Milli Tank `Altay` İsmine Konyalılar Tepkili
İlk milli tanka Altay isminin verilmesi Konya`da tepki çekti. Konya`da görev yaptığı 1925-1932 yıllarında onlarca ecdat yadigârına zarar veren, medreseleri yıktıran, türbe ve camileri ahır olarak kullanan, sultan kemiklerini köpeklerin önüne atan Fahrettin Altay`ın isminin milli tanka verilmesi ecdada hakaret olarak algılandı.
Milli savunma alanında en önemli atılımlardan biri olan tank projesi nihayet gerçekleşti ve ilk portatifi yapılarak, kamuoyuna tanıtıldı. Dünyadaki tanklarda bulunan özelliklerle donatıldı.
Fakat ilk defa milli bir tankın üretilmesinin yanında dikkat çeken bir konuyu ise tanka verilen isim oldu. Genelkurmay Başkanlığı tarafından ilk milli tanka 5. Süvari Kolordu Komutanı Fahrettin Altay’ın ismini verdi. Altay ismi verilmesi ise özellikle Konyalılar tarafından tepkiyle karşılandı. Tepkinin nedeni ise Milli Mücadele yıllarında Konya’da bulunan Fahrettin Paşa’nın ecdat yadigârlarını yıkmasından kaynaklanıyor. Fahrettin Altay, Milli Mücadele’de çok sayıda subay ve asker gibi kahramanlıklar yapmış olmasının, İzmir’e ilk giren süvari birliği komutanı olması bir yana Konya’da gerçekleştirdiği anıt vahşeti bugün dahi genç neslin vicdanında rahatsızlık uyandırmaktadır. Bu bakımdan Konyalılara göre böyle bir paşanın isminin milli tanka verilmesini doğru bulmayan vatandaşlar, “Geçmişte onlarca camii ve türbeyi ahır olarak kullanan, medreseleri yıkan, Selçuklu eserlerini yok eden birinin isminin verilmesi yanlıştır. ‘Asım’ın nesliyiz, dindar gençlik yetiştireceğiz’ diyen bir iktidara da yakışmamaktadır. Camileri ve türbeleri ahır olarak kullanan birinin ismini milli tanka vererek, dindar nesil yetişmez” sözleriyle tepkilerini dile getiriyor.
ASASIYLA DEHŞET SAÇTI
Fahrettin Altay’ın özellikle 1925-1932 yıllarında Konya’da yaptığı işlere baktığımızda tepkilerin haklılığı da bir anlamda ortaya çıkmaktadır. Özellikle Konya tarihi alanında önemli bir tarihçi ve araştırmacı olan İbrahim Hakkı Konyalı’nın ölmeden önceki yazılarında (Konya tarihi alanında uzman) Fahrettin Paşa hakkında sert ifadeler kullanmaktadır. Paşa’nın taşıdığı bastonu kastederek, “Camiler, medreseler, minareler bir baston işaretiyle mahvoluyordu. Anadolu’yu Müslüman yapan Selçukluların payitahtı Konya’da yıkma ve yok etme cellâdı pervasızca kol geziyordu. Anadolu Selçukluların payitahtı Konya’nın eşsiz tarih yadigarlarının pek çoğu korkunç tahriplere uğramıştır. Bunlar Fahrettin Paşa’nın Alâeddin Tepesi’nden verdiği asa işareti ile olmuştur” bilgisini veren Konyalı, Paşa’ya bu yıkımları kimsenin mani olamayacağını belirtmiştir.
MEZAR TAŞLARINDAN TREN YOLU YAPILDI
Fahrettin Paşa zamanında sadece medreseler, türbeler, camiler değil, yazıları, nakışları, süsleri, taçları, serpuşları ve şekilleri bakımından eşsiz mezar taşları ve kabristanlar da yok edilmiştir. İbrahim Hakkı Konyalı’nın aktardığına göre bu mezar taşları demiryolu yapımında kullanılmıştır. “Yıkım nedeniyle Selçukluların, Karamanoğullarının ve Osmanlıların çok kıymetli mezar taşlarından hemen hemen hiçbiri kalmamıştır. Saaddin-i Konevi ve Garipler Mezarlığı’nın bütün mezar taşları Paşanın emriyle kütür kütür kırılmış yol yapımında ve başka yapılarda kullanılmıştır. Kıymetli Selçuk mezar taşlarının sayısı birkaç düzineyi geçmez. Bunların bir kısmı müzelerde yer almıştır” ifadelerini kullanan Konyalı en önemli yıkımın ise Alâeddin Camii’ndeki sultan mezarlarında yaşandığına dikkat çekmektedir.
SULTAN MEZARLARI TAHRİP EDİLDİ
Halk arasında da ve araştırmacıların da kabul ettiği bilgiye göre ise Kılıçarslan’ın yaptırdığı Selçuk Hükümdarları Türbesi’ndeki 6 Selçuk Padişahının cenazeleri Paşa’nın emriyle kaldırtılarak şimdiki Dedebahçesi’nin arkasındaki Taçveziri Türbesi’nin önüne atılmıştır. Kemikleri köpeklerin parçalaması üzerine çöpçüler tarafından toplanan kemikler bilinmeyen bir yere atılmıştır. Böylece Anadolu’yu Türkleştiren, Müslüman yapan 6 Selçuk Hükümdarı’nın kemikleri böylece yok olup gitmiştir.
İNCE MİNARE TAHRİP EDİLDİ
Bugün dahi dünyada önemli bir yapı olarak görülen İnce Minare Müzesi’nin batı kısmı da sır evinin önünü kapatarak Alaeddin’i göremediği gerekçesiyle Fahrettin Paşa’nın emri ile yıkılmıştır. Bu olayı acı gerçeklerle anlatan İbrahim Hakkı Konyalı, o gün bu durumu gazetelerde yazdıklarını ve gelen tepkiler üzerine yıkımın durduruludğunu ancak bazı medrese hücrelerinin ise talan edilmekten kurtulamadığını dile getirmektedir.
ECDAD ESERLERİ PAŞA`YA YIKTIRILDI
Araştırmacılar da o yıllarda Fahrettin Altay Paşa`nın ve başta Vali İzzet Bey olmak üzere yerel yöneticilerin teşviki ile çok sayıda ecdad yadigarının bilinçsiz bir şekilde yıkıldığına işaret etmektedir. Ancak, Paşa`nın bu yıkımı gerçekleştirirken siyasi bir düşüncesinin olmadığını yerel yöneticilerinin yıkmaya cesaret edemediği eserleri imar adı altında Paşa`ya yıktırdığına dikkat çekilmektedir.
Doktora tezinde Konya medreseleri konusuna çalışan Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Doç. Dr. Caner Arabacı, Fahretttin Altay Paşa`nın Konya`da bulunduğu yıllarda Vali İzzet Bey’le birlikte tarihi eserleri yıktığını belirtmektedir. Altay`ın bu işleri yaparken siyasi bir düşünce içinde olmadığını dile getiren Caner Arabacı, dönemin Konya yöneticilerinin bu eserleri yıkmaya cesaret edemedikleri için Paşa`nın askeri kişiliğinden yararlandıklarını aktardı. Arabacı, “Paşa İzmir`e giren ilk komutan olması nedeniyle halk arasında seviliyordu. Yaptığı işler doğru kabul ediliyordu. Böyle olduğu için de çok sayıda Selçuklu ve Osmanlı eseri Paşa`ya tahrip ettirilmiştir” dedi.
ALAEDDİN ÇEVRESİ TAHRİP EDİLDİ
Alaeddin çevresinde çok sayıda medreseyi yıktırdığını dile getiren Arabacı, şunları kaydetti: “Bunun yanında evinden alaaddin görülmediği için dünya şimdiki İnce Minare Müzesi`nin batı tarafını yıktırmıştır. Alaeddin İş Bankası`nın yanında bulunan Nizamiye (Nalıncı) Medresesini yıktırmıştır. Bugün Meram Anadolu Lisesi ve Muhacir Alanı`nın etrafındaki mezarlık tahrip edilmiş ve mezar taşları yol yapımında kullanılmıştır. Bu tahrip sonucunda bugün çok sayıda Selçuklu büyüyüğünün mezarı bilinmediği gibi Atatürk Anıtı dahil çok sayıda esere imza atan Konya`nın değeri Mimar Muzaffer`in de kabrinin nerede olduğu belli değildir. Mezar yıkımı bunlarla da kalmamıştır. Alaaddin`deki sultan mezarları da tahrih edilmiş ve kemikler bugün kültürpark alanı olarak kullanılan Dedebahçesi’ne atılmıştır. Köpeklerin kemiklere hücum etmesi sonucu kemikler çöpçüler tarafından toplanarak bilinmeyen bir yere atılmıştır” dedi.
BATILILAŞMANIN ACI YIKIMI
O yıllarda 200`e yakın eserin zarar gördüğünü aktaran Arabacı, batılılaşma düşüncesi, modernlik adı altında ecdad eserlerine karşı bilinçili veya bilinçsiz şekilde zarar verildiğini 1927`de yasa çıkartılarak Aziziye Camii`nin üç girişinde yer alan Sultan Abdülaziz`in tuğraları muçlarla kazındığını sözlerine ekledi.
GÜCÜNÜ AŞIRI KULLANMIŞTIR
KTO Karatay Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Osman Nuri Dülgerler ise dönem içindeki yıkılan eserlerin gönderilen kararnamelerin yanlış anlaşılmasından ve Fahrettin Paşa`nın verilen görevin handikapına kapılmasından dolayı gerçekleştiğini ifade etti. Dönemin İstanbul Müze Müdürü Halil Ethem Bey`in tarihi yapılar üzerindeki kitabelerin onarımı sırasında kitabelerin üzerini mala ve harçla tamir edilmesi, sıvanması üzerine Dönemin Milli Eğitim Bakanı`nın tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili gönderdiği kararnamede belirtilen “temizleyin” ibaresinin yanlış anlaşılması üzerine çok asyıda tarihi yapı ve mezarın üzerindeki yazıların kazandığını veya harçla kapatıldığını dile getiren Dülgerler, bazı şoven insanların da bu duruma alet olduğuna dikkat çekti. Diğer yandan gücünden ve milli kahramanlığından yararlanmak isteyen yerel yöneticilerin de Fahrettin Paşa`yı imar adı altında bu yıkıma alet ettiğini aktaran Dülgerler, şunları kaydetti: “1926`da Kayalıpark çalışmaları sırasında çok sayıda medrese tahrip edilmiştir. Ulvi Sultan Mescidi ve Türbesi yıktırılmıştır. Bunun yanında Fahrettin Paşa, gücü ve görevinin handikapına kapılarak kişisel yıkım da gerçekleştirmiştir. 1930 yılında Mustafa Kemal Paşa Konya`ya gelmese ve İnce Minare Müzesi`nin önünden geçmese bugün İnce Minare diye bir yapı kalmayacaktı. Çünkü Altay Paşa evinden Alaeddin`i göremediği için Mesdrese’yi yıktırmaya başlamıştır. Mustafa Kemal Paşa hemen Ankara`ya telgraf çekerek eski eserlerin korunması kararını aldırmıştır. Telgraf üzerine de Konya`daki bir çok yapı yıkılmaktan kurtarılmıştır. Fahrettin Paşa, tüm bunları imar gerçeksiyle yapmıştır. Fakat yaparken de medreseler, mezarlıklar, çeşmeler tahrip edilmiştir.”
DEVAM EDEN YIKIMLAR SONRASINDA DA SÜRDÜ
“Kim iktadara gelmişse, gücü eline almışsa benzer çalışmalara imza atmıştır” diyen Dülgerler, “Medreseler sadece Fahrettin paşa`nın zamanın da değil, Eski Konya Valisi Avlonyalı Ferit Paşa dönemin de bugün İl Genel Meclisi olarak kulanılan Eski Sanayi Mektebi’nin yerinde bulunan Süleymaniye Bedesteni yıkılmıştır. Sadece Muhacir Pazarı, Meram Ticaret Lisesi, Meram Anadolu Lisesi`nin bulunduğu alandaki mezarlıkların kaldırılıp bina yapılması Fahrettin Paşa zamanında değil, 1970’li yıllara kadar sürmüştür. Taki Eski Konya Belediye Başkanı Yılmaz Kulluk`un mezarlıkları vakıflara devredene kadar. Evet, Fahrettin Paşa döneminde de 20-23 tane tarihi yapı tahrip edilmiştir ancak bu tahrip uzun yıllar devam etmiştir. Burada Fahrettin Altay Paşa, kendisine verilen görevi kişisel olarak da kullanmış ve yıkılmayacak eserleri yıkmıştır” ifadelerini kullandı.
DRAMATİK BİR DURUM YAŞANDI
Araştırmacı-Yazar Ali Işık da Fahrettin Altay Paşa`nın görev sırasında Konya`da başta İnce Minare Müzesi olmak üzere birçok Selçuklu ve Osmanlı yadigarına zarar verdiğe dikkat çekti. Sultan kemiklerini köpeklerin önüne attırdığını doğrulayan Ali Işık, “Bu halk arasında da bilinen bir gerçektir. Kemikler Dedebahçesi`ne atılmış daha sonra ise çöpçüler tarafından toplanarak bilinmeyen bir yere gömülmüştür.
Ayrıca Sultan Abdülaziz’in Alaaddin Camii’ne yaptırdığı bir sanat şahaseri olan Çalar Saat dinamitlerle yıktırılmıştır. Alaeddin`deki Eflatun Mescidi yıktırılmıştır. Alaeddin çevresindeki onlarca medrese ve imarethane tahrip edilmiştir. Bu açıdan o yıllar Konya için dramatik bir dönemi kapsamaktadır. Çünkü o tahrip sonucunda bugün çok az bir Selçuklu yadigarı günümüze gelmiştir. Selçuklu`nun başkentinde bu durum hakikaten dramatik bir durum oluşturmuştur” ifadelerini kullandı.
FAHRETTİN PAŞA’NIN YIKTIRDIĞI BAZI TÜRBE, MESCİD VE MEDRESELER
Şerafettin Camii yanında bulunan türbe
Nalıncı Baba Türbesi
Karamanoğlu İbrahim Bey İmarethanesi (Kazancı Hoca Medresesi)
Altunbağ Medresesi
Pamukçular Medresesi
Pembe Firuşan Medresesi
Çumralı Hoca Medresesi
Karahüyüklü Medresesi
Kafalı Medresesi
Takva Hoca Medresesi
Kara Hafız Medresesi
Şerafeddin ve Bekir Sami Paşa Medreseleri
Ulvi Sultan mescidi ve türbesi
konyayenigün / HASAN AYHAN