Yılmaz: Mustazaflar Terörize Edilmek İsteniyor
Konya İslami STK davasında verilen cezalar ile ilgili Mustazaflar Hareketi Sözcüsü Av. Hüseyin Yılmaz İLKHA`ya değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, Mustazaf-Der camiasının komplolarla terörize edilmek istendiğine dikkat çekti.
DİYARBAKIR - Konya İslami STK davasında aralarında Mustazaf-Der`in genel kurul üyelerinin de bulunduğu 23 kişiye verilen 205 yıl hapis cezası ile ilgili Mustazaflar Hareketi Sözcülerinden Av. Hüseyin Yılmaz, İlke Haber Ajansı`na değerlendirmelerde bulundu.
Yılmaz, verilen bu cezaların sistemli bir şekilde gerçekleştirilen komplonun ürünü olduğuna dikkat çekerek Mustazaf-Der camiasının derin güçlerce terörize edilmek istendiğini vurguladı.
Verilen Ceza Devletin Bu Camiaya Bakış Açısını Gösteriyor
Yargının bu tip kararlarla derneğin legal olan çalışmalarını engellemeye çalıştığını söyleyen Yılmaz, "Verilen ceza Devletin bu camiaya bakış açısını da gösteriyor. Meşru olan bu hareketi ve yüzbinlerden destek alan bu camiayı görmeme ve siyasi alanda temsiliyetini kabul etmeme durumu söz konusudur ve bunun için de legal çalışmalarına dahi müsaade edilmiyor. Bu şekildeki operasyon ve yargının bu türde kararlarıyla çalışmalar engellenmeye çalışılıyor" dedi.
Camia Terörize Edilmek İsteniyor
Mustazaf-Der camiasına sistemli bir şekilde komploların kurulduğunu ifade eden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü, "Bu camiayı terörize etmek için PKK yandaşlarını bu derneklere saldırtmaya çalıştılar. Altmıştan fazla dernek şubesi, bu insanların molotoflu saldırısına uğradı. Dernek üyeleri yaralandı ve nihayetinde Mustazaf-Der Yüksekova Şube Başkan Yardımcısı katledildi. Bu olayların hepside polisin gözü önünde oluşan olaylardı. İşin ilginç bir tarafı da yapılan bu olayların hepsinin failleri meçhul olarak kaldı. Hiçbirinin faili yakalanmadı.
Konya`daki bu olay aynı şekilde bunun bir devamıdır. Polis baskınlarıyla, PKK`nın saldırılarıyla bu camiayı terörize edemeyen derin yapılar nihayetinde üçüncü aşama olarak derneklere komplo kurma aşamasına geçtiler. Bunun birinci örneği Elazığ`daki İhya-Der dosyasıdır. Orada polis bir komplo ile İhya-Der yönetici ve üyelerinin hemen hepsini cezalandırdı. Bunun ikinci ayağı da Konya dosyasıydı. Konya`da adli olarak gerçekleşen bir olayı polisin dernek operasyonuna dönüştürmesi ve bu şekilde lanse etmesi hukuk adına utanç verici bir durumdur. Bu durum keyfiliğin hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Bu tamamen keyfi bir uygulamadır."
Yapılanlar Sindirme Faaliyetidir
Yapılanların bir sindirme faaliyeti olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Yapılanlar bir yargı terörü, sindirme, yok etme ve yok sayma faaliyetidir. Polis ve yargı kumpasıyla Mustazaf-Der`den böylece bir intikam alınmış oldu. Böylece insanlarımızın derneklerimize teveccühlerini engellemeye çalışacaklarını düşünüyorlar. Ama tam tersine bu tip mağduriyetler bu camiayı daha da güçlendirmiş ve kitleselleştirmiştir. Artık bu camianın varlığını kabul etmek ve bu camia ile birlikte yaşamaya alışmaları gerekiyor. Yapılan hukuk dışı muameleleri de kınıyoruz ve bunların son olmasını diliyoruz" dedi.
Hükümeti Bu Olayın Dışında Görmüyorum
Mustazaflar Hareketi Sözcüsü Hüseyin Yılmaz son olarak, "Bu noktada bazıları hükümeti bu olayın dışında görüyor, ama ben hükümeti bu olayın dışında görmüyorum. Nihayetinde eğer kurt kuzuyu yemişse kuzuyu yakalayıp kurda teslim eden hükümetin emrinde çalışan insanlardır. Emniyet yakalıyor yargıya teslim ediyor. Yargı da bunların ipini çekiyor. Olay bu kadar açık" şeklinde konuştu. (Emrullah Araz/Osman İçli - İLKHA)
Yılmaz, verilen bu cezaların sistemli bir şekilde gerçekleştirilen komplonun ürünü olduğuna dikkat çekerek Mustazaf-Der camiasının derin güçlerce terörize edilmek istendiğini vurguladı.
Verilen Ceza Devletin Bu Camiaya Bakış Açısını Gösteriyor
Yargının bu tip kararlarla derneğin legal olan çalışmalarını engellemeye çalıştığını söyleyen Yılmaz, "Verilen ceza Devletin bu camiaya bakış açısını da gösteriyor. Meşru olan bu hareketi ve yüzbinlerden destek alan bu camiayı görmeme ve siyasi alanda temsiliyetini kabul etmeme durumu söz konusudur ve bunun için de legal çalışmalarına dahi müsaade edilmiyor. Bu şekildeki operasyon ve yargının bu türde kararlarıyla çalışmalar engellenmeye çalışılıyor" dedi.
Camia Terörize Edilmek İsteniyor
Mustazaf-Der camiasına sistemli bir şekilde komploların kurulduğunu ifade eden Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü, "Bu camiayı terörize etmek için PKK yandaşlarını bu derneklere saldırtmaya çalıştılar. Altmıştan fazla dernek şubesi, bu insanların molotoflu saldırısına uğradı. Dernek üyeleri yaralandı ve nihayetinde Mustazaf-Der Yüksekova Şube Başkan Yardımcısı katledildi. Bu olayların hepside polisin gözü önünde oluşan olaylardı. İşin ilginç bir tarafı da yapılan bu olayların hepsinin failleri meçhul olarak kaldı. Hiçbirinin faili yakalanmadı.
Konya`daki bu olay aynı şekilde bunun bir devamıdır. Polis baskınlarıyla, PKK`nın saldırılarıyla bu camiayı terörize edemeyen derin yapılar nihayetinde üçüncü aşama olarak derneklere komplo kurma aşamasına geçtiler. Bunun birinci örneği Elazığ`daki İhya-Der dosyasıdır. Orada polis bir komplo ile İhya-Der yönetici ve üyelerinin hemen hepsini cezalandırdı. Bunun ikinci ayağı da Konya dosyasıydı. Konya`da adli olarak gerçekleşen bir olayı polisin dernek operasyonuna dönüştürmesi ve bu şekilde lanse etmesi hukuk adına utanç verici bir durumdur. Bu durum keyfiliğin hangi boyutlara ulaştığını gösteriyor. Bu tamamen keyfi bir uygulamadır."
Yapılanlar Sindirme Faaliyetidir
Yapılanların bir sindirme faaliyeti olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Yapılanlar bir yargı terörü, sindirme, yok etme ve yok sayma faaliyetidir. Polis ve yargı kumpasıyla Mustazaf-Der`den böylece bir intikam alınmış oldu. Böylece insanlarımızın derneklerimize teveccühlerini engellemeye çalışacaklarını düşünüyorlar. Ama tam tersine bu tip mağduriyetler bu camiayı daha da güçlendirmiş ve kitleselleştirmiştir. Artık bu camianın varlığını kabul etmek ve bu camia ile birlikte yaşamaya alışmaları gerekiyor. Yapılan hukuk dışı muameleleri de kınıyoruz ve bunların son olmasını diliyoruz" dedi.
Hükümeti Bu Olayın Dışında Görmüyorum
Mustazaflar Hareketi Sözcüsü Hüseyin Yılmaz son olarak, "Bu noktada bazıları hükümeti bu olayın dışında görüyor, ama ben hükümeti bu olayın dışında görmüyorum. Nihayetinde eğer kurt kuzuyu yemişse kuzuyu yakalayıp kurda teslim eden hükümetin emrinde çalışan insanlardır. Emniyet yakalıyor yargıya teslim ediyor. Yargı da bunların ipini çekiyor. Olay bu kadar açık" şeklinde konuştu. (Emrullah Araz/Osman İçli - İLKHA)