Sınıf Ne Kadar Önemli?
Eğitim-öğretim, toplu bir etkinliktir. Okulumuz, sınıfımız, başarımızda pay sahibidir.
Eğitim-öğretim, toplu bir etkinliktir. Okulumuz, sınıfımız, başarımızda pay sahibidir.
“Sınıf seçimi” Türkiye’nin eğitim koşullarında hala lükstür.
İdareler, ya uygun kriterler geliştirmediklerinden ya da yeterli imkana sahip olmadıklarından sınıfları öğrencilerin başarı düzeyini artıracak bir düzen içinde geliştiremiyorlar. Dolayısıyla çoğu zaman “bizim için yapılan seçim” “bize uygun seçim” olmuyor.
Genel anlamda da “belirlenene rıza gözterme” alışkanlığı bulunduğundan bize uygun olmayan bir seçim içinde bize uyan bir başarı peşinde koşuyoruz. Oysa imkanları “1. Araştırmak 2. Kıyaslamak 3. İmkanlar arasında tercih yapmak 4. Zorlamak” başarı için gereklidir.
Bulunana razı olmak, uyuşukluk, tembellik ve dolayısıyla bereketsizlik getirir.
Bize uygun sınıf, bize uygun koşullar içerisinde başarı düzeyimizi en iyi noktaya çıkaracak sınıftır.
Başarı düseyimiz ne olursa olsun,
1. Bizi olduğumuz yerde bırakan
2. Bize yüklenmemiz gerekmeyen bir yük yükleyen sınıf, bizim için “uygun” sınıf değildir.
Örneğin, sınıfın durumu, bizi bir saat çalışarak en iyi başarıyı yakalayacağımız bir derste iki saat çalışmak zorunda bırakıyorsa o sınıf bize uygun sayılmaz.
Bizim için “hiç olmayacak” sınıflar ise
1. Başarı düzeyimizin çok üzerinde olan sınıflar
2. Başarı düzeyimizin çok altında olan sınıflar
3. Aşırı gürültülü sınıflar
4. Öğrenmek için değil,, sözde kişilik ispatı veya dersi boş geçirmek için öğretmenle tartışan sınıflar.
5. Sabah derslerine sürekli geç gelen sınıflardır.
Bu maddelerin her biri, çok önemlidir. Ama özellikle gürültülü sınıflar, öğrenci başarısının düşmanıdır.
Gürültülü bir ortamda çalışmak, başarıyı kesinlikle olumsuz etkilediği gibi gürültülü bir sınıfta olmak da başarıyı kesinlikle olumsuz etkiler.
Gürültü, kesinlikle çözüm getirilmesi gereken bir sorundur: Arkadaşlarını güzellikle uyarı, öğretmen - idare nezdinde girişim, veli düzeyinde girişim… Hiçbiri çözüm değilse, sınıf değişikliği zorunludur.
Bilinenin aksine aşırı sessizlik de başarı için uygun bir ortam değildir. Aşırı sessizlik, dalgınlığa, iç dünyada sınıftan uzaklaşmaya, ayrıntıların kaçırılmasına yol açar.
Öğretmen veya öğrencilerin dersle ilgili soru ve esprileri, dersle ilgili olmasa da sınıfı toparlayacak soru ve esprileri sınıftaki tekdüze havayı bozması açısından yararlıdır. “Zamanın amacı dışında kullanıldığı” gerekçesiyle buna engel olmak, sınıfın başarısına zarar verir.
“Lider öğrencilik”, çağın eğitiminde artık önemli bir kavramdır. (Eskiden medreselerde öğrencilerin iç düzeni tamamen bu öğrenicilere bırakılırdı.)
Kendi başarımıza odaklanmaktansa sınıf başarısına odaklansak hem kendi başarımızı artırır hem sınıfın başarısını artırırız.
Sınıfın, (veya okul temsilciliği kurumu da geliştidiğinden) okulun karar mekanizmalarında yer almak hep şikayetçi konumunda olmaktan daha yararlı olabilir.
Sınıf düzeninden şikayet eden değil, sınıfın düzenini sağlayan bir öğrenci olmak her zaman daha iyi bir tercihtir.
Sınıfla başarı düzeyimiz arasında uçurum yoksa sınıf değişikliği talebinde bulunmak son çaredir.
Allah (cc) yardımcınız olsun…
Abdulkadir Turan / Rehberlik / Doğruhaber