DİYARBAKIR - Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında Uluslararası karasularda İsrail vahşetine maruz kalan Mavi Marmara Gemisi`nin 9 şehidinden Diyarbakırlı Ali Haydar Bengi, mezarı başında anıldı.

Saat: 14.00`de başlayan anma programına şahidin babası, eşi, çocukları ve yakınların yanı sıra çok sayıda vatandaş da katıldı. Ay Der`in organize ettiği anma programı Kur`an-ı Kerim`in okunmasıyla devam etti. Ardından ise basına bir açıklama yapıldı. Açıklamayı Ay Der adına Sabır Ceyhan yaptı.

Haydutça saldırarak 9 yiğidimizi şehit eden İsrail`i lanetliyoruz
Verdiği sözü yerine getirerek, Rabbi ile yaptığı anlaşma üzere cennete karşılık canını satan Mavi Marmara şehitleri ve onlardan biri olan Şehit Ali Haydar Bengi`yi anmak için toplandıklarını açıklayan Ceyhan, şehidin Siyonist İsrail`in Gazze halkına uyguladığı insanlık dışı ambargoyu delmek ve ezilenlerin yanında yer almak için yola çıktığını söyledi.

Ceyhan, tamamen insani ve İslami sorumluluk duygusuyla bu zulme karşı çıkan ve Gazze`ye özgürlük götüren Mavi Marmara gemisindeki silahsız sivillere haydutça saldırarak, "9 yiğidi ve derneğimiz Ayder`in başkanı, davetçi Ali Haydar Hocayı şehit eden haydut İsrail`i lanetliyoruz" ifadelerini kullandı.

Binlerce Ali Haydar Doğdu
Ali Haydar Hocanın şehadetine kesinlikle üzülmediklerini ve kesinlikle bir kayıp olarak görmediklerini ifade eden Ceyhan, "Çünkü şehadet bir yok oluş değil, bir diriliştir" dedi. Şehadetinin üzerinden bir yıl geçtiğini hatırlatan Ceyhan, "Bir Ali Haydar`ı kaybettik, ama binlerce Ali Haydar doğdu" dedi. Ceyhan son olarak şehide söz vererek, "yolun yolumuz, davan davamızdır. Aydınlık yarınlara ulaşıp yeryüzünden zulmü kaldırıp hakkı hakim kılana dek yolunu sürdüreceğiz" dedi.

Yapılan konuşmanın arından dua edildi, ikramlar yapıldı.

Şehid Ali Haydar Bengi Kimdir?
Diyarbakırlı olan Şehit Ali Haydar Bengi 1971 yılında doğdu. Diyarbakır İmam-Hatip Lisesinden 1991`de mezun oldu. Ortaöğretim yıllarında bir yandan da şark usulü medrese tahsilini sürdürdü. 1992 yılında çok özlemini duyduğu El-Ezher Üniversitesi`ne kaydını yaptırdı. İslam ve Arap Dili Araştırmaları Fakültesi`ni 1997 yılında başarıyla bitirdi.

Her zaman için Ezher mezunu olmanın hakkını vermeye çalıştı. Mehanur, Semanur, Senanur ve Muhammed Mustafa`nın babası olan Şehit Ali Haydar, Türkiye`ye döndükten sonra, aldığı eğitim ve sahip olduğu sahih İslami anlayış ile edindiği: "Gayemiz Allah, Önderimiz Resulullah, Düsturumuz Kur`an, Yolumuz Cihad, Allah Yolunda Ölmek En Büyük Arzumuz" ilkeleri doğrultusunda yaşadı ve en büyük arzusu olan şehadet makamına kavuştu.

Selahaddin-i Eyyübi döneminden sonra, Kudüs`ün kurtuluşu için canını veren Diyarbakır`ın ilk Kürt Şehidi Ali Haydar Bengi, başkanı olduğu Aydınlık Yarınlar İçin Hak ve Özgürlükler, Eğitim, Kültür ve Yardımlaşma Derneği`nin (AYDER) çatısı altında, İslam`ın Ehli Sünnet ve Cemaat çizgisinde doğru anlaşılması ve yaşanması için davet ve irşad çalışmalarında bulundu.

Geçen Ramazan ayında gittiği umrede yaptığı dualarda, Rabbinden Gazze ve Kudüs için şehadeti dileyen ve yardım filosuna katılmadan önce rüyasında şehit olacağını gören Şehit Ali Haydar, ayeti kerimede işaret edilen Allah`a verdiği sözü tutan "O Erler"den oldu.

Güzel ahlakı ve yaşantısıyla herkes tarafından sevilen Diyarbakır`ın kanaat önderlerinden Şehit Ali Haydar Hoca, son yıllardaki ilmi araştırmalarında ve verdiği derslerde, Kur`an ve Sünnetin doğru anlaşılması, Müslümanların arasında birliğinin sağlanması ve Kudüs`ün özgürleştirilmesi için çalışılması gerektiği hususlarına çokça vurgu yapardı. Asrın Âlimlerinden olan Şehit Hasan El Benna`yı çok seven ve Onu kendisine örnek edinen Şehid Ali Haydar, Onun fikirlerini benimseyerek yaşamaya çalıştı ve Onun gibi şehit de oldu.

Kendisi için şu duayı vird edinmişti: "Allah`ım! Biliyorsun ki bu kalpler, senin sevgin üzere birleşti, sana itaat üzere bir araya geldi, senin davetin uğruna birlik oldu, senin dinine yardım etmek üzere anlaştı, Allah`ım o kalpleri, sönmeyen nurunla doldur, marifetinle dirilt, yolunda şehit olmakla şereflendir. Şüphesiz sen çok güzel bir dost, çok güzel bir yardımcısın."

Nihayet Şehidimizin, "Allah Yolunda Ölmek En Büyük Arzumuz" temennisi ve virdindeki "Yolunda şehit olmakla şereflendir" şeklindeki duası, ilk kıblemiz olan Mescidi Aksanın özgürlüğüne kavuşturulması mücadelesinde gerçekleşmiş oldu.

M. Salih Keskin - İLKHA