“Bir toplumun inancına hakaret etmek özgürlük değildir”
Son zamanlarda İslam’a ve Müslümanların manevi değerlerine saldırmanın moda haline geldiğini belirten Siirtli vatandaşlar, bir toplumun inancına hakaret etmenin özgürlük olmadığını söyleyerek tepkilerini dile getirdiler.
İstanbul Taksim'de, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir araya gelen feminist kadın gruplarının yürüyüşü esnasında ezanın okunurken ıslık çalınmasına tepki gösteren Siirtli vatandaşlar, son zamanlarda dinimiz ve manevi değerlerimize saldırmanın moda haline geldiğini ve dinimizi temsil eden değerlere de açık bir şekilde saldırı yapıldığını belirttiler.
Kamuoyunda duyulmak, belli bir zümre içerisinde parlamak isteyen bazı insanların özellikle sosyal medya aracılığı ile Müslümanların inançlarına saldırıda bulunduğunu dile getiren Siirtliler, "yüzde 99’u Müslüman olan bu ülkede ezan ve Kur’an’da okunacak, Müslümanlar da İslam’ı özgürce yaşayacaklardır" mesajını vererek tepkilerini dile getirdiler.
“Bu saldırılar İslam’ı hazmedemeyen bazı kesimlerin işi”
Bu saldırıların İslam’ı hazmedemeyen bazı kesimlerin işi olduğuna dikkat çeken vatandaşlardan Servet Sait, özgürlükten bahseden bazı kesimlerin aslında Müslümanların özgürlüklerini kısıtlamaya çalıştığını söyledi.
İslami değerlere ve ezana yapılan saldırının son zamanlarda değil, aslında uzun zamdır yapıldığını belirten Sait, “Genelde Türkiye içerisinde bazı kesimlerin İslam’a yaptığı saldırılardır. Bu ülkede yaşayan insanların yüzde 99’u Müslümansa bu ülkede ezan da olacak, Kur’an’da okunacak ve insanlar da İslam’ı özgürce yaşayacaklardır. Bunu ülkedeki bir kesim, ne iç- ne de dış güçler değiştiremez. Çünkü İslamiyet kıyamete kadar sürecektir. Bu saldırılar İslam’ı hazmedemeyen bazı kesimlerin işidir. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede İslam’ı yaşamak istiyorsan, ’Suudi Arabistan’a git deniliyor.’ Hayır. Siz, İslam’a karşı geliyorsanız Ermenistan, Yunanistan veya benzeri bir memlekete gidip yaşayacaksınız.” dedi.
“Hazreti Muhammed ve İslam, asla eleştirilemez”
Bazı kesimlere veya bazı şahıslara bir saldırı veya hakaret yapıldığı zaman, hemen cezalandırma yoluna gidildiğini belirten Sait, “Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed aleyhisselatu vessellama hakaret edildiği zaman da karşı çıkılması gerekir. Bazı kesimler ve şahıslar eleştirilebilir ama Hazreti Muhammed ve İslam asla eleştirilemez. Taksim’de okunan ezan sırasında çalınan ıslıklar ile ezan sesinin bastırılmaya çalışılması kabul edilebilir bir şey değil, bu şekilde hiç kimse başarıya ulaşamaz. Müslüman olan bir ülkede kimse İslam’a karşı gelemez ve Müslümanların özgürlüğünü de kısıtlayamaz.” şeklinde konuştu.
“Dinimizi temsil eden değerlere apaçık bir saldırı yapılıyor”
Son zamanlarda dinimize ve manevi değerlere saldırmanın bir nevi moda haline geldiğini belirten Ömer Alkaş, “Sivrilmek, kamuoyunda duyulmak, belli bir zümrede parlamak isteyen insanlar en basit, en kolay ve en fazla tepki çeken Müslümanların inançlarına saldırıda bulunuyor. Gerek ezan, başörtüsü, dinimizi temsil eden değerlere apaçık bir saldırı yapılıyor. Tabi bizler bu duruma çok üzülüyoruz. Ortam o kadar bulanık ve o kadar karışık ki Müslümanlar olarak sesimiz çok cılız çıkıyor. Tepkimizi de gösteremiyoruz. Ama vazifemizi bitirip ahirete intikal ettiğimizde herkes karnesini alacak. Birbirimize saygı duymamız ve tahammül etmemiz lazım çünkü belli tercihler hariç insanın ne olacağı belli değil." dedi.
“Dinimizi hakkı ile yaşamış olsaydık bu hakaretler yaşanmazdı”
Müslümanların inançlarını gereği gibi yaşamadığı ve insanlara da örneklik teşkil etmedikleri için bu tür saldırılara maruz kaldıklarını belirten Alakaş, “Ben insanlara saygı duyuyorum, aynı saygıyı da karşı taraftan beklemek en doğal hakkımızdır. Özgürlük, başkasının inancına, can ve mal güvenliğine girdiğin anda senin özgürlüğün o anda biter diye düşünüyorum. Eğer bizler Dinimizi hakkı ile yaşamış olsaydık, o ezana ıslık çalma olayı yaşanmazdı. Hatanın da biraz bizde olduğunu düşünüyorum. Bizler Müslümanlar olarak biraz kendimizi düzeltip dini değerlerimize daha dikkatli, saygılı ve başka insanlara örnek olabilseydik o insanlar da belki bu hakaretleri yapmazlardı. Biraz da öz eleştiri yapmamız ve hatayı başkalarında değil kendimizde aramamız gerekiyor. Zaten aynaya baktığımızda ayna bizlere her şeyi söyler.” ifadelerini kullandı
“Kutsallarımıza söz ettirmeyiz”
CHP Balıkesir Edremit Belediye Başkan Adayı Selman Hasan Arslan ve CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin'in önceki gün düzenlenen miting sırasında sela okuyan müezzin için çirkin kelimeler sarf etmesine de tepki gösteren vatandaşlardan Rıdvan Yılmaz, şunları söyledi.
“Bu yapılan İslam’a karşı çok yanlış bir davranış, çünkü ezan okunduğu sırada boş ve yanlış kelimeler kullanılıyor. Ben devletin yerinde olsaydım bu üçünü alır asardım. Ben bir HDP’liyim ama ezan okunduğu sırada o çirkin kelimeleri etmeleri ve ayrıyeten Kürdistan’dan bahsetmeleri Kürt halkını kötü duruma düşürmektir. Bizler ezan okunurken besmele çeker, eğer oturur vaziyetteysek ayağa kalkarız. Ama onlar gibiler küfür ederler. Ben devletin yerinde olsaydım gerekeni yapardım. Bunlar ezana hakaret ederek Müslüman Kürt halkını kötülemeye çalışıyorlar. Birkaç çapulcu çıkıyor ezana, Allah’a karşı saygısızlık ediyor ve Kürdleri kötü duruma düşürmeye çalışıyor. Yoksa biz Peygamber Efendimizi, Allah’ımızı çok seviyoruz. Kutsallarımıza da söz ettirmeyiz.” şeklinde konuştu.
“Bir toplumun inancına hakaret etmek özgürlük değildir”
Bir Müslüman olarak ezan ve dini değerlere saygısızlığı asla kabul etmediğini belirten Faruk Özbey, “Ezan, Müslümanları ibadete çağıran bir mesajdır. Bunların ezana hakaret etmelerini asla kabul etmiyoruz. Bütün Müslümanların da tepki göstermeleri gerekiyor. Bir toplumun inancına hakaret etmek asla özgürlük değildir, biz bunu kabul etmiyor ve bir Müslüman olarak onları kınıyorum. Ama ne yazık ki bunların bu hakaretlerine karşı bakıyorum da Müslümanlardan ses çıkmıyor. Müslümanların dünyaya bağlanmaları bu kesimlere moral ve cesaret veriyor. Ben buradan bütün Müslüman kardeşlerime birlik ve yekvücut olmaları gerektiğini söylüyorum. Bizler eğer birlik olmazsak, bütün şer odakları birleşir ve daha gür bir sesle hakaretlerine devam edeceklerdir. Bu nedenle Müslümanlar birlik olmalı ve artık bu gidişata bir dur demeliyiz.” dedi. (Murat Orhan - İLKHA)