa her ustanın yanında 3 tane çırak olurdu. Ama şu anda bir tane çırak bile yok. Kimse çocuğunu meslek öğretmeye göndermiyor. Herkes çocuğunu okutmak istiyor ve çocuğunun bir mesleği olsun diye uğraşan yok. Bu meslekte unutulmaya yüz tutmuş. Biz de yaşatmaya çalışıyoruz.”
“Gençlerin isteğine göre modeller oluşturuyorum”
Mesleğini severek yaptığını belirten Çürük, “Yeni ve değişik modeller çıkarıyorum. Gençlerin isteğine göre modeller oluşturuyorum. Orijinal yemeni de sağ ve sol bile yoktur. Şimdi o yemeniden yapsak kimseye satamayız. Nostalji amaçlı bizden yemeni isteyen oluyor. Bayanlara değişik modeller bağcıklı modeller yani yeni modellerle mesleğimizi ayakta tutmaya çalışıyoruz. Mesleğimizi canlandırmak için çabalıyoruz. Büyüklerimizin izinden gidiyoruz. Büyüklerimiz; ‘zaman sana uymuyorsa sen zamana ayak uydur’ derdi. Bu mesleğe devam edebilmek için biz de zamana ayak uyduruyoruz. Çünkü uydurmak zorundayız. Uyduramazsak dükkanı kapatır gideriz.” dedi.
“5 ayrı hayvan derisinden doğal yemeni üretiliyor”
Yemenilerin 5 ayrı hayvanın derisinden üretildiğini belirten Çürük, “Alt kısmı camız olur, bu değişmez. İç kısmı dana derisinden yapılır. Dış kısmı keçi derisinden ya da dana derisinden yapılır. Bu müşterinin isteğine göre değişebiliyor. Ama genellikle keçi derisinden yapılır. İç astarı da koyun derisinden yapılır. Kenar kısmı da oğlak derisinden yapılır. Yemeninin orijinali bu şekildedir. Ama şu anda ise üç kalemde yapmaya çalışıyoruz. Çünkü zaman bunu kaldırıyor. Artık 2-3 çeşit deriden yapıyoruz.” diye konuştu.
Bir yemenin 4 günde hazır olduğunu anlatan Çürük, günlük olarak ise 2 ustayla birlikte 7-8 çift yemeni ayakkabı hazırladıklarını da sözlerine ekledi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)