Bakır ve sedef kakma kadınların ellerinde hayat buluyor
Geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan bakır işlemeciliği ve sedef kakmacılığının patentini elinde bulunduran Gaziantepli kadınlar, yaptıkları tasarım ve işlemelerle bakıra hayat veriyor.
Gaziantep Bakırcılar ve Sedefçiler Odası ve İŞKUR iş birliğiyle kentin geleneksel el sanatları arasında bulunan bakır işlemeciliği ve sedef kakmacılığının gelecek nesillere aktarılması için son yıllarda açılan çeşitli kurslarda mesleğe ara elemanlar yetiştiriliyor.
Kentte açılan ve yoğun bir ilgi gören bakır işlemeciliği ve sedef kakmacılığı kurslarında erkeklerin yanı sıra kadınlara da eğitimler veriliyor. Bakır işlemeciliğinin ve sedef kakmacılığının öğretildiği kursta ev hanımları hem meslek öğreniyorlar hem de aile bütçelerine katkıda bulunuyorlar.
Bir ellerinde darbe kalemi, diğerinde de çekiçleriyle bakırlara şekil veren kadınlar, geçmiş yıllarda evin hemen her alanında kullanılsa da günümüzde çoğunlukta süs eşyası olarak değerlendirilen bakırları ince ince işliyor.
Gaziantep Bakırcılar ve Sedefçiler Odası Başkanı Celal Açık, İLKHA'ya yaptığı açıklamada, 2008 yılından bu yana çeşitli projeler geliştirdiklerini, bakır işlemeciliği ve sedef kakmacılığı sanatını geliştirmek ve yeni nesillere taşımak için çabaladıklarını söyledi.
Türkiye'de ilk defa kadınlara yönelik bakır işlemeciliği ve sedef kakma kursunun Gaziantep'te açıldığını söyleyen Açık, proje kapsamında birçok kadının iş hayatına atıldığını belirtti.
Bakır işlemeciliği ve sedef kakmacılığının patentinin Gaziantep'te olduğunu anımsatan Açık, "Bakırcılık insanlık tarihine yansıyan bir zanaattır. Bakır işlemeciliği dünyada Gaziantep'tedir, coğrafi patenti de bizdedir. Bakır elbette bölge illerimizde de var. Ama her yörenin ürünleri ve işleri farklıdır. Onun için biz Gaziantep'i diğer illerde işleme olarak ayıralım." dedi.
"Bakır işlemeciliğini geliştirmek için projeler başlattık"
Göreve geldikleri günden bu yana bu mesleği daha ileriye taşımak ve kalkındırmak için çabaladıklarını belirten Açık, "Çünkü odalar üye aidatları ile bu işi yürütemiyorlardı. Biz de ekip olarak çok büyük bir fedakârlık yaptık. Yönetim kurulumla birlikte bakır işlemeciliğini geliştirmek için 2008 yılında bir proje uyguladık ve ‘Bakır İşlemeciliği ve Sedef Kakmacılığının Tanıtılması, Geliştirilmesi ve Desteklenmesi Projesi’ni başlattık. Bu şekilde bakırcılığı kalkındırmak için çabaladık. İŞKUR’un da desteğiyle kurslara başladık. Basın yoluyla tanıtıma başladık. Basında bu ekibin bir parçasıdır. Biz çalıştık, basında sesimizi duyurdu. Onun için bütün kurumlarla sıfır sorun çalıştık." ifadelerini kullandı.
"Yeni bir eğitim merkezi açtık"
Kurslara artan ilgiden dolayı yeni bir eğitim merkezi açtıklarını, yaklaşık 100 kadının bakır işlemeciliği ve sedef kakmacılığını öğrettiklerini aktaran Açık, "Biz, Avrupa Birliği projeleri ile bu işlere başlamayı düşünüyoruz. İŞKUR projelerimiz zaten devam ediyor. Büyükşehir Belediyesiyle de inşallah seçimden sonra bir protokol imzalamayı ve bu yabancı projelerden de faydalanmayı düşünüyoruz. Artık eğitim merkezlerimiz bu projelere müsait. Önceden müsait değildi. Şimdi 14 odamızda, ferah bir ortamda bu işleri yapmaya çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
"Kadınlar bu kursa büyük bir ilgi gösteriyor"
"Bu işler ekip ve fedakârlık işidir." diyen Açık, "Yönetim olarak, oda olarak tüm fedakârlıkları yapıyoruz. Büyükşehir Belediyesi, İŞKUR olsun bunlar bize çok büyük destek oluyorlar. Bu kursta 100 tane bayan kursiyerimiz var. Son günlerde 45 tane kursiyer aldık. 500 tane müracaat var. Bunun 490 tanesi bayan kursiyer. Demek ki bayanlar burada bir ciddiyet görüyorlar ki burası bu kadar rağbet görüyor. Bunlar bizi mutlu ediyor. Kursumuza katılan bayanlar hem ekonomiye katkı sağlıyorlar hem de bir zanaat öğreniyorlar." diye konuştu.
"Bakır işlemeciliği birçok aşamadan geçiyor"
Bakır işlemeciliğinin 3-5 ayda öğrenilmeyeceğinin altını çizen Açık, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve İŞKUR ile birlikte çıraklık, kalfalık ve ustalık şeklinde bir modül hazırlamayı planladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Biz burada 3-5 ay eğitim veriyoruz. Bizim bu kursiyerleri tekrardan ikinci bir kursa almamız için 6 ay gibi bir bekleme süreci var. Biz bu 6 aylık boşluğu tamamlamak için bu modülü düşünüyoruz. Çünkü bayanlar bu zanaatı öğrendikten sonra unutmasınlar ve bu kadar emek veriliyor. Bu problemi de çözersek burada bakırcı yetiştirmiş oluruz. Çünkü bayanları kursta işleme bölümünde değerlendirdik ve işleme bölümü bizim ürünlerimizin bir kalemidir. Bu konuda bayanlarla başarılı olduk. Bayanların elleri işleme yatkın olduğu için bizim de nakış bölümümüz olduğundan dolayı kursta bayanları nakış bölümünde değerlendiriyoruz. Bakır işlemeciliğinin farklı dalları var. Çünkü bakır işlemeciliği birçok aşamadan geçiyor."
Gençlere de kurslarına katılmaları çağrısında bulunan Açık, bu mesleği herkese öğretmek istediklerini de sözlerine ekleyerek, yıllardır bu proje ile Türkiye'de ilk kadın bakırcıyı ve sedefçiyi yetiştirdiklerini ve bu projenin amacının da sektörel bazda işsizliği önlemek olduğunu kaydetti.
"Bakırcılığı yaşatmak ve geliştirmek için çabalıyoruz"
Açık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bakırcılığı yaşatmak ve geliştirmek için çabalıyoruz. Çünkü bu meslek kaybolmaya yüz tutmuş bir mesleğimizdi. Bu mesleğe sadece bir bakırcılık olarak bakılmaması lazım. Dünyada bütün devlet başkanlarının odalarında bizim ürünlerimiz başköşede yer alıyor. Biz de bunları daha ileriye taşımak için çabalıyoruz. İnşallah bizden sonra bu mesleği devam edecek bir nesil bırakırsak bizim için önemli olan da budur, zaten bunun için çabalıyoruz. Çünkü bu zanaat bizim tarihimiz, kültürümüzdür. Bizim eski ustalarımız, ‘Arkandan bir eser bırakmamışsan zanaatkâr değilsin.’ derlerdi. Biz de arkamızda bir eser bırakmak istiyoruz."
Mesleği çok zor olmasına rağmen severek yaptıklarını söyleyen kadınlarda unutulmaya yüz tutmuş bakırcılık mesleğini ayakta tutmak için çalışacaklarını dile getirdiler.
"Hem meslek öğreniyoruz hem de ailemizin bütçesine katkı sağlıyoruz"
Kursta ilerlemiş yaşına rağmen sedef kakmacılığını öğrenmeye çalışan 50 yaşındaki Hülya Yarim, "Ben bu kursa sedef öğrenmeye geldim. Çok güzel ve zevkli bir ortamda çalışıyoruz. Kurstan memnunuz ve bir sıkıntımız yok. İnşallah öğreneceğiz. Bayağı bir aşamalarını geçtik. Daha da ileriye gitmek istiyoruz. Birden bire bu mesleğe heves ettim ve bu mesleği öğrenmek istedim. Bu kursa gelmem çok iyi oldu. Evde oturmaktan iyidir. Bu şekilde hem meslek öğreniyoruz hem de ailemizin bütçesine de bir katkı sağlıyoruz. Aynı şekilde bizim için bir terapi oluyor. Ben çok severek yapıyorum. İkinci dönemde de bakır işlemeciliğini öğrenmeyi düşünüyorum." dedi.
"Bakırcılık çok güzel bir el sanatıdır"
Gaziantep'e özgü olduğu için bakır işlemeciliğine ilgi duyduğunu ve bundan dolayı bu kursa katılmak istediğini belirten Medine İbili de "Bize bu fırsatı veren başkanımıza çok teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel şeyler öğreniyoruz. Bayanların bu kurslara ilgi duymasını, katılmalarını isterim. Gerçekten güzel bir meslek. Bakırcılık işlerimiz, bizim Antep işimiz. Çok güzel bir el sanatıdır. Bayanların meslek edinmelerini isterim. Evde oturmaktansa bu tür güzel kurslarda vakit geçirmelerini tavsiye ederim." ifadelerini kullandı.
Kursiyer olarak başladığı kursta kendini geliştirdiğini belirten Seda Çetin ise şunları kaydetti:
"Ben yaklaşık 5 yıldır bu kurstayım. Kursiyer olarak başladım ve kursum bittikten sonra parça başına devam ediyorum. Burada çalışmak zevkli ve eğlenceli oluyor. Hem ailemize katkımız oluyor hem de psikolojik olarak aslında iyi geliyor. Ben bu mesleğe hobi olarak başladım, bu işe girdikten sonra da bana çok iyi geldi. Mesleğimi severek yapıyorum."
Nurcan Keni de "Bakırın nasıl işlendiğini merak ediyordum. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine bu kursa geldim, üç yıldır da devam ediyorum ve mesleğimi severek yapıyorum." dedi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)