• DOLAR 32.679
  • EURO 35.449
  • ALTIN 2500.135
  • ...
İki Eşlilik!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
İkinci bir eş ihtirası… Hem Müslüman hem de kadın olduğumdan olsa gerek, gündemimizi sık sık ‘çokeşlilik‘ işgal etmekte ne yazık ki...
Hatta birileri çıkıp, ‘`çok eşlilik yasallaşsın`` yönünde açıklamalarda bulunmaktadır…
 
Birden fazla kadınla evlenme ruhsatı etrafında fırtınalar koparken, ister istemez şöyle bir düşünce oluştu bende; acaba toplumsal hayatı felce uğratan, çok evlilik ruhsatımıdır?

Benim kanaatime göre, sosyal bir meselenin çözümü için fikirlere değil, Allah`ın bu konudaki buyruğuna bakmamız gerekir…
 
Ancak toplum içerisinde savaş veya başka nedenlerle kadın erkek arasında sayı dengesi bozulursa; erkek sayısı kdınlara nazaran azalırsa veya iktisadi, ailevi ve sosyal nedenlerden dolayı erkekler evlenemez haldeler ise, çok evlilik kendiliğinden söz konusu olmuş olur.

İki cinsin birleşmesinde hayatın idamesini irade eden büyük kuvvet ve kudret sahibi olan Allah Teala, insan oğluna bu özelliği vermiş bulunmaktadır…

Binaenaleyh bu iki cins arasında sayı bakımından dengesizlik meydana gelirse, en iyi, en doğru, en faziletlisi çözüm İslam`ın ortaya koyduğu çaredir!İslam`ın tanıdığı ruhsat dışında, hiçbir kanun bu durumu haysiyetiyle, bir denge içerisinde çözüme ulaştıramaz…Çünkü bu ruhsatı İslam sayı fazlalığıyla mümkün saymış…Şayet sayılar bakımından bir denge varsa,bu ruhsatı söz konusu etmek abestir…

Günümüzde Müslümanlar arasında o kadar sık rastlanan bir ‘vakıa‘ halini aldı ki, gündemi öylesine işgal etti ki, yasallaşması yönünde tavsiyelerde bile bulunanlar olurken, anlam veremediğim, Rabbimizin emir ve yasaklarına ‘inanmak ve itaat etmek‘ gibi bir yükümlülüğümüzün olduğunu bilerek ve inanarak, bu meselede ise, tabiri caizse işin cılkını çıkartan, eksiltip çoğaltan, kendine göre yorumlayıp keyfini sürmenin dışında bir amaç gütmeyenlerin varlığını da hesaba katıp, bişeyler yazmak istedim… Ben daha çok hemcinslerimin feryadını ve meramını özümseyip üstüme vazife olmadan bu konuda bir şeyler yazmanın telaşındayım.

Her evde vardır muhakkak sorunlar. Eşler arasında oluşabilecek sorun ve sıkıntıların çözüm noktası neden ikinci eş olarak görülüyor, anlamış değilim… Hem değilmiki, ilk eşini memnun etmesini bilmeyen, onun kadınlık haklarına riayet etmesini bilmeyen bir erkek ikinci eşi nasıl idare edecek? İkinci eşi ‘alma‘ gibi bir düşünce, varolan problemi çözmek şöyle dursun, çözümsüzlüğe götürücü bir rol ve aileyi bitirmeye dönük planın parçası değimli?

Peki ya çocuklar?!

Çokeşliliğe Resul (sav)`in penceresinden bakıldığımızda, günümüzde uygulanan şekillerden çok farklı işleyişlerle karşılaşıyoruz / görüyoruz maalesef. Resul`ün evliliklerinin konusuna, bizlere yeterince aydınlatıcı bilgi sunan bir çok kitabın mevcudiyetini bilerek bu konuya girmeyeceğim… Ancak toplum içerisinde savaş veya başka nedenlerle kadın erkek arasında sayı dengesi bozulursa; erkek sayısı kadınlara nazaran azalırsa veya iktisadi, ailevi ve sosyal nedenlerden dolayı erkekler evlenemez haldeler ise, çok evlilik kendiliğinden söz konusu olmuş olur.

Böylesi bir dengesizlikte en iyi, en doğru, en faziletlisi çözüm İslam`ın ortaya koyduğu çaredir! İslam`ın tanıdığı ruhsat dışında, hiçbir kanun bu durumu haysiyetiyle, bir denge içerisinde çözüme ulaştıramaz…Çünkü bu ruhsatı İslam sayı fazlalığıyla mümkün saymış…Şayet sayılar bakımından bir denge varsa,bu ruhsatı söz konusu etmek abestir…

Bu durumda sözde Resul (sav)`i örnek gösteren erkek kardeşlerim şöyle bir düşünsünler! Uzun yıllar tek bir eşle evli olan Peygamber, ilk eşin vefatıyla ve her biri çok farklı sebep ve hikmetlerle yapılan evliliklerinin olduğunu da hatırlatmadan geçemeyeceğim lütfen...

Mekke döneminde Hz Hatice ile evliliğini yürütmüş olması, diğer evliliklerinin ise Medine döneminde vuku olması, bizler için önemli bir malumat değilmidir?

Olaya çok çeşitli hile, kendini haklı çıkarma, ilk eşi kompleks duygusuna koymak, onun muhtaç ve güçsüzlüğünden istifade edip, özellikle ‘para‘landıktan sonra meseleye yoğunlaşılması bilfiil sorunların baş müsebbi olmaktan, aileyi ve toplumu huzursuz etmekten başka, heva ve hevesinin de esiri olmakla eşdeğerdir nazarımda... Daha da kötüsü Vakıanın gizli bir şekilde yapılmış olmasına ne demeli?

Gizli saklı yapılan evlilikleri, tevafuken eş ve dostan öğrenen bacılarımız var ne yazık ki… Malumumuz iken, bunu, ipin ucunu ne kadar kaçırdığımızı bir kere daha idrak ettim. Adeta şeytanın bile aklına gelmeyecek oyun ve desiselerle kafa yoranlar, mal-mülk sahibi olunca bunu fiiliyata geçirirler…

Soruyorum o çok hassas düşünenen erkek kardeşlerimize! Cihanın dört bir yanında insanlar sefalet içindeyken, mazlumlar, mustazaflar inim inim inlerken, yeryüzünde maddi zorluk içinde olan, yardımlarımıza muhtaç, Kur`ani bir emirle evliliklerine önayak olmamız gereken bekarların mevcudiyetini görmemezlikten gelmek, hesabı verilemeyecek bir durumu da kabullenmek değilmidir?

Mağdur edilen ya birinci eş ya da ikinci eştir, bu unutulmamalı! Gücü elinde bulunduran kişinin hakimiyeti ortadayken, akibetide hepimizin malumu…Takdir edilmeli ki, şehevi duyguların peşinde koşmak, kendini bu dinin muhtevasında gören müslüman şahsiyetlerin gündemi asla olamaz! Aksi bir hal, ancak günübirlik yaşamın peşinde koşan insanların düştüğü bir haldir ve Rabbimizin razı olacağı çizginin sınırını aşmış olmanın da diğer adıdır…

Rabbimizin buyruğuyla, yapıla gelen bütün eksiklerimizin ve yanlışlarımızı düzeltmemizdeki çözümlerin tükenmediğini bilerek, ‘iman edenler olarak yeniden iman etmenin (4 / 136 )‘ tadına varalım.

Aklımızın almadığı, yüreğimizin kabullenmediği davranışların hoşnutsuzluğu sarıyorsa bizi, bu o işin doğru olmadığının da teyididir.

İslam nizamının hakim olduğu evlerle ‘şenlenmek‘ dua, dilek ve temennisiyle…
 
Meryem Koca

Bu haberler de ilginizi çekebilir