`İsraf Hayat Dengesini Alt Üst Eder`
İmam Hatip-Der Genel Başkanı Molla Osman Teyfur, israfın ekonomik bir eşyanın boş yere harcanması olduğu kadar insanın Allah karşısında haddi aşması olan bir davranış olduğunu vurguladı.
BATMAN - Son yıllarda kimi insanların ve toplumların fakirlikle boğuşurken İslam toplumunda olmaması gereken israf ve tüketim çılgınlığı ile lüks yaşama olan ilgiyi İmam Hatip-Der Genel Başkanı Molla Osman Teyfur Hoca ile konuştuk.
İmam Hatip-Der Genel Başkanı Molla Osman Teyfur Hoca, İsraf konusu hakkında önemli hususlara değinerek, İsrafçılığın Allah`ın yarattığı nimetlere şükürsüzlük eden bir davranış olduğunu belirtti.
Konuyla ilgili olarak İmam Hatip-Der Genel Başkanı Molla Osman Teyfur, Allah`ın kâinattaki bütün güzellikleri ve nimetleri insanlar için yarattığını ve Allah tarafından verilen bu nimetlerin insanlara birer emanet olduğunu belirterek, Allah tarafından insanlara bahşedilen hayat, sağlıklı evlat, mal, zaman gibi nimetleri yerinde gereği gibi kullanmak, verilen bu nimetleri ise, yersiz ve faydasız boş yere kullanmanın da israf olduğunu vurguladı.
"İsraf İnsanın Haddi Aşmasıdır"
Yüce Allah`ın kâinatı müthiş bir denge üzerinde yarattığını söyleyen Teyfur Hoca, "Yüce Allah kâinatı müthiş bir denge üzerinde yaratmış iktisat bu dengeyi muhafaza ederken israf bu dengeyi alt üst eder. Bu ölçüyü yüce Allah şu ayeti kerimede ortaya koymuştur; "Onlar ki harcadıkları zaman israf etmezler, cimrilik de yapmazlar, ikisi arası orta yolu tutarlar" ayetiyle örnek verdi.
Yüce Allah`ın kâinatı müthiş bir denge üzerinde yarattığını söyleyen Teyfur Hoca, "Yüce Allah kâinatı müthiş bir denge üzerinde yaratmış iktisat bu dengeyi muhafaza ederken israf bu dengeyi alt üst eder. Bu ölçüyü yüce Allah şu ayeti kerimede ortaya koymuştur; "Onlar ki harcadıkları zaman israf etmezler, cimrilik de yapmazlar, ikisi arası orta yolu tutarlar" ayetiyle örnek verdi.
İsrafın, insanın Allah karşısında haddi aşması olduğunu ifade eden Molla Teyfur Hoca, "Bazı İslam âlimleri israfı şöyle izah etmişlerdir; İsraf, dengesiz harcamak, saçıp savurmak, amaçsız harcama yapmak, gayri meşru bir amaç için harcama yapma haddi aşma anlamına gelir. Dolayısıyla israf ekonomik bir eşyanın boş yere harcaması olduğu kadar insanın Allah karşısında haddi aşması, dinin emirlerine boyun eğmemesi ve hayatını basit ve değersiz işlerin peşinde harcaması da israfın diğer geçitlerini oluşturur. Buna da kısaca hayatın israfı yani boş yere harcanması diyebiliriz" ifadelerini kullandı.
İsrafın Fert ve Toplum Açısından Zararları
İsrafın her şeyden önce nimetlere ve onları gönderene karşı saygısızlık olduğunu ifade eden Teyfur, "İsraf her şeyden önce nimetlere ve onları gönderene karşı saygısızlık olduğu gibi, kanaatsizlik, hırs ve zillet gibi hastalıkların da kaynağıdır. İsraf ve aşırı tüketimin sınır tanımadığı günümüzde birçok fert içine düştüğü girdapta batmaya devam ediyor. Birçok aile bu yüzden parçalanmış ve parçalanmaya devam ediyor" dedi.
İsrafın her şeyden önce nimetlere ve onları gönderene karşı saygısızlık olduğunu ifade eden Teyfur, "İsraf her şeyden önce nimetlere ve onları gönderene karşı saygısızlık olduğu gibi, kanaatsizlik, hırs ve zillet gibi hastalıkların da kaynağıdır. İsraf ve aşırı tüketimin sınır tanımadığı günümüzde birçok fert içine düştüğü girdapta batmaya devam ediyor. Birçok aile bu yüzden parçalanmış ve parçalanmaya devam ediyor" dedi.
İsrafın fert ve topluma olan zararları olan başka bir unsurun da, lüks ve sefahat içinde bulunan ve sürekli böyle kalacağını düşünen kişiler olduğunu belirten Teyfur Hoca, "Lüks ve sefahat içinde bulunan ve bu aşırı tüketim psikolojisi ile ilelebet böyle kalacağını düşünen başta batı ülkeleri olmak üzere günümüz toplumları aşırı israf yüzünden ekonomik krizlerle boğuşmaktadırlar. Bitmez tükenmez zannedilen maddi değerlerin hepsi tükenmekte, güçlü devletler bile borç batağında perişan olmaya devam etmektedir" uyarısında bulundu.
Dünyadaki pek çok savaşın asıl sebebinin dengesiz hayat tarzı olduğunu vurgulayan Teyfur, "Bugün dünyadaki pek çok savaşın asıl sebebi bu dengesiz hayat tarzıdır. Aşırı hırs ve zengin olma uğruna büyük devletler daha zayıf ülkeleri işgal etmekte onların gelir kaynaklarını ele geçirme uğruna her gün nice insanın kanı akıtılmaktadır. Yine israf hastalığı nedeniyle milyonlarca insanın açlıktan ölümle pençeleşirken öbür taraftan binlerce insanın da aşırı tüketim, dengesiz harcamalar yüzünden hastane veya hapislerde ömür tüketilmektedir" diyerek israfın zararlarına değindi.
"Hayatın Boş Şeylere Harcanması En Büyük İsraftır"
Molla Osman Teyfur devamla, İsrafın çeşitleri olarak insanın israfı, zamanın israfı ve emek israfına değinerek, "İbadet için yaratılan insanın haddini aşarak hayatını yersiz ve gayri İslami bir şekilde geçirmesi neticede kendini cehenneme atması onun israfıdır. İnsanın en büyük sermayesi olan ömrünü dünya ve ahretinin kazanması için dolu dolu yerinde kullanması gerekirken ve bu ömür güneşte tutulan bir buz gibi sürekli eriyip giderken gereksiz ve boş şeylerde harcaması keza en büyük israftır. Tarlaya atılan bir tohumun hasat edilmesi, değirmende un, hamur ve nihayet bizlere ulaşıncaya kadar yüzlerce insanın elinden geçmesini düşünmeden israf edilmesi bu kadar insanın emeğinin israfıdır. Sermaye israfı ve daha sayamayacağımız kadar israf çeşitleri mevcuttur" ifadelerini kullandı.
Molla Osman Teyfur devamla, İsrafın çeşitleri olarak insanın israfı, zamanın israfı ve emek israfına değinerek, "İbadet için yaratılan insanın haddini aşarak hayatını yersiz ve gayri İslami bir şekilde geçirmesi neticede kendini cehenneme atması onun israfıdır. İnsanın en büyük sermayesi olan ömrünü dünya ve ahretinin kazanması için dolu dolu yerinde kullanması gerekirken ve bu ömür güneşte tutulan bir buz gibi sürekli eriyip giderken gereksiz ve boş şeylerde harcaması keza en büyük israftır. Tarlaya atılan bir tohumun hasat edilmesi, değirmende un, hamur ve nihayet bizlere ulaşıncaya kadar yüzlerce insanın elinden geçmesini düşünmeden israf edilmesi bu kadar insanın emeğinin israfıdır. Sermaye israfı ve daha sayamayacağımız kadar israf çeşitleri mevcuttur" ifadelerini kullandı.
Teyfur Hoca, açıklamanın sonunda israf hastalığından kurtulmanın çaresini şöyle açıkladı: "Bu hastalıkta kurtulmanın çaresi ise; Öncelikle dünyadaki hiçbir şeyin olmadığını düşünmek, bu nimetlerin birer emanet olduğunu ve onlardan hesaba çekileceğimizi unutmamak, bu nimetlerin sahibinin sadece biz olmadığımızı herkesin onda bir payının olduğunu hesaba katmaktır. Neticede nimetleri verenin koymuş olduğu prensipler doğrultusunda kullanılmasını bilmemiz gerekir. Bu saydığımız hususlara insanlar bağlı kaldığı müddetçe hem dünyasını hem ahretini saadet içerisinde geçirmiş olur." (M.Enes İmir/M.Fatih Akgül - İLKHA)