Vicdani Retçi Enver Aydemir, 24 Aralık 2007 yılında zorla götürüldüğü askeri birlikte başlayıp, 2009 yılında gözaltına alınarak götürüldüğü Maltepe Askeri Cezaevi’nde hakkında açılan 4 emre itaatsizlik ve 1 firar davası açıldı. 2010 yılının ortasında çürük raporunu da kapsayan bir dizi sistematik hak ve özgürlük ihlaline maruz kaldı.

Geçtiğimiz yıl Ocak ayında islami gerekçelerle vicdani reddini açıklayan Enver Aydemir’e destek için "Enver Aydemir’e özgürlük" eylemine katılan 3 kişiye de ‘Halkı askerlikten soğutmak’ gerekçesiyle dava açıldı.

Hakkında dava açılan Uluslararası Genç Müslümanlar Platformu üyesi Mehmet Lütfü Özdemir, Fatih 3. Asliye Mahkemesi’nde Ankara`da görülen davaya gönderilmek üzere savunma verdi. Duruşma salonuna girildiğinde hakimin "Savunma için ayağa kalkman gerekiyor" dediği Özdemir, bunun gerekli olmadığını ve savunmasını oturarak yapacağını söyledi.

‘ÇOCUKLARIN BEDENLERİ PARAMPARÇA’

İslami kimliğinden ötürü askerlik yapmayı kabul etmeyen, üniforma giyinmeyi ve silah altına alınmayı reddeden ve bu tercihinden ötürü sistematik işkenceye maruz kalan ve zorunlu askerlik dayatmasının mağduru olan Aydemir’in sesi olmayı suç olarak görmediğini ifade eden Özdemir, “Ezilenlerle dayanışma içinde olmaktan gurur duyuyorum” dedi.

1 milyar insanın aç sabahladığı dünyada Türkiye’nin 2010’daki askeri harcamalarının 15 milyar 634 milyon doları bulduğunu belirten Özdemir, insanların eline bilmedikleri bir savaşın tam ortasında pimi çekilmiş el bombalarının verildiğini, insanların hedef tahtası yapılıp üzerlerine ateş açıldığını, öldürülen insanların üzerlerine asit döküldüğünü, evlerinden zorla çıkartılıp yaşadıkları yerlerden sürüldüklerini, toplu mezarlardan vahşi manzaraların ortaya çıktığını, çocukların bedenlerinin bırakılan bombalarla paramparça edildiğini hatırlatan Özdemir, “Küresel güçlerle anlaşmalar yapılıp bunlar halktan saklanıyorsa, Irak’ı vuran Amerikalılar İncirlik’te rahatça kuş uçuruyorsa, binlerce insanı ve çocukları katleden İsrail ile ortak tatbikatlar düzenleniyor ve anlaşmalar yapılıyorsa, Her müslümanın birinci önceliği bu problemleri ortadan kaldırmak ve insanlara bu dünyada cenneti yaşatacak sınıfsız bir toplum için mücadele etmesi gerekmektedir” dedi.

‘YALNIZ KALSAK DA ÖLMEYİ ŞEREF SAYARIZ’

Özdemir, müslümanlar olarak, "ilahi adaletin yeryüzünde insan eliyle gerçekleşeceğine", bunu yaparken de "gösterişli makamlardan, mevkilerden, kapitalizm ve emperyal projelerin dayattığı yaşam tarzından uzak durduklarını" söyledi. “İnandığımız gibi yaşar, davamızda yalnız kalsak da öyle ölmeyi şeref sayarız” şeklinde konuştu.

‘TOPLUM BUZ KESSE BİLE…’

Barış için Vicdani Ret Platformu ise konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Bizler vicdani ret hakkının; din, düşünce, vicdan özgürlüğünün ve tüm bu hakların teminatı olan ifade özgürlüğünün sonuna kadar arkasında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Ve tüm vicdani retçilerle dayanışma içerisinde olacağız. Çünkü dayanışma biz silah karşıtlarının en önemli silahıdır. Bizler doğrularımızı ve doğruları özgürce insanlara anlatacağız. Bütün toplum buz kesilse bile…”

ETHA