Mısır Şehitleri ve Yusufiler için basın açıklaması düzenlendi
Adana’da düzenlenen kitlesel basın açıklamasında İhvan mensuplarını şehit eden Mısır diktatörü Sisi tel'in edilirken Türkiye’deki Yusufi mahkumlar de adalet istendi.
28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Adana Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen ve onlarca STK’nın destek verdiği kitlesel basın açıklamasında, İhvan mensubu Müslümanları şehit eden Mısır diktatörü Sisi cuntası tel'in edildi.
Adana 5 Ocak Meydanı’nda cuma namazına müteakip gerçekleşen kitlesel basın açıklamasına; HÜDA PAR Adana İl Teşkilatının yanı sıra Adana Sivil İnisiyatif Meclisi (ASİM), Özgür-Der, Medeniyet Vakfı, Mazlumder, Köklü Değişim, Adana Umut Kervanı Derneği gibi birçok sivil toplum kuruluşu da destek verdi.
Kadınların da çocuklarıyla katıldığı basın açıklamasında; “Mısır’da Katliam Var, Asrın Fravunu Sisi, Şuçumuz Müslüman Olmak, Kardeşlik Sınır Tanımaz, Yaşasın Kafirler İçin Cehennem” şeklinde afişlerle Mısırlı zalim yönetim tel'in edilirken İhvan’a destek verilmesi dikkat çekti.
“Mısır’daki şehit kardeşlerimiz ve Yusufiler için buradayız”
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda ilk söz alan 28 Şubat ve FETÖ Yargısı Mağduru Aileler İnisiyatifi Adana Sözcüsü Orhan Erkuş, her hafta zindanda olan Yusufi mahkumlar için düzenledikleri basın açıklamasına bu hafta da devem ettiklerini ancak Mısır’da şehit edilen 9 İhvan mensubu için de sessiz kalamayacaklarını dile getirdi. Mısırlı Müslümanların şehadetini tebrik eden Erkuş, işkenceci ve zalim sisi cuntasını telin ederek sözlerini tamamladı.
“Allah, Müslümanların intikamını mutlaka alacaktır”
Daha sonra söz alan Adana Sivil İnisiyatif Meclisi (ASİM) Başkanı Mahmut Eraslan, “Çağın fravunları var. Dilleri Müslüman olduğu söylediği halde diğer organları kafir olarak hayata devam ediyor. Eğer Müslüman olmuş olsalardı bugün bu zulmü yapmazlardı. Mısır’da 9 kardeşimizi şehit ettiler.” Diyerek Sisi ve cuntasının zulmüne dikkat çekti.
Mısır cuntasının Filistin’e yardımı da engelleyerek Siyonist işgalcilere destek olduğunu belirten Eraslan, “Allah hakimdir, intikam sahibidir. Allah inandığımız o diriliş gününde Sisi ve taraftarlarını cehenneme katacaktır ve Müslümanların intikamını mutlaka alacaktır.” diye konuştu.
“Sisi; israil, ABD ve Suudi Arabistan’ın yerli kuklası olduğunu gösterdi”
Özgür-Der İl Başkanı Recai Ağuş da Sisi katliamını tel'in etti. Cuntacıların 20 Şubat günü 9 İhvan üyesini şehit ettiğini belirten Ağuş, “Bu kardeşlerimizin idam edilmesinin tek nedeni zalim Sisi cuntasına karşı çıkmaktı. Sisi cuntası; israil, ABD ve Suudi Arabistan’ın yerli kuklası olduğunu gösterdi.” dedi. Kıyamete kadar hak batıl savaşının devam edeceğini ifade eden Ağuş, Müslümanların haktan ve mazlumdan yana olması gerektiğini vurguladı.
“Gözlerimizin önünde insanlık katlediliyor”
Medeniyet Vakfından Serdar Gürbey ise her gün dünyanın dört bir tarafından Müslümanların şehadet haberinin geldiğini belirterek “Adaletin yerlerde süründüğü bir süreci yaşıyoruz. Gözlerimizin önünde insanlık katlediliyor. Bunun bir imtihan olduğunu biliyoruz.” diye belirtti. Peygamberlerin sürdürdüğü hak savaşına dikkat çeken Gürbey, kıyamete kadar sürecek mücadelede hak tarafında yer almak gerektiğini söyledi.
“Önce Çeçenistan, Filistin, Doğu Türkistan derken şimdi de Mısır”
Konuşmaların ardından basın açıklamasını İnisiyatif Hukuk Danışmanı Avukat Hakan Özbay okudu. İslam ümmetinin yıllardır süregelen fikri ayrılıkların, mezhepsel çatışmaların ve bunlardan kaynaklanan tefrikaların arasında sıkıştığına dikkat çeken Özbay, “İslam ümmetinin evlatları da bu cenderede ya çatışmanın kurbanı olmuşlar ya da bu tefrikalar sebebiyle birbirine düşen, gereksiz ayrıntılarda boğulan, lüzumsuz tartışmalarda gün geçiren ve bu şekilde sürekli oyalanan ümmetçe unutulmuşlardır. Önce Çeçenistan, Filistin, Doğu Türkistan derken şimdi de Mısır…
İslam ümmetinin pısırıklığını, tefrikalarda boğulma hevesinin farkında olan emperyalist Batı güçleri, evlatlarımızı katletmesi için kukla rejimlerine görev verirken, İslam ümmetinin de kucağına, olaylara suskun ve kör kalabilmesi için oyalanacağı argümanlar ve oyuncaklar yığmaktadır. Ya ekonomik sorunlar ya intihar saldırıları ya da çevreden gelen savaş tehditleri… Emperyalistlerin klasikleşmiş şeytanca oyunları yıllardır aynı şekilde vuku bulmaktayken İslam ümmetinin aynı oyunlarla tuzağa çekilmesi ve bu tuzağa düşmesi ise maalesef durumumuzun vahameti hakkında ipucu vermektedir.” dedi.
“Bu idamlar sadece bir başlangıç”
İhvan üyelerinin yaşadıkları hukuksuzluklara dikkat çeken Özbay, “Uluslararası hukuka aykırı olarak darbeci Sisi yönetimine teslim edilen bir ihvan mensubunun şoku üstümüzden daha atılamamışken, gayrimeşru Mısır yönetimince, herhangi suç eylemine bulaşmamış olan 9 masum genç, sırf İhvan-ı Müslime olan mensubiyetinden dolayı makul şüpheli olarak görülüp, işkenceler sonucu imzalatılan evraklar baz alınarak 2 gün önce idam edildi. Haklarında idam kararı verilen gençler, vahşi Sisi ve yönetimindeki kukla hakimleri tarafından katledilmiş oldu.
Sadece bu mu? Bu idamlar sadece bir başlangıç! Bizler sessiz kaldığımız, bu pısırıklığımız, olaylara karşı nemelazımcı anlayışımız ve de ölümcül uykumuz devam ettiği müddetçe daha nice mümin erler darbecilerin elinde ya işkencelerle ya da tüm dünyanın gözü önünde idamlarla katledilecek… Zulme sessiz kalanın dilsiz şeytan olduğu bilinciyle bugün burada haykırmaktayız. Rabbimiz ümmete tekrar feraset ve izzet bahşetsin, ümmetin acıları artık son bulsun!” diyerek Mısır’da yaşananlara karşı Müslümanları duyarlı olmaya davet etti.
“Sivas, Vasat, Hizbuttahrir ve Hizbullah davalarında mağduriyetler sözkonusu”
Her hafta Yusufîlere özgürlük için düzenledikleri basın açıklamasına da değinen Özbay, “Son olarak buraya toplanışımızın diğer sebebi olan Yusufilere gelecek olursak… Yukarıda da az önce bahsettiğimiz üzere, nasıl ki darbeci Sisi yönetimince işkenceler sonucu imzalatılan belgeler delil sayılıp söz konusu belgeler baz alınarak masumlar hakkında idam kararı verilmişse, aynı şekilde 90’lı dönemlerde içimizdeki Sisi’lerin kararıyla nice masum gençler işkenceler görmüş, bu işkenceler dolayısıyla ya katledilmiş ya da sakat bırakılmıştır. İşkencelerden sağlam çıkanlara ise ömür boyu zindanlar reva görülmüştür. Farklı İslami çevrelerden nice masum gençler, haklarında adilane şekilde yargılama olmaksızın suçlu görülerek cezalandırılmışlardır. Alakasız bir olaydan dolayı olmadığı bir mekanda bulunmaktan dolayı ceza alan Sivas Davası mağdurları bunlardan sadece biridir. Herhangi suça bulaşmamış, herhangi gibi suç unsuru bulunmayan ve kendi hallerinde olan sırf sakalları olduğu için Terör Şüphelisi olarak görülen Vasat ve Hizbuttahrir Camiası mensupları da o dönemin kirli yapısının gadrine uğrayan bir diğer İslami kesimlerdendir. Yine kirli derin yapıca, mensuplarına günlerce, haftalarca hatta aylarca sistematik işkencelere maruz bırakılan, mensupları gayrimeşru şekilde kaçırılıp infaz edilen, yapılan işkencelerin ağırlığına dayanamayıp bundan kurtulmak için işlemedikleri suçları kabullenmek zorunda kalan ve böylece müebbet hapse mahkum edilen Hizbullah Camiası da bu derin yapının mağdurlarından biridir. Fakat öyle sinsice oyun oynandı ki, bu kesimler o dönemde cani olarak gösterildi ve üstlerine atılan iftira içerikli suçlamalar ile kamuoyu vicdanında mahkum edildi.”
Yusufiler konusunda hak ve adaletin yerini bulmasını talep ettiklerini belirten Özbay, “Uydurma delillerle oluşturulan dosyalar tekrardan gözden geçirilerek adil yargılama gerçekleştirilsin. Yani hakkı olanı hakkı olana verin ve adil olun. Hiç şüphesiz Allah adil olanları sever…”diyerek açıklamasını sonlandırdı. (İLKHA)