`Cezaevlerindeki Zulümler Yazılsa Roman Olur`
Mazlum - Der Cezaevleri Çalışma Grubu tarafından düzenlenen Cezaevi Söyleşileri`ne katılan müebbet hapse mahkum edilen Can Özbilen`in babası Suphi Özbilen, mahkumların ve mahkum yakınlarının yaşadıkları eziyetlere dikkat çekerek, "Yaşadıklarımızı, gördüğümüz eziyetleri yazsak roman olur" dedi.
İSTANBUL - Mazlum - Der Cezaevleri Çalışma Grubu tarafından organize edilen Cezaevi Söyleşileri`nin 3.`süne anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs iddiasıyla müebbet hapse mahkum edilen Can Özbilen`in babası Suphi Özbilen konuk oldu.
Mazlum - Der İstanbul Şube Başkan Yardımcısı ve Cezaevleri Çalışma Grubu Başkanı Av. Kaya Kartal`ın açılış konuşması ile başlayan programda Suphi Özbilen 20 yıldır cezaevinde olan oğlunu ziyaretleri sırasında yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Av. Kaya Kartal, 1993 yılında işadamı Jack Kamhi`ye suikast düzenlemekle suçlanan Can Özbilen ve arkadaşlarının eyleminin Yargıtay tarafından adli bir eylem olarak değil, devleti ve anayasal düzeni yıkmaya teşebbüs eylemi olarak değerlendirildiğini belirtti. F tiplerinin ortaya çıkmasıyla tecrit sürecinin başladığı ve cezaevlerindeki sorunların arttığını söyleyen Kartal, cezalandırma politikalarının insan onuruna aykırı olduğunu ve başlı başına bir işkence aletine dönüştüğünü, haksızlıklara direnen ve itiraz edenlerin ise ceza içinde ceza çektiklerini ifade etti.
Eziyetleri Yazsak Roman Olur
Can Özbilen`in babası Suphi Özbilen konuşmasında oğlu Can`ın adil bir yargılama yapılmadan 1993 yılında idama mahkum edildiğini, 1998 yılında da müebbet hapse mahkum edildiğini söyledi. Cezaevi ziyaretleri sırasında büyük sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Özbilen, "Yaşadıklarımızı, gördüğümüz eziyetleri yazsak roman olur. Ziyaretlerde yağmurda, karda kapıdaki görevlilerin keyfiyetine göre saatlerce bekletildik. Çocuğumuza götürdüğümüz çarşafı bile rengi gardiyanın gömleği ile aynı renk, gömlek yapıp kaçar bahanesiyle almadılar. Yumurta, reçel, börek ne götürürsek temiz olmayan elleriyle yiyecekleri kontrol edip yenmeyecek duruma getirdiler. Yine arama adı altında çocuklarımızın kıyafetlerini, kitaplarını kasatura ile parçaladılar" dedi.
Can Özbilen`in babası Suphi Özbilen konuşmasında oğlu Can`ın adil bir yargılama yapılmadan 1993 yılında idama mahkum edildiğini, 1998 yılında da müebbet hapse mahkum edildiğini söyledi. Cezaevi ziyaretleri sırasında büyük sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Özbilen, "Yaşadıklarımızı, gördüğümüz eziyetleri yazsak roman olur. Ziyaretlerde yağmurda, karda kapıdaki görevlilerin keyfiyetine göre saatlerce bekletildik. Çocuğumuza götürdüğümüz çarşafı bile rengi gardiyanın gömleği ile aynı renk, gömlek yapıp kaçar bahanesiyle almadılar. Yumurta, reçel, börek ne götürürsek temiz olmayan elleriyle yiyecekleri kontrol edip yenmeyecek duruma getirdiler. Yine arama adı altında çocuklarımızın kıyafetlerini, kitaplarını kasatura ile parçaladılar" dedi.
Bu Ülkede Direnmek Kolay Değil
Suphi Özbilen mahkumların haksızlıklara karşı ses çıkartmamalarının beklendiğini, bunun karşılığında da ancak hakları olan şeylere sahip olabildiklerini ifade ederek, "Bu ülkede direnmek kolay değil. Biz ziyaret öncesi yaşadığımız sıkıntıları üzülmesinler diye çocuklarımıza anlatmıyoruz ve biliyoruz ki, onlar da içerde yaşadıklarını bize anlatmıyorlar" dedi.
Suphi Özbilen mahkumların haksızlıklara karşı ses çıkartmamalarının beklendiğini, bunun karşılığında da ancak hakları olan şeylere sahip olabildiklerini ifade ederek, "Bu ülkede direnmek kolay değil. Biz ziyaret öncesi yaşadığımız sıkıntıları üzülmesinler diye çocuklarımıza anlatmıyoruz ve biliyoruz ki, onlar da içerde yaşadıklarını bize anlatmıyorlar" dedi.
Özbilen konuşmasının devamında "Bizim şu an tek ümidimiz 28 şubat yargı kararlarının iptal edilmesi. Mazlum - Der`in başlattığı `28 Şubat Yargı Kararları İptal Edilsin` imza kampanyasına destek verin" dedi.
(Abdusselam Güneş - İLKHA)