"Ümmet bilinciyle bir araya gelseydik bu katliam olmayacaktı"
"Dünden Bugüne Toplu Katliamlar ve Halepçe Katliamı" paneline katılan HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Osman Aktaş, ümmet bilinciyle bir araya gelinmiş olması durumunda Yeni Zelanda'daki katliamın olmamış olacağına dikkat çekti.
HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Osman Aktaş, beraberindeki heyetle katıldığı "Dünden Bugüne Toplu Katliamlar ve Halepçe Katliamı" panelinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Aktaş, değerlendirmesinde Halepçe ve Yeni Zelanda'daki katliamlara değindi.
Diyarbakır'ın merkez Kayapınar ilçesinde bulunan Cegerxwun Kültür Merkezi'nde, Mustazaflar Cemiyeti Diyarbakır Şubesi tarafından, 18-23 Mart Dünya Mustazaflar Haftası münasebetiyle düzenlenen "Dünden Bugüne Toplu Katliamlar ve Halepçe Katliamı" paneline katılan Aktaş, geçmişten günümüze yaşanan katliamları anlatan resim sergisini gezdi.
Resim sergisini gezdikten sonra İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Aktaş, Halepçe soykırımına ve 50 kişinin şehid olduğu Yeni Zelanda'daki haçlı terörüne değinerek, söz konusu katliamların Müslümanları ittihada, ittifaka, birlik ve beraberliğe daha fazla sevk etmesi gerektiğini vurguladı.
Yapılan katliamların ümmetin bir araya gelmemesinden kaynaklandığına işaret eden Aktaş, "16 Mart 1988'de Halepçe'de elma kokusu yayılarak 5 bine yakın Müslüman katledildi. Zalim diktatörler tarafından yapılan bu eylem, aynı zamanda emperyalist güçlerin ortaklığıyla yapılmış bir vahşetti. O gün biz Müslümanlar, zalim diktatörler ve aynı zamanda onların patronu olan emperyalist güçlere karşı herhangi bir eylemde herhangi bir söylemde bulunmadığımız için, Müslümanların sesleri çıkmadığı için birlik ve beraberlikleri olmadığı için o gün şehid olan kardeşlerimiz maalesef tarihin sayfalarında kaldılar. Biz, o gün ümmet bilinciyle bir araya gelmiş olsaydık, 1994 yılında El-Halil Camiinde Yahudi siyonist işbirlikçilerinin yapmış olduğu camii katliamı olmayacaktı. Yine dün Yeni Zelanda'da yapılan katliamın olmamasına sebebiyet verecekti. Biz Müslümanların, özellikle ümmet bilincinden uzak kalması, İslam devletlerinin özellikle batı emperyalizminin işbirlikçiliğini yapmaları, gerek siyasi ve ekonomik işbirliklerinden dolayı her gün Müslümanlar toplu bir şekilde katlediliyor. Bu da ümmetin birlik ve beraberliğinin olmayışından kaynaklanan bir eksikliktir. Rabbim Müslümanları bir araya getirmeyi vahdet bilinciyle birleşmeyi ve ümmeti yeniden diriltmeyi nasip etsin. Ki bir dahaki katliamlara engel olsun. Aksi takdirde ümmet bölük-pörçük olursa nice katliamlar ortaya çıkacaktır." dedi.
"Batı emperyalizmi bu tür eylemleri, birilerine diktatör adı altında yaptırıyor"
Bu tür katliamların planlı olduğuna dikkatleri çeken Aktaş, "Batı emperyalizmi, bu tür eylemleri birilerine diktatör adı altında yaptırıyor. Birilerine 'psikolojisi bozuk' manasındaki söylemlerle. Oysaki tamamen terör örgütleri, haçlı zihniyetleri tarafından planlı ve projeli eylemler olduğu dünyaca açık olmasına rağmen- ümmet, bu saldırganları terörist ilan edemiyor. Terör eylemi olarak söylememeleri bizi incitiyor. Ama bugün özellikle 16 Mart 1988'de Halepçe'de yapılan katliamı yeniden anmaktan ziyade, gündeme getiriyoruz ama içimiz acıyor, yüreğimiz acıyor. Nice çocuklar, anneler, babalar masum bir şekilde diktatör rejimler tarafından kimyasal silahlarla şehid edildi. Rabbim, o günleri bir daha bize göstermesin." ifadelerini kullandı.
"Müslümanlar güç birliği yapmadığı müddetçe gözyaşları dinmeyecektir"
Müslümanların bir araya gelerek vahdeti oluşturmaları çağrısında bulunan Aktaş, son olarak şunları kaydetti:
"Batı emperyalizminin özellikle haçlı zihniyetinin oluşturmuş olduğu, kendi evlatları ve sistemleri içerisinde İslam düşmanlığı adı altında Müslümanları hep kötüleyen, terörize eden ve Müslümanları başkalaştıran bir eğitim ve anlayışıyla şimdiki nesilleri yetiştirmekle kaynaklanan apaçık bir terör yaşantısıdır. Bu bitecek bir durum değildir. Çünkü Müslümanların birlik ve beraberliği görülmediği müddetçe, Müslümanların bu işe tek bir vücut olarak ortaya bir güç birliği koymadığı müddetçe, Batı'da veya başka yerlerde olsun Müslümanların gözyaşları dinmeyecektir. Rabbimden niyazım bir an önce bütün İslam âlemini, tek bir vücut halinde bu tür eylemler olmadan önce bir araya gelip dimdik duran, İslami bir çizgi içerisinde ümmet bilinciyle bir araya gelerek bunu ortaya koymalarıdır. Aksi takdirde İslam düşmanları bundan nemalanacaktır. Bu birlik ve beraberliği görmedikleri müddetçe birçok eylemlere imza atacaklardır. Allah bir daha göstermesin. Tekrardan Yeni Zelanda'daki şehitleri rahmetle anıyorum. Rabbim onların mükâfatlarını kat kat artırsın inşallah. Ümmetin başı sağ olsun." (Ramazan Casuk-İLKHA)