• DOLAR 34.547
  • EURO 36.015
  • ALTIN 3005.461
  • ...
Hastalıklarının adı da tedavisi de yok
Google News'te Doğruhaber'e abone olun.  Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Son yüzyılda tıp biliminin hızla ilerlemesine rağmen günümüzde halen birçok hastalığın tedavisi bulunamıyor. Adı da tedavisi de bulunamayan hastalıklara yakalanan insanlar, bazen bir ömür boyu bu hastalıkların pençesinde yaşam mücadelesi veriyorlar.

Mardin'in Kızıltepe ilçesi Mezopotamya Mahallesi'nde ikamet eden Enver ve Şükran çiftinin 13 yaşındaki Büşra ve 5 yaşındaki Ahmet adlı çocukları, adı bile konulmamış hastalıkla mücadele ediyorlar.

Hastalıkları nedeniyle çocuklar yürüyemiyor, konuşamıyor, oturamıyor ve yemek yiyemiyorlar. Çok az uyuyan çocuklar, mama ile beslenmek zorunda kalıyorlar.

Mardin, Diyarbakır ve Ankara'da hastane hastane dolaşarak şifa arayan aile, doktorların hastalığı teşhis edemeyip tedavi edememeleri üzerine evlerine geri dönmek zorunda kaldı.

Gözyaşları içerisinde çocukları için yardım isteyen anne Şükran Doğan, dayanacak güçlerinin kalmadığını dile getirerek, "13 yıldır ne çektiğimi bir ben bir de Allah bilir. Bir anne olarak, anne şefkatiyle sesleniyorum: Allah rızası için bize sahip çıkın." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen çaresiz baba Enver Doğan da "Bir hastalık varsa muhakkak bir tedavisi de vardır. Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum: Lütfen bize yardım edin." dedi.

"Gitmediğim hastanede kalmadı ama hastalıklarına teşhis konulamadı"

Çocuklarının hastalığının doğumlarından 6 ay sonra başladığını aktaran Baba Doğan, şunları söyledi:

"Kızım Büşra 13, oğlum Ahmet ise 5 yaşındadır. Doğumdan 6 ay sonra hastalıkları belirleyince Mardin Devlet Hastanesine daha sonra Diyarbakır Dicle Üniversitesine gittik. Ancak hastalıklarına herhangi bir tanı konulmadı. En son Ankara'daki Dr. Sami Ulus Kadın Doğum, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdüm. Orada 6-7 ay tedavileri yapıldı, ama yine herhangi bir tanı konulmadı. Çocuklarım oturamıyor, konuşamıyor, yürüyemiyor, çiğneme kabiliyetleri bile yok. Yutkunma bile zor oluyor. Biberonla verdiğimiz mama ağızlarından akıyor. Diyarbakır'daki bir profesör tetkiklerine baktığında 'Bu çocukları gözlerimle görmesem benden daha sağlıklı diyeceğim' dedi. Çünkü tetkiklerde hiçbir şey görünmüyordu. Ankara'daki Dr. Sami Ulus Hastanesine 'hastalıklarına teşhis konulmuyor' dediler. Onları alıp eve getirdik. Artık tıbben ümidimizi kestik çünkü götürmediğim doktor, hastane kalmadı. En son şifalı bitkileri denedik, aldığım bakıcılık maaşları hemen hepsini ilaçlara veriyorum ama hiçbir faydasını göremiyorum. En azından çocuklarımın rahatsızlıklarına bir tanı konulsa bir tedavi şekli olsa bu kadar tıbbın ilerlenmesine rağmen bu çocuklarının rahatsızlığına teşhis konulmaması artık biz de ne yapacağımızı bilemiyoruz. Bir baba olarak gerçekten zor bir durumdayım. Elimden geleni yaptığımı düşünüyorum. Şu an elimizden gelen sadece dua etmek."

"Tek isteğim çocuklarımın tedavisinin yapılması"

Çocuklarının hastalığının teşhisi ve tedavisi için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım talebinde bulunan Baba Doğan, "Bu hastalığın teşhisini bilen bir doktor varsa ve tedavileri yapılabilecekse yardımlarını bekliyoruz. İlk önce tanı konulmadığı için raporlarını da alamıyorduk birkaç yıl böyle geçti sonra raporları çıktı. Ben para ya da başka bir şey istemiyorum tek isteğim çocuklarımın tedavisinin yapılması ve iyileşmeleridir. Cumhurbaşkanımızın muhakkak tanıdığı doktorlar vardır. Çocuklarımızın tedavisi için bize yönlendirirse çok seviniriz. Bir hastalık varsa muhakkak bir tedavisi de vardır. Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum: Birçok hastaya sahip çıktığını haberlerde gördük. Yurt içi ya da yurt dışında olsun çocuklarımın tedavileri için bizlere yardımcı olmalarını istiyorum. Allah rızası için ellerinden geleni yapmalarını istiyorum." ifadelerini kullandı.

"Çocuklarımın hastalıkları ile uğraşırken ayağımda kapanmayan bir yara açıldı"

Çocuklarının tedavisi için Ankara'ya yerleştiğini ve bir çikolata fabrikasında gece çalıştığını aktaran Baba Doğan, gündüz ise çocuklarının tedavisinin yapılması için hastane hastane dolaştığını belirtti.

Doğan, "Akşam 7'den sabah 7'ye kadar çalışıyordum. Eve geldiğim gibi çocuklarımı alıp hastalıklarının teşhisi ve tedavilerinin yapılması için hastane hastane geziyorduk. O arada 5 gün hiç yatmadım ve istirahat etmediğim için sol ayağım birden kapkara oldu. Çocukları bırakıp kendi derdime düştüm. Bütün üniversite hastanelerine gittim ayağıma bir teşhis koyamadılar. İlk önce damar tıkanıklığı var dediler ilaçla damarımı açtılar ama şişme devam etti ve yaraya dönüştü. Niçin böyle karardığına bir anlam veremediklerini söylediler. En son Ankara Numune Hastanesinde kronik bölümüne gittim orada beni yatırdılar ayağımdaki ölü deriyi aldılar. 3 ay orada yatırıldım ve 5-6 ay tedavi gördüm. Parça yapıştırmaya çalıştılar ama tutmadı. Bir sürü ameliyat geçirdim. Doktorlar damarlarının çalıştığını bu yaranın neden iyileşmediğine kendilerinin de bir anlam veremediklerini söylediler. GATA hastanesine bile gittim, onlar da bir şey anlamadılar. İyileşemedim çocuklarımı aldım tekrar Mardin'e yerleştik. Şu an sürekli tedavim için Mardin Devlet Hastanesine gidiyorum. Birkaç defa ameliyat oldum, kök hücre nakli yaptılar. En son damarı da yaktılar ama yara kapanmıyor ve iyileşmiyor. Hem çocuklarımın rahatsızlığı hem de ayağımın bu şekilde olmasından dolayı bayağı sıkıntı yaşıyoruz." diye konuştu.

"Bir anne olarak sesleniyorum: Lütfen çocuklarımıza sahip çıkın"

Çocuklarının bakımından rahatsız olmadığını ama onların acı çektiğini görünce yüreğinin dayanmadığını söyleyen anne Şükran Doğan da çocuklarının her şeyi anladığını, zihin olarak bir sorunlarının olmadığını, bu yüzden de daha çok açı çektiklerini ve dayanacak güçlerinin kalmadığını söylüyor.

Anne Doğan, "Çocuklarımın hafızası yerinde her şeyi anlayıp kavrıyorlar ama konuşamıyorlar. El ve ayakları tutmuyor. Biz anne baba olarak; elimizden geleni yapmaya çalıştık ama hastalıklarına teşhis konulamadı. Bu Allah'ın bir imtihanıdır, sürekli onlara dua ediyorum. Allah'tan (Celle Celaluhu) hiçbir zaman umudumuzu kesmiyoruz. Çünkü şifayı veren odur. Geceleri uyuyamıyorlar, ben de öyle uykusuz kalıyorum. Büşra 5 yaşına kadar ne o ne ben hiç uyuyamıyorduk. Sürekli ağlıyordu, onu gezdiriyordum. 13 yıldır ne çektiğimi bir ben birde Allah bilir. Bir anne olarak, anne şefkatiyle Cumhurbaşkanın eşi Emine Hanım'a sesleniyorum: Çocuklarıma sahip çıksınlar. Hastalıklarının teşhisi ve tedavileri için bize yardımcı olsunlar. Allah rızası için bana yardımcı olsunlar. Rica ediyorum, lütfen bir çare bulunsun. Biz ağzı dualıyız, sürekli dua ediyoruz, sabrediyoruz. Ama eğer bir çare varsa ve ben ulaşamıyorsam Allah rızası için beni ulaştırın." dedi. (M. Salih Keskin, Mehmet Aslan – İLKHA)

































Haberin Videosunu İzlemek İçin Tıklayınız

Bu haberler de ilginizi çekebilir