Eskiden bir ya da iki ayda bir yeni bir şey söyler, ardından “Böyle demek istemedim” diyerek çark ederdi.
Sanırım seçim döneminde olmamızdan kaynaklanan bir durum var. Siyasetçiler bazen doğaçlama yapmak zorunda kalıyorlar. Eski siyasetçilerden Süleyman Demirel lafı evirip çevirmenin, bu usulle çark etmenin kitabını yazmıştı. Bir örnek verelim:
Demirel seçim vaatleri içinde sürekli “Beş yüz gün istiyorum. Ben beş yüz günde ekonomiyi düzeltirim” diyordu doksanlı yıllarda.
Seçimlerde birinci oldu ve hükümeti kurdu.
Zaman akıp giderken nihayet “beş yüz gün” de doldu.
Gazeteciler “Beş yüz gün doldu; ama ekonomi düzelmedi” diye sorduklarında Demirel hiç zorlanmadan verdi cevabını: “Allah’ın beş yüz günü mü bitmiş? Beş yüz gün bitmişse bir beş yüz gün daha var.”
İşte Kemal Beyin akıl hocası Demirel olunca Türkiye siyaseti yeni çark etme örnekleri ile tanışıyor.
Ama bu hafta bizim esas konumuz Kılıçdaroğlu değil.
Amerikan başkanı Barack Obama’dan söz edeceğiz. Obama son yaptığı konuşmaların birinde ortadoğu barışı için 1967 sınırlarının esas alınmasının şart olduğunu söyledi.
1967 sınırlarını esas almak demek siyonistlerin Golan tepelerinden, Şeba çiftliklerinden, Batı Yaka’nın bir kısmından, Gazze’nin işgal altında tutulan neredeyse yarısından çekilmesi anlamına geliyor.
Tahmin ettiğiniz gibi siyonist yönetim Obama’nın bu açıklamasına tepki gösterdi. Hem partilerden hem de hükümetten sert açıklamalar yapıldı.
Obama ne yaptı?
Amerikan başkanı tepkilerden tırstı ve çark etti.
Tabii bu ilk çarkı değil Amerikan başkanının.
Daha önceden de Guantanamo üssünün kapatılmasını vadetmiş, sonra da çark etmişti.
Yani anlayacağınız siyasette çark etme çok moda bir şey.
Kıtalar arası bir yarışma bile tertip edilebilir bu konuda. Sarkozy ve Merkel de katılabilir bu yarışmaya.
Ama sizi temin ederim hiçbiri Kemal Beyin hızına yetişemez.
Bir haftada hem Tüzmen hem de özerklik konusunda çark edebilmek büyük başarı.
Sen devam et Kemal Bey! Bu yarışmada seni destekliyoruz.
 

Hüseyin Kaya / Doğruhaber