• DOLAR 34.261
  • EURO 37.565
  • ALTIN 2896.22
  • ...
Komşu Ülkelerde Kentsel Dönüşüm
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Türkiye`de kentsel dönüşüm gündemin ilk sıralarına otururken komşu ülkelerin birçoğunda ve Filistin`de de kentsel dönüşüm politikaları uygulanıyor.

Türkiye gibi İran da ağır deprem riski altında yaşayan bir memleket, özellikle de başkent Tahran. Çünkü Tahran için yazılan deprem senaryoları dehşet verici... Şehirde muhtemel bir depremin şiddetinin 7`den fazla olacağı hesaplanıyor. En kötü senaryoya göre, Tahran depreminde 10 binlerce kişi hayatını kaybedecek, hastanelerin yetersiz kalacağı başkentte büyük bir yıkım yaşanacak. Zelzele uzmanlarının böyle karamsar bir tablo çizmesinin ana sebebi, şehrin giderek büyüyen nüfusu ve çarpık iskân... 15 yıldan eski binaların büyük çoğunluğu depreme dayanıklı olmadığı gibi, altyapı da şu durumda bile şehrin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamıyor.
Her 173 yılda bir zelzeleyle yıkılan şehirde, muhtemel bir felakete karşı çalışmalar da devam ediyor. Tahran`ın etrafında 16 değişik bölgede geçici iskân alanları belirlenmiş durumda ve başkent şehrin tamamen taşınması da bunlardan birisi.

YUNANİSTAN`DA KRİZ VE DÖNÜŞÜM

Doğu`daki komşumuzda başşehrin taşınması planlanırken, Batı`daki komşumuz Yunanistan`da yaşanan ekonomik kriz belki de en çok şehir hayatını etkiliyor. 5 milyon nüfuslu Atina bugünlerde farklı bir manzaraya bürünmüş vaziyette...

Normal hale gelen işporta tezgâhları ve kapanan dükkânlar kadar, artan suç oranları da Atinalıları büyük endişeye sevk ediyor. Artan suç oranları hem hükûmeti hem de mahallî idareleri çözüm için yeni projeler üretmeye zorluyor. Özellikle Atina`nın eski merkezi Omonya Meydanı`ndaki tablo dikkat çekici... Bir zamanlar iktisadî, kültürel ve sosyal hayatın merkezi olan bu semt artık neredeyse tamamen göçmenlere terk edilmiş durumda... İdareciler bölgenin canlandırılması, daha güvenli hale getirilmesi vaadinde bulunsalar da ekonomik sıkıntılar bu sözlerin tutulmasına mani oluyor. Tedbirler, göçmenlerin pasaportlarını kontrol etmekten öteye geçemiyor. Bölge esnafı ticaretin canlanması için işportayla mücadele edilmesini ve güvenlik meselesinin âcilen çözülmesini talep ediyor.

KUZEY IRAK`TA DÖNÜŞÜM

Kuzey Irak`ın Erbil şehri son yıllarda önemli bir gelişmeye sahne oluyor. Bu gelişme bir ana plana göre şekillense de problemleri de beraberinde getiriyor. Özellikle şehirde yeni inşaa edilen binaların ne kadar sağlıklı olduğu tartışılıyor.

Savaşı ve çatışmaları geride bırakan Erbil`de her köşe başında yeni binalar, alışveriş merkezleri, oteller ve siteler inşaa ediliyor. Kentsel dönüşüm, bölgesel yönetimin hazırladığı bir ana plana göre gerçekleşiyor. Bu plan şehrin merkezindeki tarihî dokunun korunmasını, şehrin dışında ise daha modern yapıların inşaa edilmesini öngörüyor.

Şehir merkezinden uzakta inşaa edilen alışveriş merkezleri ve siteler Erbil`in en pahalı gayrimenkullerini oluşturuyor. Burada ev kiraları 2500 Amerikan Doları`nın üzerinde... Bu fiyat farkının en mühim sebebi, Erbil`in merkezinin aksine burada elektrik ve su hizmetinin 24 saat kesintisiz sağlanması.

Ancak hızla inşaa edilen bu yeni ve lüks binalar problemlerini de beraberinde getiriyor. Özellikle bu yapıların sağlıksız olduğu eleştirisi sıkça dillendiriliyor. Planlama Bakanlığı danışmanlarından Pervez Zabihi bile şehirde yaşanan dönüşümün sağlıksız olduğu görüşünde...

İSRAİL, KUDÜS`ÜN NÜFUSUNU YAHUDİLERİN LEHİNE DEĞİŞTİRMEK İSTİYOR

Kentsel dönüşüm modeli sadece insanı merkez alan politikalarla uygulanmıyor. Devlet politikalarına da alet ediliyor. Bunun en iyi örneği İsrail`de... Ülkedeki yerleşim politikaları tüm dünyadan tepki alıyor. Hedef, özellikle Kudüs`ün demografik yapısını Yahudiler lehine değiştirmek...

Birleşmiş Milletler genel kurulu`nda alınan kararlar doğrultusunda, iki devletli çözüm önerisi olarak, 1967 sınırlarına dayanan doğu Kudüs başkentli bir Filistin devleti öngörülüyor. Ancak İsrail tamamı üzerinde hak iddia ettiği ve hatta başkenti olduğunu öne sürdüğü Kudüs şehrinin fiziksel ve demografik yapısını değiştirmeye devam ediyor.

1967 senesinden bu yana doğu Kudüs`ün farklı bölgelerinde oluşturulan yasadışı yerleşim yerlerinde bugün itibariyle yaklaşık 192 bin Yahudi yerleşimci yaşıyor.

Doğu Kudüs`ün, Silvan gibi, diğer Arap mahallelerinde ise farklı gerekçeler ile Arap evlerine yıkım kararı çıkarılıyor ve istimlâk edilen topraklar Yahudi yerleşimcilere devrediliyor. Ancak Arap mahallelerinden vergi toplanmasına karşılık; temizlik, yol bakımı ve temel altyapı hizmetleri verilmiyor.

Uzun bir süre yurt dışında veya batı Şeria bölgesinde kalan Arapların kimlikleri İsrail tarafından keyfî bir şekilde iptal ediliyor. Böylece Kudüs`e kayıtlı Arap halkının nüfusu da sistematik bir şekilde azaltılmış oluyor.

İsrail`in pervasızlığına en son misal ise, başbakan netanyahu`nun, Avrupa Birliği temsilcisi Catherine Ashton`ın israil ziyaretinden hemen önce, uluslararası çağrılara meydan okur nitelikteki açıklaması, İsrail`in Kudüs`deki inşaatlarına hiç bir zaman son vermeyeceği yönündeydi. Netanyahu doğu Kudüs yerleşim yerlerinden olan Gilo`da 797 ilave konut inşaatına başlanacağını da sözlerinin arasına sıkıştırmayı ihmal etmedi.

Dünya Bülteni

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir