AK Parti Sözcüsü Çelik'ten İmamoğlu'na 'medya' tepkisi
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genel Merkez Binasında açıklamalarda bulundu. Çelik, Ekrem İmamoğlu'nun bugünkü açıklamalarına ilişkin "Bugün CHP'nin İstanbul adayı malesef vahim bir işe imza atarak, medya gruplarının sahiplerini ailelerini de zikrederek tehdit etmiştir. Bugün ise insanların soyadlarını vererek, aile isimlerini vererek tehdit ediyor. Böyle bir basiretsizliğin unutulması mümkün değil" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Genel Merkez Binasında açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar:
Müttefiklerimizin terör örgütlerine destek vermeyi sürdürdüklerini görüyoruz. Biz güvenli bölgeden bahsederken, bölge halkının, müttefiklerin yararına olacak bölgeden bahsediyoruz.
Malesef müttefiklerimiz, Suriye'nin kuzeyinde terör devletçiliği oluşturmak isteyen PYD/YPG'nin güvenliğinden bahsedebiliyor. Sayın Putin'in Türk iş dünyasının yapacağı yatırımlarla ilgili olarak bürokratik engellerin daha kolaylaşacağı yönünde okunabilir.
"İmamoğlu insanları tehdit ediyor"
İstanbul seçimlerine dair tartışmaları izliyorsunuz. Bugün çok sayıda CHP sözcüsü konuştu. Amatör bir bakışla bile değerlendirildiğinde bunun bir şekilde iş bölümü halinde kamuoyunu sistematik olarak yanıltmaya dönük bir faaliyet olduğunu görüyoruz. Bugün CHP'nin İstanbul adayı malesef vahim bir işe imza atarak, medya gruplarının sahiplerini ailelerini de zikrederek tehdit etmiştir. Bugün ise insanların soyadlarını vererek, aile isimlerini vererek tehdit ediyor. Böyle bir basiretsizliğin unutulması mümkün değil. Bu insanların aileleri var akrabaları var. Bu şekilde basiretsizce, şuursuzca hedef göstermek temel ihlallerden biri anlamına geliyor.
Bunu son derece vahim bulduğumuzu ifade ediyorum. Yanlışlıkla yapılacak bir işe benzemiyor. Ama yanlışlıkla yapılacaksa bu çiğlikten geri dönülmesi ve ailelerden özür dilemesi gerekiyor. Medyayı eleştirebilirsiniz. Bu demokratik bir haktır. Kimseyi hedef göstermediğiniz, tehdit etmediğiniz sürece her türlü eleştiri bir haktır. Çıkıp söyleyecek söz bulamayıp da ben haklıyım, haksız cürümlere imza attım diyemezsiniz. Her neyi eleştiriyorsanız, her neye canınız sıkılıyorsa bunu ifade edebilirsiniz. Fakat ailelerin soyadlarını vererek hedef göstererek açıklamak siyaseten olduğu gibi ahlâken daha büyük bir sorundur.
Bugün CHP'nin Ankara Büyükşehir Başkan adayı mazbatasını aldı. Partimiz adına bütün bu itiraz süreçlerini yöneten, Ankara'daki kampanyanın sorumluluğunu yürüten genel sekreterimiz Fatih Bey, mazbatasını alan adayı tebrik etti. İtiraz süreçleri konusunda tatminkâr bir alana kavuşulduğunda ortada bir mesele kalmıyor. Ankara seçimlerinde de aynı şey söyleniyordu, burayı teslim etmezler gibi söylem üretiyorlardı. Hukuk karar verdi aday mazbatasını aldı. Arkadaşlarımız tebrik etti. Yeni başkan eski başkanı uğurladı ve her şeyin olağan şekilde yürüdüğü görüldü. Demokrasinin sahibi millettir. O ne derse odur. Biz de bunu başımızda taşırız.
Her gün çıkıyorlar televizyona, diyorlar ki, 'Allah aşkına germeyin, toplum çok geriliyor'. Eski geleneklerini devam ettirip her gün gerilim politikasına imza atıyorlar. Medya sahiplerinin ailelerinin ismini vererek tehdit ediyor. Sistematik olarak bu kadar CHP skandalların bir araya geldiği ilk defa görülmüştür. Bugün karşımızdaki ittifakın bileşenleri oluşturan genel başkanlar bir basın toplantısı gerçekleştirdiler. Sayın Cumhurbaşkanımıza dışarıda üretilen birtakım söylemleri ve etiketleri yapıştırmaya çalışılan bir üslup kullandılar. Bu basın toplantısında kullanıla söylem ve argümanların Mısır'daki diktatör Sisi'nin yayın organında kullanılan argümanından hiçbir farkı yok.
"İstanbul Barosu YSK'nın yetkisini kullanamaz"
Türkiye'nin demokrasisine, Cumhurbaşkanına karşı dışarıdaki kara propagandanın kullandığı dilin kullanılması üzüntü vericidir. Meşruiyet sorgulaması herkesin üzerinde yükseldiği temel zemini yok etmeye başlar. Esasında hukuku temsil etmesi gereken İstanbul Barosu bugün bir açıklama yaparak kendi kendine seçim sonuçlarını ilan ediyor ve herkese buna uymasını davet ediyor. Baro parti değildir. İstanbul Barosu YSK'nın yetkisini kullanamaz. Baronun kıymetli üyelerine haksızlık yapan açıklamadır. CHP İstanbul adayının son birkaç gündür kullandığı argümanların aynısı baro tarafından dile getiriliyor.
"Vatandaşlarımızın üstünde herhangi bir irade yoktur"
CHP sözcüleri ikide bir Adalet ve İçişleri Bakanlarımızla açıklama yapıyorlar. Temel yanlış YSK gözetiminde yürütülen süreçleri Adalet ve İçişleri Bakanlarımız yürütüyormuş gibi bir tavır sergiliyorlar. Eleştiri getirdikleri konular Bakanların görev alanındaki konular değil YSK alanında konular. Eğer sorgulamaları gerekiyorsa Twitter'a seçim çuvallarının üzerinde fotoğraflarını koyan CHP milletvekilleridir. Vatandaşlarımıza arzımız şudur, memleketin sahibi vatandaşlarımızdır. Demokrasimizin sahibi vatandaşlarımızdır. Vatandaşlarımızın üstünde herhangi bir irade yoktur. Biz vatandaşlarımızın talimatları doğrultusunda siyaset yapmayı bir erdem kabul ediyoruz.