"Suriye’de kadınlara yapılan acımasız işkenceleri durdurun"
İHH Şırnak İl Başkanlığı öncülüğünde Suriye’de hapishanelerinde tutulan kadın ve çocukların özgürlüğüne kavuşturulması için basın açıklaması düzenlendi.
Vicdan Hareketi, Suriye hapishanelerinde bulunan kadın ve çocukların acilen özgürlüklerine kavuşmaları için Türkiye’nin farklı illerinde eşzamanlı basın açıklaması düzenledi.
İHH Şırnak İl Başkanlığı öncülüğünde yapılan basın açıklamasına Kızılay, Yeşilay, AGD, Memur-Sen, İlim Yayma Cemiyeti ve TÜGVA olmak üzere 12 STK destek verdi.
Geylani Camiinde kılınan cuma namazının ardından gerçekleştirilen basın açıklamasını STK’lar adına Arif Kadırhan okudu.
Vicdan hareketinin dili, inancı, ırkı fark etmeksizin tüm çocuklar yaşasın, kadınlar korunsun diye kurulmuş uluslararası bir inisiyatif olduğunu belirten Kadırhan; hukuksuzca tutulan, cinsel saldırıya ve işkenceye maruz kalan Suriyeli kadınların özgürlüğü için bir araya geldiklerini söyledi.
Uluslararası sözleşmeleri etkili olarak uygulaması gereken devletler, uluslararası yargı mekanizmaları ve uluslararası toplumun bütün bileşenleri sivil insanların, kadın ve çocukların korunmasından sorumlu olduğunu vurgulayan Kadırhan, "Bu nedenle, bunca acıya, bu kadar ölüm ve zulme artık yeter diyoruz. Dünyanın her yerinden vicdanların sesi olarak, şehirlerin meydanlarından Suriye’ye sesleniyoruz. Suriye Rejimine ve ortaklarına sesleniyoruz; Hemen, şimdi tecavüzü savaş silahı olarak kullanmayı bırakın. Hemen, şimdi kadınlara acımasızca yapılan işkenceyi durdurun" dedi.
"Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesimizi yükseltiyoruz"
Suriye’de sayısız savaş suçunun işlendiğini, uluslararası toplumun kadın ve çocukların korunmasından sorumlu olduğunu ifade eden Kadırhan, "Bizler, dünyanın birçok ülkesinden gelen insanlar olarak, hukuksuzca tutulan, cinsel saldırıya ve işkenceye maruz kalan Suriyeli kadınların özgürlüğü için sesimizi yükseltiyoruz. Kadınlar olarak isyan ediyoruz. Tecavüzün, savaşlarda kadınlara yönelik işkencenin ve her türlü zulmün silah olarak kullanılmasına isyan ediyoruz. Bu kirli savaşlara isyan ediyoruz. Çocukların çırpınarak ölmesine isyan ediyoruz. Hapislerde tutulan mazlum her kadın insanlığın geleceğine dair umudumuzu biraz daha kaybettiriyor. İnsanlığımızdan utanıyoruz. İnsanlığımızı kaybediyoruz… Suriye savaşı sırasında sayısız savaş suçu işlendi. Uluslararası sözleşmeleri etkili olarak uygulaması gereken devletler, uluslararası yargı mekanizmaları ve uluslararası toplumun bütün bileşenleri sivil insanların, kadın ve çocukların korunmasından sorumludur. Kadınlar ve çocuklar korunmalı, hiçbir şekilde esir tutulmamalı, taraflarca herhangi bir şekilde pazarlık konusu ve unsuru yapılmamalıdır. İnsan hayatının ve onurunun korunması temel prensiptir. Bu prensibin ve sorumlulukların yerine getirilmesi ancak insanlık vicdanının harekete geçmesiyle mümkün olabilecektir. Bu nedenle, bunca acıya, bu kadar ölüm ve zulme artık yeter diyoruz. Dünyanın her yerinden vicdanların sesi olarak, şehirlerin meydanlarından Suriye’ye sesleniyoruz. Suriye Rejimine ve ortaklarına sesleniyoruz; Hemen, şimdi tecavüzü savaş silahı olarak kullanmayı bırakın. Hemen, şimdi kadınlara acımasızca yapılan işkenceyi durdurun." şeklinde konuştu.
"Yeryüzünde vicdanlı bir insan kalmadı mı?"
Tüm dünya insanlarının buna sessiz kalmaması çağrısında bulunan Kadırhan, "Hemen, şimdi tüm Suriyeli kız kardeşlerimizi serbest bırakın. Bırakın evlerine dönsünler, bırakın ailelerine kavuşsunlar. Yeryüzünün dört bir yanındaki insanlık ailesinin her bir ferdini merhamete çağırıyoruz. Suriye Rejiminin hapishanelerindeki cesur ve onurlu kadınlara sesleniyoruz. 'Yeryüzünde vicdanlı bir insan kalmadı mı bize yardım edecek?' diyen kadınlara sesleniyoruz. Sesimizin size ulaştığını biliyoruz. Buradayız ve özgürlüğünüz için bütün gücümüzle kadın-erkek hep beraber çalışıyoruz. Pes etmeyeceğiz. Sizden asla vazgeçmeyeceğiz. Biz şahitleriz ve şahitlik ediyoruz. Mazlumun mazlumiyetine, zalimin zulmüne ve sessiz seyredenlerin mesuliyetine şahitlik ediyoruz. Sadece ve sadece adaletten yana, mazlumdan yana tavır alıyoruz. Biliyoruz ki bu aynı zamanda insanoğlunun geleceğine ve bugün zulmeden zalimlerin masum çocuklarına dahi insani sorumluluğumuzdur. Görevini yapmayanlara, eksik yapanlara da şahitlik ediyoruz. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı vb. tüm uluslararası organizasyonlara, bu savaşın bir parçası olan tüm devletlere, uluslararası insan hakları örgütlerine, yasaları gereğince savaş bölgelerindeki sivillere karşı sorumluluk taşıyan uluslararası Kızılhaçlar ve Kızılaylara ve uluslararası insani yardım teşkilatlarına sesleniyoruz. Haydi, tüm imkânlarınızı seferber ediniz. Masum bir insana özgürlüğünü vermek yeryüzündeki en kıymetli insani yardımdır. Haydi, şimdi ve daha fazla gecikmeden… Ve sesimizi duyan herkesi bu hareketi desteklemeye, karar alıcı kişi ve kurumlara mektuplar göndermeye, web sitemizdeki imza kampanyasına katılmaya ve yaymaya, her türlü çabaya ve duaya davet ediyoruz. İnsanoğlunun merhameti ve vicdanının ortak sesi kitle imha silahlarını susturacak, hapishane kapılarını kıracak en büyük güçtür. Çünkü insanız! Ve herkes İçin insanca yaşam istiyoruz. Suriye zindanlarındaki son kadın ve çocuk özgür oluncaya dek ayaktayız" diye konuştu. (Ahmet Uçar - İLKHA)