AK Parti İzmir adayının “İzmir’in şarabını dünya markası kılacağız” sözleri kamuoyunda sıklıkla tartışılmıştı.

Muhafazakâr bir partinin adayı bu cümleleri nasıl kullanır denmişti ki CHP İstanbul’da HDP’ye oldukça yakın adaylarla karşı hamlede bulundu.

Öyle ya CHP demek Dersim demek, Zilan demekti… Kürt yoktur dayatması CHP’den kalma bir mirastı.

Sonra Iğdır’da eski CHP’li aday AK Parti’ye geçti. Bazı bölgelerde HDP’nin İYİ Partililere bile oy vereceği konuşuluyor.

Öyle ki “siyasetin çivisi çıktı diyenlere” el hak haklısın demekten başka yol kalmadı.

Ama sıkı durun asıl çivi bu haberde.

HEM KOMÜNİST HEM BAŞÖRTÜLÜ!

31 Mart seçimlerine hazırlanan TKP(Türkiye Komünist Partisi) başörtülü bir adayla seçime hazırlanıyor.

Komünist Partinin Başörtülü adayı Fatma Akın İstanbul/Güngören’de seçimi kazanmak için yarışıyor.

Fatma Akın’ın başörtülü olması elbette bir komünistin kabul edebileceği bir şey değildi. Nitekim TKP yaptığı açıklamada "Yoldaşımız 'türbanlı' olduğu için belediye başkan adayımız olmadı. Yoldaşımız, dindar bir aday olarak değil komünist bir işçi olarak seçimlere giriyor" denildi.

Evet yoldaş Fatma’nın bizden görünen bir başörtüsü, fakat bizden olmayan bir komünist zihniyet tasavvuru var.

Sanırım Komünizmin Allah’a ve İslam’a bakışını anlatmaya gerek yok. Hülasa ilginç bir seçim süreci yaşıyoruz.

Muhafazakar parti adayı şarap üzerinden, seküler laikçi partiler dindarlık üzerinden oy arttırma derdinde ya yarın milliyetçi bir aday “Bıji Serok Apo” Kürtçü bir aday “Bozkurtlara selam olsun” diye slogan atsa şaşmayın.