İleri demokrasi hukuku
Gazeteci Mehmet Baransu`yu sahte belgelerle "Pkk`lı diyerek” dinlemeye alan Van Jandarma Alay Komutanlığında görevli askerlere hapis cezası verilmiş.
“Yasadışı dinleme” yaptıkları için cezalandırılmışlar.
Yani “yasaiçi” dinleme yapsalar bir problem olmayacak. Hakime, savcıya gidip ‘terör soruşturması için’ izin isteseler herhalde izin alırlardı, diye düşünüyorsunuz tabii.
Ama adamlar işgüzarlık yapıp sahte belge düzenlemişler ve bu sahte belgelerle “dinleme” yapmaya kalkışmışlar. Yargı da hemen yakalarına yapışmış.
Tabii her yerde böyle olmuyor. Mesela Adana’da da belge düzenleyebiliyor kimi devlet görevlileri. Ya da en azından öyle bir iddia var. Pkk’lilerin Mustazaf Der’e saldırısı sonrası derneğin kamera kayıtlarını isteyen polis belge düzenlemiş. Dernek görevlileri belgenin fotokopisini isteyince polis belgeyi vermemiş; ama kayıtları da istemekten vazgeçmiş.
İstanbul’da toplatma kararı olmadan kitap toplattı polis. Toplatma kararını soranlara “çıkarırız” cevabını verdiler.
Başka şeyler de var.
Bursa’da, İstanbul’da, Diyarbakır’ da, Gaziantep’te şantajla muhbirleştirme çalışmaları yaptı “resmi görevliler”. Tehditlerin, şantajın hukuktaki karşılığı nedir acaba? Neden bir soruşturma açılmıyor?
Baransu’yu dinleyenler “hukuksuz” bir iş yaptıkları için ceza aldılar.
Ama tehdit ve şantaj için bir şey yapılmıyor.
Mister Baransu’ya ayrı, islami hassasiyeti olan kişi ve derneklere ayrı bir hukuk mu uygulanıyor?
Mesele Baransu’nun derin bağlantılarında mı gizli?
Ya da hepsi bir yana, Başba kan’ın iİleri demokrasi” dediği şey bu mu?
Hüseyin Kaya / Doğruhaber