Kılıç, Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin 2012-2013 akademik yılı açılış törenine katıldı. Burada konuşan Kılıç, üniversitelerin demokrasiye sağladığı katkının önemine vurgu yaptı. Daha önce hazırladığı metin üzerinden konuşan Kılıç, konuşmasını metinden okumasının sebebini ise esprili bir dille açıkladı. Kılıç, konuşmalarda bazen kendilerini tutamadıkları ve frenleyemedikleri için iletişim kazalarının yaşandığını aktardı.

Üniversitelerde demokratik bir ortamın oluşmasının önemli olduğunu belirten Kılıç, “Türkiye yasama, yürütme ve yargı organlarının ideolojik vesayete ağlarının baskısı altında büyük travmalar geçirerek savrula savrula bugünlere kadar geldi.” ifadesini kullandı. Bu sürecin en ağır faturalarını ise üniversitelerin ödediğini söyleyen Kılıç, sözlerine şöyle devam etti: “Nasıl olmasın ki geriye dönüp baktığımızda 1980 darbesine kadar terörün esir aldığı üniversiteler ideolojilerin hesaplaşma ve birbirini yok etme mekânları haline geldi. Terör nedeniyle tanışamaz, görüşemez ve birbirimiz dinleyemez olmuştuk. Farklı düşüncelerle yan yana gelemedik. Sonuçta ne gençliğimizin ne de üniversiteli olmanın tadına varamadık. Okuduğumuz bilimin tadıyla bile yeterince tanışamadık.”

Darbe sonrası ise üniversitelerin hizaya çekildiği, farklı düşüncelerin, inançların kökünün kazılması gerektiği düşüncesinin hâkim olduğu bir döneme girdiğini anlatan Kılıç, şunları söyledi: “Ve asıl suçlu tespit edildi: Devlet, üniversitelerde anayasal düzen bakımından en tehlikeli bulduğu kılık kıyafet sorununu rejim sorunu yapmaktan çekinmedi. Engellenen eğitim hakkı, ifade özgürlüğü, dini inanç ve kanaat özgürlüğü gibi en temel insan hakları yok edilerek, insanlık onuru tarihinin en utanç verici işkencesiyle karşı karşıya bırakıldı. Geride bıraktığımız bu karanlık tünelin bir daha yaşanmaması, yürek taşıyan herkesin dileği olmalıdır. İdeolojik vesayeti tahkir etmek üzere insan onuruyla oynayanlar, tarihin hiçbir döneminde kazanan taraf olmamıştır. Baskıcı dayatmacı çoğulculuğu ret eden anlayışlar, yaratılanların en şereflisi insandır ilkesiyle sürekli kavga halinde olmuştur.”

İlginin ancak özgür bir ortamda üretilebileceğini savunan Kılıç, üniversite öğretiminin amacının özgür ve onurlu bireyler oluşturmak olduğunu söyledi. Kılıç, “Üniversitelerde çift kişilikli bireylerin yetiştiren bir toplumun geleceği yok edilmektedir. Unutmamalıyız ki demokratik düzen deyince kendine güvenen risk alan, suslu ve uslu değil sorgulamayı görev kabul eden onurlu insanların yaşadığı ülkeler akla gelir.” ifadelerini kullandı.

56. akademik dönemin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak ise Erzurum’un bin yıllık bir eğitim geçmişi olduğunu hatırlattı. Koçak, “Kendi değerlerini üreterek bu değerler doğrultusunda gelişen üniversitemiz, ürettiği düşünce ve kullandığı ortak akılla ulaştığı noktada yarım asırlık bir bilim tarihinin en etkin kurumlarından biri konumuna gelmiştir.” dedi.

Üniversitelerin demokrasi ve özgürlüklerin yuvası olduğuna vurgu yapan Koçak, “Uzun ve acı dolu mücadeleler sonucu elde edilen temel hak ve özgürlüklerin, tehdit kavramıyla şekillenen güvenlik kaygılarıyla sınırlandırmaya ve hatta ortadan kaldırılmaya çalışıldığı günümüzde, bilim yuvası olan üniversitelerin, daha çok demokrasi ve daha çok özgürlük çağrısında bulunmalarının zamanıdır.” şeklinde konuştu.

Üniversitelerin varlığının çeşitli bilimsel göstergeleri olduğunu kaydeden Koçak, bunların daha yüksek bir noktada olmasında öğretim üyelerinin önemli bir yeri olduğunu dile getirdi. Koçak, bir dünya üniversitesi olmalarına ivme kazandıran 390 profesör, 305 doçent, 602 yardımcı doçent ve yeni akademik kadroların katılımıyla sayıları 2 bin 500’e yaklaşan üniversite akademik personeline teşekkürlerini sundu. Koçak, üniversitelerinin bünyesinde 20 fakülte, 4 yüksek okul, 12 meslek yüksekokulu, 7 enstitü ve 21 araştırma uygulama merkezi bulunduğunu söyledi.

Atatürk Üniversitesi’nin milli ve manevi hasletlere sahip; yerel ve küresel konulara duyarlı; dünya gündemini takip eden, ülkenin ve insanlığın kültürel bilgi birikimine katkıda bulunduğunu ifade eden Koçak, sözlerini şöyle tamamladı: “Üniversitemiz sistematik düşünce yetisine sahip, bilimsel teknolojik, evrensel düşünce ve değerleri destekleyen bir kurumdur.”

Törende konuşan Vali Sebahattin Öztürk de Erzurum’un eğitimde tarihi bir önemi olduğunu ifade etti. Öztürk, “Yakutiye Medresesi’nden bu yana şehrimiz, bin yıldır eğitim hizmeti veriyor.” diye belirtti. Öztürk, AÜ’nün dünyada da söz sahibi olan bir üniversite olmak için gerekli adımları attığını hatırlattı. Törende öğrenciler adına Murat Kasap, konuşma yaptı. Tören sonunda Rektör Koçak, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç`a el dokuma bir halı hediye etti.