• DOLAR 34.464
  • EURO 36.334
  • ALTIN 2931.061
  • ...
Balyozcuları İstanbul Barosu Yaktı!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mahkeme, 365 Balyoz sanığından sadece 29`una iyi hal indirimi yaptı. Üst sınırdan mahkum olmasalardı toplam 815 yıl daha az hapis cezası alacaklardı. Gözler mahkemeye yönelik tehdit içeren sözler sarf eden avukatlara ve duruşmayı basan İstanbul Barosu’na çevrildi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz davasında kararını açıkladı. 365 sanıktan 325`ine mahkumiyet kararı verdi. Mahkum olan sanıklardan sadece 29 kişi için iyi hal indirimi yapan mahkeme, 296 sanık için ise iyi hal indirimine gitmeyip üst sınırdan ceza verdi. Üst sınırdan ceza alan mahkumlar, indirim yapılması halinde toplam 815 yıl daha az hapis cezası alacaklardı. Bu gelişme mahkemenin iyi hal indirimi uygulamasında neyin etkili olduğu tartışmasını başlattı.

Gözler sanıkların savunma sırasında mahkemeye yönelik tehdit içeren sözleri ve tartışmalı uygulamalarıyla davayı kilitleyen İstanbul Barosu`na çevrildi. Bazı hukukçular iyi hal indirimine gidilmemesinde İstanbul Barosu`nun tavrının etkili olduğunu belirtirken, bazı hukukçular bu görüşe karşı çıktı.

İşte hukukçuların görüşleri:

SERGİLENEN TAVIR HUKUKİ DEĞİLDİ

Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap: Avukatlık mesleği müvekkillini her halde savunmayı gerektiriyor. Ancak başta sanık avukatları ve İstanbul Barosu, Balyoz davası sanıklarının etkin savunmaları dışında kamuoyuna mesaj verme kaygısıyla hareket etti. İstanbul Barosu’nun da bu duruma iştirak etmesiyle mahkemeye karşı sergilenen bu durum aleyhlerine işledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) göre sanıklara müdafi tayin etmemek adil yargılama hakkını ihlal sayılıyor. Ancak görevli avukatın sanıkları savunmaması adli yargılama ihlaline girmiyor.

HAKİMLER TAKDİR YETKİSİNİ KULLANDI

Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Adnan Küçük: Balyoz davasında olduğu gibi yargıyı rencide edecek veya sıkıntıya sokacak tavırlar mahkeme kararlarını muhakkak etkiler. Balyoz davası hem siyasi hem hukuki yönü olan bir dava. Hatta siyasi yönü daha ön plana çıkmış, kamuoyuna mesajlar vermeye müsait bir dava. Ancak netice itibariyle bir yargılama yapıldığı için avukat göndermemek, savunma yapmamak ve hastaneye kaçmak gibi şaibeli ve tepki doğuran davranışlar kararları etkiliyor. Hakimler bu konuda takdir yetkilerini kullandılar.

MAHKEMENİN DİKKATİNİ ÇEKTİ

Ceza Avukatı Seffan Kılınç: İyi hal indirimi kişilerin mahkemede sergilemiş olduğu tutuma göre belirlenir. Ceza kanununda mutlaka iyi hal indirimi olacak diye bir durum söz konusu değildir. İstanbul Barosu`nun avukat göndermemesi, yargılama yapılırken salona girmesi ve sanıkların yanına oturması bu kararda etkili olmuştur. Baro hukuka aykırı bir şekilde hareket etmiştir. Baro tamamen olayı sabote etmeye yönelik çalıştı. Bu da mahkemenin dikkatini çekti.

DAVA TIKANDI BÜYÜK SIKINTI ÇEKİLDİ

Bursa Barosu Başkanı Av. Zekeriya Birkan:
İyi hal indiriminde sanığın mahkemeye karşı samimi itirafları, onlarla işbirliği yapıp yapmamaları, mahkemeyi alaya alıp almamaları etkilidir. Zaten bu dava çok sıkıntılı geçti. İstanbul Barosu avukat göndermedi, dava tıkandı, sonra büyük sıkıntılar çekildi. Sanıklar duruşmalardan men edildi. Bunlar kararda önemlidir ve gerekçesinde bunu belirtecektir.

HEYETE YAPMADIKLARINI BIRAKMADILAR

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Av. Sinan Kılıçkaya: Yargılama sırasında sanıkların büyük çoğunluğu mahkemenin yargılama yetkisini kabul etmediğini beyan etti. Ayrıca hakimleri tehdit ve hakaret etti. Yapmadıkları bir şey bırakmadılar. İyi hal uygulanması anormal olurdu. İstanbul Barosu`nun tutumu yargıya yakışır bir tutum değildi. Yargıyı tıkamaya yönelik hamleleri olmuştu. Ancak bu durum iyi hal uygulamasını etkilemez.

BARO NE YAPMIŞTI?

Balyoz davası dosya kapsamı genişliği ve sanık sayısının çokluğuna rağmen 21 aylık bir yargılamanın sonucunda tamamlandı. Başlangıçta yargılamanın yavaşlığından şikayet eden sanık avukatları yargılamanın sonuna doğru tavır değiştirdi. İstanbul Barosu`nun da devreye girmesiyle mayıs ayında bitmesi beklenen dava Eylül ayında ancak tamamlanabildi. Baro, mahkemenin uyarılarına rağmen duruşmalara avukat göndermedi. Üstelik mahkemeyi bastı. Sanık avukatlarının yanına oturarak taraf tutan Baro heyeti, mahkeme heyetiyle de tartıştı. Baro hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Baronun ve sanık avukatların girişimlerini yargılama sürecini uzatmaya yönelik tavır olarak gören mahkeme, Yargıtay içtihatlarını da esas alarak `Baro avukat göndermese de" yargılamayı sürdüreceğini bildirdi. Dava 4 ay gecikmeli tamamlandı.

GÖREVİMİZİ YAPTIK

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal:
İyi hal indirimi yapılmadığına ilişkin hiçbir ailenin bizim tutumumuzu sorumlu tutacağını düşünmüyorum. Biz tamamen görevimizi yerine getirdik. Çünkü meslektaşlarımıza ve meslek onurumuza karşı bir tutumumuz vardı ve dile getirdik. Mahkeme bugüne kadar bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda herhangi bir şekilde herhangi birine güven verdi mi ki, şimdi herkes iyi hal uygulanmadı diye yakınsın. İyi hal uygulasa ne olacak. Verdiği cezalara bakın. O yüzden ayrıntılarla uğraşarak gerçek fotoğrafı kimse kimsenin gözünden kaçırmasın. Kimse de bunları yutmaz.

BİZDEN KAYNAKLANDI

Çetin Doğan`ın avukatı Celal Ülgen: Müvekkilime iyi hal uygulanmamasının İstanbul Barosu`nun tutumuyla ilgisi yok. Bu bizim duruşmaya girmeyip protesto etmemizden kaynaklandı. Bir mahkeme avukatların tavrı nedeniyle sanıklara ceza veremez. Çünkü cezaların şahsiliği ilkesi var. Mahkeme duruşmada iyi halin görünmediğini söylüyor. Yani bir kimse hak arıyorsa, savunma yaparken sesini yükseltiyorsa, suçsuz yere yargılandığı için öfkeleniyorsa iyi hali sayılmayacak mı? Bunda biraz insaflı olmak lazım. Bir sanığın savunma esnasında sarf ettiği hakaret içeren sözler için hakkında suç duyurusu yapılabilir. Kaldı ki bizim tutumumuz hakaret olarak algılanmamalıydı. Biz mahkemeye hakaret etmedik. Bizi yargıyı geciktirmekle suçladılar. Gerekçeli kararda bunun açıklamasını yapmak zorundalar.

BELİRLEYİCİ OLMAZ

Uluslararası Hukuk Merkezi Başkanı Av. Cahit Özkan: İstanbul Barosu`nun tutumunun belirleyici olduğunu söyleyemeyiz. Mahkeme heyeti sanıkların hal ve davranışlarına bakar. Sanıkları düzen değiştikten sonra kendilerine hesap sorulacağı yönünde tehditleri mahkeme boyunca sıkça duyduk. Bunlar heyete hakarettir. Mahkemenin bunların tamamını değerlendirip indirime gitmemesi beklenen bir durumdu.

Bugün

Bu haberler de ilginizi çekebilir