• DOLAR 34.434
  • EURO 36.381
  • ALTIN 2838.529
  • ...
Omurga çökme kırığı kâbusunuz olmasın
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Omurga, omuriliğin içinde korunduğu vücudun temel kemik yapısıdır.  Kemik erimesinin etkisiyle, ağır veya hafif travmalar sonrasında, omurga metastaz tümörleri nedeniyle veya omurga kemiklerinde kırılmalar meydana gelebilmektedir.

Bel omurlarının çökmesi neticesinde görülen kırıklara, çökme kırığı adının verildiğini belirten Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, "Bel omurlarının çökmesi ile oluşan kırıklar daha çok yaşlı hastalarda ve menopoz sonrası kadınlarda görülmektedir. Çökme kırıkları şiddetli ağrılar şeklinde açığa çıkabilmektedir. Eğer tedavi edilmezse hastayı yatağa bağımlı bir hale getirebilir.” dedi.

Tedavi edilmezse kamburluk ve yatağa bağımlılık riski var!

Omurga çökme kırığının, omurga gövdesinin baskı altında ezilerek inceldiği kırıklar olduğunu ifade eden Erdem, “Kemik erimesi (osteoporoz), ağır veya hafif travmalar sonucunda ya da kanserin omurgaya sıçraması (metastaz) neticesinde görülebilmektedir. Bununla beraber omurilikten çıkan sinirlerde herhangi bir hasar oluşmuşsa durum daha da ciddi olabilmektedir. Bu kırıklar, zamanla kemikte yükseklik kaybına yol açarak omurganın ve sonrasında hastanın duruşunu bozabilir. ‘Kifoz’ olarak adlandırdığımız kamburluk durumuna yol açabilmektedir.  Kemik yapısının zayıflaması sonucunda, kemik kırılganlığı artmaktadır. Kemiklerde kırılgan hassasiyet oluşumuna, osteoporoz adı verilmektedir. Osteoporozun bir sonucu olarak kırık ortaya çıktığı zaman, genellikle sırt (torasik) ya da bel bölgesindeki omurgaları etkilemektedir. Çökme kırığı, osteoporoza bağlı olarak görülebilen bir hastalıktır. Tedavi edilmezse hasta, 6 ay ve bir sene arasında, bazen de ömür boyu yatağa bağlı kalabilmektedir. Menopoz sonrasında kemik erimesinin görüldüğü kadınlarda daha sık rastlamaktayız.” şeklinde konuştu.

Bel ağrılarınızı dikkate alın

Omurga çökme kırıklarında en belirgin bulgunun, çökmenin görüldüğü bel kısmında ağrı duyulması olduğunu belirten Erdem, “Çökme kırığı; osteoporoz, omurgaya kuvvetli baskı veya kanser olması gibi edenlerden kaynaklanmış olabilir. Çökme kırığının oluştuğu bölgede şiddetli ağrıların yanı sıra omurganın öne eğrilmesi, ayağa kalkma veya yürüme ile kötüleşen ağrı, nefes almada güçlük belirtileri verebilmektedir. Çökme kırığı tanısı hekim muayenesinin ardından röntgen, tomografi veya MR gerekebilir. Çökmenin kanser şüphesi nedeniyle olduğu düşünülüyorsa ilaçlı görüntüleme tetkikleri ve kemik biyopsisi uygulamalarına başvurulmaktadır.” dedi.

Ağrılarınız kısa sürede geçebilmektedir

Çökme kırığı hastalıklarında koruyucu tedavinin artık günümüzde tercih edilmediğini dile getiren Erdem; “Çökme kırıklarında çimentolama (vertebroplasti) işlemi oldukça başarılıdır ve konservatif tedavi sadece vertebroplastiye uygun olmayan hastalarda düşünülmelidir. Konservatif tedavi ancak 6-12 ay sonrasında kırık kaynarsa geçebilmektedir ancak bu süre içerisinde kırığın ilerleme riski çok yüksektir ve kalıcı kamburluğa ve daha başka omurga hastalıklarına da ön ayak olmaktadır. Çimentolama işlemi basit ve komplikasyon riski çok düşük olduğundan konservatif tedaviyi tavsiye etmiyorum.” dedi.

"Minimal İnzivaziv" cerrahisi olarak adlandırılan vertebroplasti (çimentolama) yönteminde hastanın uyutulmasına gerek kalmadığını belirten Doç. Dr. Eren Erdem, “Özel görüntüleme cihazlarıyla çökme kırığının bulunduğu bölgeye iğnelerle girilerek medikal çimento olarak adlandırdığımız dolgu maddesi konulmaktadır. Bu sayede kırılan kemik stabilize edilir. Müdahale sonucunda, omurgadaki ağrı kaybolur ve hastanın yaşam kalitesi geri kazandırılmış olur.” şeklinde konuştu.

Hastaların işlemden sonra aynı gün veya birkaç gün içerisinde sosyal hayatlarına dönebildiğini ileten Girişimsel Nöroradyoloji Uzmanı Doç. Dr. Eren Erdem, “Çökme kırıkları tedavisinde açık cerrahinin artık bir yeri kalmamıştır.” diye belirtti. (İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir