• DOLAR 34.312
  • EURO 37.22
  • ALTIN 3018.549
  • ...

EKONOMİ SERVİSİ

MÜSİAD ile İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi (İZÜ) iş birliğinde düzenlenen Karz-ı Hasen Çalıştayı, üniversite bünyesindeki Uluslararası İslam ve Ekonomisi ve Finansı Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde (ISEFAM) gerçekleştirildi.

İŞ DÜNYASI BANKALARIN FAİZ KISKACINDA

MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, etkinliğin açılışındaki konuşmasında, mali imkânlara erişmek ya da belirli bir mali güçte ilerlemenin ciddi bir çaba ve güç gerektirdiğini belirterek, bu zorluğun bugün en önemli nedenlerinden birinin en büyük finans kaynağı olarak görülen bankaların, iş dünyasını maruz bıraktığı faiz kıskacı olduğunu söyledi.

“FAİZSİZ VE DEĞERLERİMİZE UYGUN ALTERNATİF FİNANS MODELLERİNİ BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRMELİYİZ”

Büyük emeklerle birikim yapan ve bu birikimini yatırıma dönüştürmek isteyen iş insanlarının önündeki en büyük duvarın faiz olduğuna dikkati çeken Kaan, "Yeni bir iş kurmak ya da mevcut işinin kapasitesini artırmak isteyen iş insanımız, halis niyetle yola çıkıyor fakat kendini bir faiz ve katlanan borç silsilesinin içinde buluyor. Bu hem işin bereketini kaçırıyor hem de kazancın sürdürülebilir olmasını engelliyor. Türkiye’de özel sektörün faydalandığı uzun vadeli kredi borcunun son yıllarda çok hızlı bir şekilde arttığını görüyoruz. Bu borcun büyük bir kısmı bankalar ve banka dışı finans kuruluşları tarafından sağlanıyor. Göreve geldiğimiz ilk günden beri her fırsatta ifade ediyoruz; faizsiz ve değerlerimize uygun alternatif finans modellerini bir an önce hayata geçirmeliyiz. Bu modelleri yaygınlaştırmalı ve bunun için de daha çok anlatmalı, tanıtmalıyız." diye konuştu.

Kaan, MÜSİAD olarak alternatif modeller üzerine çalıştıklarını ve projeler üreterek bunları hem kamuoyuyla hem de politika yapıcılarla paylaştıklarını belirterek, MÜSİAD Karz-ı Hasen Sandığı'nın da faizsiz finans projelerden biri olduğunu ifade etti.

 "YARDIMLAŞMA KÜLTÜRÜNÜ KURUMSALLAŞTIRDIK"

MÜSİAD Genel Başkanı Kaan, Karz-ı Hasen geleneğini gerçekleştirmekten mutluluk duyduklarını belirterek, faizsiz finans alanında artık hatırı sayılır bir talep bulunduğunu söyledi. MÜSİAD Karz-ı Hasen Sandığı ile yardımlaşma kültürünü kurumsallaştırdıklarını dile getiren Kaan,

"Bu sayede hem tüccarımızın omuzlarındaki faiz yükünü alıyoruz hem de kazancımızın bereketini artırarak, yeni yatırımların önünü açıyoruz. Sandığımız, iki ayrı fondan oluşuyor; Karz-ı Hasen Fonu ve Sosyal Yardım Fonu. Karz-ı Hasen Fonu, sandık üyelerinden toplanan aidat ve gelirlerin yüzde 70’ini içeriyor. Talepte bulunan ve ihtiyacı onaylanan üyemizin, kısa vadeli borç ihtiyacını buradan karşılıyoruz. Sosyal Yardım Fonu da üyelere veya üyenin ölümü halinde eş ve çocuklarına karşılıksız olarak verilen yardımları kapsıyor. Geliri ise sandıktan aktarılacak miktarlardan ve yapılan şartlı bağışlardan oluşuyor." bilgilerini verdi.

"FAİZSİZ FİNANSIN ÖZÜ, FAİZSİZ BORÇ VERMEKTİR"

İZÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut da modern Batı medeniyetinin sunduğu ekonomik sistemin, dünya nüfusunun çoğunun fakirlik ve açlık sınırında yaşamasına sebep olduğunu anlattı. İslam medeniyetindeki Karz-ı Hasen geleceğinin üreten ve ürettiğini paylaşan bir insan modeli sunduğunu aktaran Bulut, İslam kültüründe sıkıntıda ve darda olan birine faizsiz borç vermenin, sadaka vermekten daha faydalı görüldüğünü ifade etti.

Bulut, finans tarihinde Müslüman âlimlerin dünya ticaretinin hukuki prensiplere uygun yapılmasına dair birçok katkıyı yaptığını belirterek, 19. yüzyıla kadar Müslümanların dünya ticaret sistemini kul hakkına sebebiyet vermeyecek şekilde kurguladıklarını vurguladı.

Üniversite olarak en önemli misyonlarının "helal lokma" ve "helal kazanç" üzerine çalışma yaparak bir sistem inşa edilmesine katkıda bulunmak olduğunu belirten Bulut, "Umarım önümüzdeki 4,5 yıl, ötelenen konuların daha esaslı konuşulduğu bir dönem olur. Üniversitelerin görevi bilgiyi üreterek paydaşlarıyla paylaşmaktır. Ayrıca üniversitelerde nitelikli insanlar yetiştirirsek, medeniyetimizin önü açıktır. Faizsiz finansın özü, faizsiz borç vermektir. Enflasyonun olmadığı bir ortamda, mükemmel işleyen bir sistem. Bu sistem kapitalizme meydan okuyacak bir sistemdir." değerlendirmesinde bulundu.