Üç Silahşörlerin Sonu
Bir köşeyi Emre Uslu ile beraber hazırlardı. Halen (bu yazıyı hazırladığım zamana kadar) Samanyolu Haberde program yapıyor.
Hüseyin Kaya / haber - yorum / doğruhaber
Önder Aytaç ismini hatırlarsınız.
Taraf Gazetesinin eski yazarlarındandı.
Bir köşeyi Emre Uslu ile beraber hazırlardı. Halen (bu yazıyı hazırladığım zamana kadar) Samanyolu Haberde program yapıyor.
Emre Uslu ile beraber “The Cemaat”in derin kanadının tetikçileri olduklarına dair ciddi iddialar var.
İkisi de polis kökenli, ikisinin de Amerika’da çok zamanı geçmiş.
Sanırım Emre Uslu halen oralarda.
Bu arada aynı takımdan olan Mehmet Baransu’nun da yolu düşmüş oralara.
“Birileri” yollarını kesiştirdi mi bilmem; ama yazıları birbirini destekleyecek nitelikte genellikle.
Üçü de hükümeti eleştiriyor ve üçü de keskin bir şekilde Hakan Fidan’a karşı.
Önder Aytaç diğerlerine göre son derece ağzı bozuk biri.
Saygı Öztürk’le yaptığı bir televizyon programında şunları söylemişti:
“Herkes biliyor ki zaten bunu. 15 km ilerdeki dağdan, adam döner yemek istiyor. Dönerini yiyip gidiyor, bunu da herkes biliyor. Ben de bunu söylemek istiyorum. Ve bu “ağzına tükürdüğüm” diyeceğim şimdi kusura bakmayın; ama oradaki devletin güvenlik güçleri bilmiyor mu bunu.”
Taraf Gazetesindeki yazılarına son verilince “Taraf beni piç gibi ortada bıraktı” diye yazmıştı.
Son yazılarının birinde Erdoğan’a Sokak ağzıyla küfür etti.
Eleştiriler karşısında geri adım attı ve “Ellerim klavyeye büyük geldi, sehven oldu” türünden şeyler yazdı.
Ama olan oldu bir kere.
Polis akademisindeki görevine son verildi. Yani daha açık ifadeyle kovuldu.
Dostları ona destek verdi tabii.
“Dostları kim?” diye mi soruyorsunuz?
Az önce söylediğim gibi: Emre Uslu ile Mehmet Baransu.
Önder Aytaç ile beraber “Üç silahşörler” işte! Emre Uslu, başbakanın öfkesinden söz etti ve bunu “Sır küpü Berlin’den eli boş döndüğü için” şeklinde özetledi.
“Sır küpü” bildiğiniz gibi MİT müsteşarı Hakan Fidan’dır.
Baransu ise Önder Aytaç’ı eleştiren Star yazarı Elif Çakır’ı diline doladı ve “Fatih Çekirge’yi teknesindeki doğum günü partisine davet eden başörtülü yazarımız henüz konuşmadı” şeklinde bir mesaj verdi.
Oysa aynı Baransu geçen sene şunları yazmıştı: “Elif’le konuştum. Partiyi arkadaşları organize etmiş ve kimin katılacağından haberdar değilmiş. Bu notu düştüm, çünkü yazacaklarımın Çakır’la bir ilgisi yok.”
Baransu, üç topsakallı, üç silahşörlerden Aytaç’ı koruma ve kollama derdindeyken daha önce yazdıklarını hatırlamadı tabii.
Ve geldik sona doğru.
Emre Uslu, dönmeye korkuyor.
Pkk “karakollara saldıracak” diyor, Pkk karakollara saldırmaya başlıyor.
“Bombalar patlayacak” diyor, bombalar patlıyor.
“Pkk okullara saldıracak” diyor, Pkk okullara saldırıyor.
Eğer bu sadece istihbarat ise neden “önleyici istihbarat”a dönüşmüyor?
Bunlar istihbarat değil de talimat olarak anlaşılabilir mi?
“Sır küpü”nün elinde bu konuda bir bilgi olabilir mi?
Emre Uslu, bundan dolayı mı dönemiyor?
Önder Aytaç, ortada kaldı ve ipliği pazara çıkmak üzere.
Denizde boğulan yılana sarılırmış.
Bakın Ulusalcı Önkibar şunları yazdı:
“Malum pazartesi akşamları Ulusal Kanal’da program yapıyorum. Geçen gün kanalın bulunduğu Ankara’daki binadan içeri girerken danışmadaki gençlerden biri “Önder Aytaç bir süre önce buraya geldi” demez mi?
“Olamaz” dedim. Araştırdım, doğruydu.
Peki Önder Aytaç o binaya niye mi gitmiş?
Tayyip Erdoğan’ı şikâyet etmek için!”
Mehmet Baransu, en büyük destekçisi Ahmet Altan, gazete yazarlarıyla problem yaşarken rahat rahat çalışamaz.
“Sır küpü” boş durmuyor.
Yakında “üç silahşörlerin sonu”nu izlemeye başlarsanız sakın şaşırmayın.