"Şehadet anlaşılmadan şehitlerin değeri anlaşılmaz"
İttihad-ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, şehadetin anlaşılmadan şehitlerin değerinin anlaşılamayacağını söyledi.
Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde Cami-Der tarafından düzenlenen "Şehitler Gecesi" programında konuşan İttihad-ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, şehadetin anlaşılmadan şehitlerin değerinin anlaşılamayacağına dikkat çekti.
Yoğun katılımın olduğu gözlenen program, İsmail Çevik'in okuduğu Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Şehitlerin hayatının anlatıldığı duygu dolu sinevizyon gösteriminin ardından Şanlıurfa Kardeşler İlahi Grubu şehadetle ilgili ilahi ve ezgiler seslendirdi.
Programa konuşmacı olarak katılan İttihad-ul Ulema Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, şehadetin anlam ve önemine dair bir konuşma yaptı.
Şehadetin anlaşılmadan şehitlerin değerlerinin de anlaşılamayacağını söyleyen Şenlik, "Bilirsiniz şehadetle ilgili çok ayetler vardır. Allah (c.c) şehitlerin mertebelerini ve şehitlerin faziletlerini anlatıyor. Çünkü şehadet anlaşılmadan şehitlerin değeri anlaşılmaz. Bundan dolayıdır ki şehadeti iyi anlamamız gerekiyor. Şehadet sadece o şehit olmuş gitmiş olanlar için mi yoksa hepimiz için arzulanan bir değer mi? Bir arzumu buna dikkat etmemiz gerekiyor. Allah şehitlerin mertebelerini anlatırken şöyle buyuruyor: 'Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse işte onlar Allah'ın kendilerine nimet verdiği Peygamberlerle sıddıklarla şehitlerle ve salihlerle beraber olacaklardır. Onlar ne güzel arkadaştırlar.' İşte şehadet öyle bir şeydir. Peygamber Efendimiz de bir Hadis-i Şerif'inde şöyle buyuruyor: 'Kıyamet gününde şehitler nurdan olan bir minber üzerinde gelirler. Onların başında nur gibi incilerle süslenmiş bir taç vardır." dedi.
"Halid Bin Velid son anına kadar şehadet bilinci ve aşkıyla yaşadı"
Halid Bin Velit'in hayatından kesitler aktaran Şenlik, "Halit, ölüm yatağında ve ölümün geldiğini anlıyor. Şehit olamadı diye üzüntüsünden çok derin ağlıyor. Kendine diyor, 'Şimdi Halit, deve inlemesi gibi inleyerek canını mı verecek.' O Halit ki nice savaşları kazanmıştı, nice kefereleri devirmişti. Saymışlar, Halit'in bedeninde 70 küsur darbe izleri var. Bir o kadarı da mızrak darbeleri bulunuyordu. Ama yinede Halit şehit olmamıştı. Savaş meydanında Allah onun eliyle zaferler tecelli etmiştir. Ama niye olmadığı için çok üzülüyormuş. Ölüm döşeğindeyken Müslümanlara 'Kılıcımı getirin.' diyor. Kılıcı getiriliyor, sıyırıyor, bakıyor ve gözyaşı döküyor. Bu bilekler seni ne kadar salladı. Ama sen bu bilekteyken şehadet bu ruha nasip olmadı. 'Ya Rab! Neden şehadeti bana nasip etmedin.' deyip ayağa kalkmak istiyor. Yanındakilere, 'Beni kaldırın ayağa.' diyor. Ayağa kalkıyor ve ayaktayken Halit can veriyor. Sanki meydanda ve sanki savaş meydanında can veriyor. Biz, inanıyoruz ki Allah ona şehadet 'in ecrini tam vermiştir. Halit şehittir. Çünkü ruhunun son anına kadar o bilinçle o aşkla bunu yaşamıştır. Allah Halit'e verdiği o aşkı, o heyecanı ve o kahramanı bize de nasip etsin." ifadelerini kullandı.
"Emperyalistler sınırları kendileri için değil bizim için çizdiler"
Şenlik, "Bizim dört tarafımızda Müslümanlar katlediliyor. Müslümanlar ne zaman kendi coğrafyasını bilecek ve tek ümmet olduğunu anlayacak. Müslümanların ayrısı yok, hepimiz tek bir ümmetiz. Bunlar emperyalistin aramıza koyduğu sınırlardır. Bizi, içine koyduğu kümeslerdir. Bizleri açık zindanlara koymuşlar. Bizim ayrı devletimiz, sınırlarımız, bayrağımız, tarihimiz, maliye ve devlet sistemimiz var. İslam'da devlet diye bir şey yoktur. İslam'da ümmet vardır. Bütün Müslümanlar tek ümmettir. Doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine kadar bu üç kıtaya ayrılmış olan Müslüman coğrafyanın hepsi tek ümmettir. Bizi bölenler emperyalistlerdir. Onlar bizleri ayrı ayrı yerlere koydular. Bize dediler ki 'Sen bu sınırın dışına çıkamazsın, sen buradan sorumlusun.' Ama kendisi giriyor. Amerika, dünyanın öbür ucundan gelip Suriye'ye giriyor. Rusya, üstümüzden Suriye'ye geçiyor. Ama bize, 'Sen giremiyorsun.' diyorlar. Burada anlaşılan bu sınırları bizim için koymuşlar, kendileri için değil. Onlar için böyle bir sorun yok çünkü güçlüdürler, dünyanın firavunlarıdırlar. İnşallah o eski dönemlerin firavunları nasıl gittilerse bunlarda gideceklerdir." şeklinde konuştu.
Şanlıurfa Kardeşler İlahi Grubu tarafından seslendirilen ilahi ve ezgilerin ardından program İsmail Çevik'in yaptığı dua ile son buldu. (Sabri Acet - İLKHA)