İslam`da İnsana Bakış
İslam değer ve ölçülerine göre üstünlük.
İslam değer ve ölçülerine göre üstünlük. Bir hadisi şerifle bu konuya giriş yapmak isterim, “Arap’ın Acem’den, Acem’in de Arap’tan üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır.” Çocukluğumda bu hadisi şerifi babamdan defalarca duydum. Yaşım ilerledikçe bu konuyla ilgili Kur’an’dan ve Sünnet’ten feyiz almış İslami eserleri okudukça bu hadisin ehemmiyetini ve önemini daha iyi anladım. Bir insan, bir insandan soyu, ırkı, malı-mülkü, şanı ve şöhretinden dolayı, güzelliği ve kuvvetinden dolayı üstün olamaz. Üstünlük ancak ve ancak takvadadır. Yüce Rabbimiz kişinin soyuna-sopuna, ırkına, malına-mülküne, kuvvetine ve güzelliğine bakmaz. Ancak kalbine bakar. Kalpteki güzelliğine ehemmiyet verir. Kimin kalbi hakkıyla Ondan korkup hakkıyla Onu seviyorsa üstün olan odur. O ehemmiyet verilmeyen insan takva yolunu seçmiş ise İslam’ı yaşayıp yaşattırıyorsa, onun Allah katındaki üstünlüğü, mal-mülk sahibi olup, şan-şöhretiyle nam salan makamıyla göz kamaştıran ve Allah’ın kendisine vermiş olduğu nimeti unutup nankörlük eden, İslam’dan uzak bir hayatı benimseyenden kıyaslanmayacak kadar üstündür, izzetlidir, şereflidir. Takvada ölçü şudur; Allah’tan hakkıyla korkup, O’nu hakkıyla sevmekle beraber inancını yaşamaktır. Kuru kuruya ben Allah’ı sevip, Ondan korkuyorum demekle takva hasıl olmaz. Amelle ispat lazım gelir.
Allah katında ölçü zenginlikte olsaydı, şöhrette olsaydı, Karun insanların en şereflisi olurdu. Yerme ve hor görme fakirlikten olsaydı, Hz. İsa insanların en hor görülen ve en zelil insanı olurdu hâşâ. Hâlbuki Allah katında insanların en zelillerinden biri Karun’dur. İnsanların en izzetlilerinden biri de Hz. İsa’dır. Yukarıda belirttiğim örnekten de anlaşılacağı gibi üstünlük takvadadır.
Bir insanın bir insandan üstünlüğü, bir kavmin bir kavimden üstünlüğü, bir ırkın bir ırktan üstünlüğü, bir devletin diğer bir devletten üstünlüğü ancak ve ancak takvayla hasıl olur. Birey olarak kim İslam’ı yaşıyorsa, devlet olarak kimler İslam’ı hukukun gerektirdiği bir şekilde İslam’ı esaslara dayalı kanunlarla insanları yönetiyorsa, üstün olan onlardır, aziz olan onlardır. Üst kimlik, alt kimlik faşist söylemlerdir. İslam’da yeri yoktur. İnsanlar İslam hukuku karşısında bir tarağın dişleri gibidir. Kimse dokunulmaz değildir. Çoğunluğun dil hakları neyse, azınlığın dil hakları da odur. Her birer anasından doğduğu günden, ölümün ona ulaşacağı güne kadar dilden gelen hakları neyse ona verilir. Allah’ın vermiş olduğu bu hakkı yasaklayan, zalimlerin ta kendileridir.
Kimse kendi ırkını, soyunu, sopunu seçme hürriyetine sahip değildir ve tüm insanlık Adem ve Havva’dan gelmedir.
Irkını üstün gören insan, en hafif tabiriyle ahmaktır. Dileğim ırkçı olan insanlar bu ahmaklıklarını daha dünyadayken görmeleridir.
Perdelerin kalktığı bir günde, yani ahiret hayatında görseler vay onların haline.
Selam ve dua ile
“Bu yazımı okuyan Müslüman kardeşlerim; Anneme ve Babama dua etsinler. En hayırlı dua gıyabında edilen duadır. Şimdiden Allah razı olsun.”
M. Selim Özdemir
H Tipi Kapalı Cezaevi I/6 oda Erzurum