Bedr`i ve Uhud`u Anlamak
Bedir, küfürle ilk, varlık ve yokluk savaşı... Bedir`de baba oğul, kardeş kardeşe karşı...
Resulullah dua ediyor; “Allah’ım Bana yaptığın vaadini yerine getir. Allah’ım bu bir avuç insanı helak edersen bu yeryüzünde sana ibadet edecek insan kalmaz.” diyor. Ardından Allah’ın yardımı… Ve sayıca az topluluk sayıca çok olana galip... Birçok müşrik ölü ve birçoğu da esir.
Bedir Harbi’nde yediği darbeden nefsi yaralanıyor Kureyşin, intikam almak istiyor. Hind, Bedir`de babasini ve yakınlarını kaybetmiş, kalbinde iğrenç bir intikam duygusu... Kinine yeniliyor Kureyş ve yeni bir savaş kararı... Bedir de pek mühimsemedikleri Müslümanlardan boylarının ölçüsünü alınca, bu sefer daha büyük bir kuvvet hazırlar ve Medine`ye doğru ilerlemeye başlarlar.
Medine’de meclis kurulur mesele ayrıntılı olarak Ashabla görüşülür. Resulullah (s.a.s) düşmanı dışarıda karşılamayıp içerden savunmak görüşündedir. Fakat Bedir savaşına katılanlar hakkındaki övücü ayetlerin etkisinde kalan ve Bedr’e katılmamış gençler, düşmanın dışarıda karşılanmasından yanadırlar. “Dışarı çıkmazsak, korkaklığımıza hükmederler.” derler ve düşmanla meydan savaşı yapmak isterler. Hem de Bedir’den sayıca fazla olmalarından dolayı birazda mağrurdular. Sonra pişman olur bu gençler ve Resulullah’a (s.a.s) giderler;
-Ya Resulullah, Sana muhalefet ettik, Sen nasıl istersen öyle yap, derler. Resulullah onlara;
-“Bir Peygamber zırhını giydikten sonra çıkaramaz!” cevabını verir ve “Ben ne emredersem ona tabi olun, zafer bizimdir!” der. Ancak, savaş şeklinde yapılan muhalefetin aynısı savaş meydanında da yapılır. Okçular Tepesi terkedilir. Ardından harb alanında Hz. Hamza, Hz. Mus’ab ve daha onlarca güzide sahabe şehit edilir, en önemlisi ise Resulullah zarar görür.
Evet, belki de hepimiz bu iki savaşı harfi harfine biliyoruz. Bedir, 90’lara ne kadar da benziyor değil mi? Bir karar vermek zorunda kalıyor bölge Müslümanları ve ölüm kalım savaşı başlıyor. Resulullah’ın duası; “Allah’ım Müslümanlara yaptığın vaadini yerine getir. Allah’ım bu bir avuç insanı helak edersen belki de bu coğrafyada sana ibadet edecek insan kalmaz.” diye dillendirilir. Düşman, tekrar Müslümanları az ve bir gecede yok edilecek görüyordu. Ama yine sayıca az topluluk sayıca çok olana galip geldi Allah’ın yardımıyla.
Şimdiyse Bedir’den çıkmış, Uhud’un eşiğinde iki topluluk var. Bedirde darbe yiyenler her fırsatta kinlerini açığa vurmuş, Hind yine sahneye çıkmış: “Kötü şeyler olacak” diyordu. Onlar günü gelince saldırmak için hazırlık yapıyor ve Müslümanlar Resulullah’ın “savunma mı? Meydan mı?” seçenekleriyle karşı karşıya... Bedir zaferi ve Bedir’e nispeten sayıca çokluğun mağrurluğunu hissediyor gençlerimiz. Bedr’in zaferinin anahtarı sayıda değil mütevazı ve samimi topluluğa Allah’ın yardımındaydı oysa ki!
"Bu durumda biz de tabanı ve gençleri kontrolde zorlandığımızı belirtmek isteriz” diyerek çekincelerini dillendiriyor Resulullah’ın kardeşlerim dedikleri ve yine gençler, Uhud eteklerini gösteriyor. Oysa, zırh yine giyildi mi, çıkarmak mümkün olmayacak. Sabrı tavsiye edenlere Uhud alanını gösterenler; belki de yine Okçular Tepesi’nden inecek. Hamzalar, Mus’ablar ve daha onlarca güzide kaybedilecek. Ve yine en önemlisi her bir canın acısında canı yanacak İslam’ın…
Evet, yine bize, yani gençlere kaldı; muhalefet mi, itaat mi?
Saim Güzel / Batman – Yaş: 23
Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.
Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.