VAN - Sunuculuğunu İlke Haber Ajansı Van Bölge Temsilcisi, Van Olay Gazetesi imtiyaz sahibi Fikret Özkan`ın yaptığı Serhad FM "Hafta Ertesi" programında 30 Ekim 2012 Salı günü BDP İl örgütünün cezaevlerindeki açlık grevlerini bahana ederek Van esnafına zorla kepenk kapattırması masaya yatırıldı.

 

Programa stüdyo konuğu olarak katılan Van Olay Gazetesi yazarı Abdulhelim Almalı, BDP`nin zorla kepenk kapattırma eylemini eleştirdi. Almalı, BDP`nin İnsan haklarından dem vurduğunu belirterek, "Ekonomi canlansın diyen, demokrasi diyen, fikir hürriyeti diyen, insan haklarından bahseden bir ideoloji, neredeydiniz? O günkü olay, insan haklarının ihlali değil miydi? Depremin en şiddetli anında, savaşta bile fırınlar açılır; ama o gün ne oldu? Bütün kepenkler kapattırıldı" dedi.

 

"Bana Dokunmayan Yılan Bin Yıl Yaşasın"
BDP`nin Salı günkü eylemine Van halkının kerhen veya isteyerek de olsa uyduğunu söyleyen Almalı, o gün Van halkının dış görünüş itibariyle BDP`li olduğunu söyledi. Almalı, "Oysa herkes BDP`li değildir. Herkes ideolojik bir partiyi desteklemiyordu. Onları destekleyenlerin sayısını yüzde 50`lilere vurabiliriz. Demek ki Van`da, dükkanların yüzde 50`si açık olması lazımdı. Ama ne acı ki hiçbir işyeri açık değildi. Herkes yaptı bu işi, peki yanlış olan bir işi herkesin yapma zorunluluğu var mıdır? Yoktur. O zaman, bunu sadece korkuya ve tehdide bağlamak doğru değildir.

 

Bir insan; canını, malını, emniyetini sağlamayacak kadar aciz olabilir mi? O gün Van esnafı bu konuda acizdi. Demek ki sadece korku değildir. Bu; `benim başım belaya girmesin, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" düşüncesidir. Sistem, bir halkı mazlum duruma itti. Bugün en fazla bedeli ödeyen, hem sistem tarafından hem örgüt tarafından, Kürt halkıdır." ifadelerini kullandı.

 

Marksist, Leninist Bir İdeoloji Topluma Hakim Kılınmak İsteniyor
Vatandaşın, esnafın, toplum mühendisleri ve STK`ların mücadele zemininde, toplumun gidişatını çok iyi analiz etmesi gerektiğini söyleyen Almalı, sözlerine şu şekilde devam etti: "Merkezinde insana hizmet olmayan bir siyaset anlayışı, ideolojiktir. İdeolojilerin hedefi insan değil, ideolojilerin hedefinde sadece amaçlarına ulaşabilmektir. Amaçları da; Marksist, Leninist bir ideolojinin, bu topluma hakim kılınmasıdır. Oysa bu toplumun mayasında İslam dini vardır. Salı günkü eylemde bir yaşlı amca kenara çekilmiş namaz kılıyordu. İşte bizim toplumumuz budur. İdeolojinin hedefi o tabloyu yıkmaktır. O tablonun yıkılması demek; ailenin temeline dinamit koymak demektir. Gençlerin uyuşturucuya, fuhuşa, kumara, her türlü pisliğe alet olması demektir. Batıldan hakka doğru bir adım varsa, bizim ona destek olmamız lazım. Yok eğer haktan batıla doğru, özgürlük yerine zulmü tercih eden bir anlayış varsa hepimiz onun karşısında durmalıyız."

 

Gariban Kürt Halkının Evlatları Bir Talimatla Açlığa Terk Ediliyor
Cezaevlerindeki açlık grevlerinin yanlışlığına dikkat çeken Almalı, bir kişinin başka bir kişi için kendisini ölüme mahkum edemeyeceğini kaydetti. Almalı, "İslam`da kişi, Peygamber için dahi olsa kendisini ölüme terk edemez, feda edip savaşa girer; ama açlığa girip kişi kendisini, peygamber için dahi olsa ölüme mahkum edemez. Bugünkü siyasete baktığımızda bu işin öncülüğünü yapanlar dışarıda gayet iyi hayat yaşıyorlar. Maddi durumları gayet iyi, çocuklarını istedikleri kolejlerde, üniversitelerde eğitiyorlar. Öte taraftan, gariban Kürt halkının evlatları bir talimatla açlığa terk ediliyor. Bu insanların, cezaevlerindeki şartlarının iyi olmadığı konusunda bir mücadele, daha iyi bir yaşam, sisteme karşı bir tepki koyulacaksa ben de bunun altına imzamı atarım; ama bakıyoruz yapılanlara; belki de o eylemler o insanların ölümünü getirecek, sonuçta insanı tahrip edecek. Kürt halkı iki zulmün arasındadır: Sistem ve bugünkü bir ideoloji. Bu ideoloji cezaevlerindekileri ölüme terk ediyor. Öbür tarafta dağda, orda da öldürülüyor" şeklinde konuştu. (Fırat Arslan - İLKHA)