Verimli Bir Okum...
Okuduğumuzu doğru anlamamız, başarımız için en önemli koşuldur.
Her dersimizde okumaya bir pay vardır. O okumayı doğru gerçekleştirmemek, o derste büyük bir başarı elde etmemizi engeller.
Her metin için bir okuma türü, yer ve zamanı vardır. Bu tür yer ve zamanı belirleyen; metnin içeriği ve bu içeriğin anlaşılma düzeyidir.
Her metin için bir okuma türü, yer ve zamanı vardır. Bu tür yer ve zamanı belirleyen; metnin içeriği ve bu içeriğin anlaşılma düzeyidir.
Bir felsefe metni hiçbir zaman, bir savaşı anlatan bir tarih metni gibi okunmaz. Ders için verilen bir tarih metni de çok benzese de bir romanın herhangi bir bölümü gibi okunmaz.
Bir romanı toplu taşıma aracında okuyabilir ve ondan zevk alabilirsiniz. Ama felsefi bir metni ancak henüz dingin olduğunuz bir saatte, sakin bir ortamda, gereken önemi vererek ve yeterli sayıda okursanız ondan yararlanabilirsiniz.
Bunun için okumalarımızı, yer ve zamana göre tasnif etmek; her okumayı ondan yararlanabileceğimiz bir yer ve zamanda gerçekleştirmek durumundayız.
Okuma türü ve sayısı da önemli. Bir romanı gözlerimizi sayfa üzerinde dolaştırarak okuyabiliriz ve çok azımız, romanın bir sayfasını iki kez okuma ihtiyacı hisseder.
Müzikli ortamlarda okumanın, bir konuşup bir okumanın bize çok şey vermediğini, yaşayarak anlamışızdır. Bununla birlikte her okuma için yalıtılmış bir ortam aramak, her sesten rahatsız olmak problemdir.
Bizim yaşam koşullarımızda yalıtılmış ortamlar bulmak kolay olmadığına göre kendimizi aşırı bir gürültünün olmadığı ortamlara da alıştırmak durumundayız.
Bu açıklamalardan sonra bol terimli, uzun cümleli karmaşık bir metni anlamak için “2 yarım bir tam okuma” formülü önerilir.
Buna göre böyle bir metni okumaya başlarken: Okumaya başlamadan “Ne okuyorum? Bu okumadan ne bekliyorum?” sorularını soracağız.
İlk okuma, yüzeysel okumadır; yarım okumadır. Elimizdeki metni ilkin hızlıca okuruz. Bu okumada amacımız metinle tanışmak, metnin zor noktalarını tespit etmektir. Bunun için önemli yerlerin altını çizmek ve gerekirse kısa notlar almak gerekir.
Bu okumanın sonunda “Ne öğrendim? Daha ne öğrenmem gerekiyor?” sorularını cevaplayacağız. İkinci okuma, ayrıntılı okumadır; tam okumadır. Bu okumada her bölümü titizlikle okuyacağı ve gerektiği kadar ayrıntılı notlar alacağız.
Bu okumadan sonra,
Konuyla ilgili test soruları varsa çözeceğiz.
İmkânımız varsa metni birine anlatacağız ya da kendi kendimize özetleyeceğiz.
Test veya anlatımdan sonra “Ne öğrenmedim?” Sorusunu soracağız ve sadece o öğrenmediğimiz bölümlerle ilgili paragraf veya cümlelere bakacağız.
İmkânımız varsa metni birine anlatacağız ya da kendi kendimize özetleyeceğiz.
Test veya anlatımdan sonra “Ne öğrenmedim?” Sorusunu soracağız ve sadece o öğrenmediğimiz bölümlerle ilgili paragraf veya cümlelere bakacağız.
Son okuma, toparlama okumasıdır. İlk iki okumadan birkaç gün sonra metni birinci okumada olduğu gibi yarım bir okumayla son bir kez gözden geçirmek, metinde anlatılanları toparlamamızı sağlar.
Böyle bir okuma, size uzun ve yorucu gelmiş olabilir. Asla öyle değil. Bu okumayı düzenli yapıyorsanız bunun dağınık, plansız, değerlendirmesiz bir okumadan kesinlikle daha az zaman aldığını, daha az yorucu olduğunu göreceksiniz.
Her planlı iş, başta zor gelir. Oysa her planlı iş, plansız işten kolaydır.
Son olarak; bir okumada metnin ana düşüncesi kadar ayrıntılarını da öğrenmek gerekiyor. Plansız bir okuma bazen ana düşünceyi verir, ayrıntıları saklar; bazen ayrıntıları verir, ana düşünceyi vermez.
Planlı okumayı tercih edin; kârlı çıkın…
Allah (cc) yardımcınız olsun…
Abdulkadir Turan / Rehberlik / Doğruhaber