Canlarımız O`na Fedadır
ABD`de bir grup Kıpti tarafından çekilmesine izin verilen ‘Müslümanların Masumiyeti` adlı çarpıtmalar ve hakaret dolu film, İslam dünyasında büyük tepkilere neden oldu. Filmin İslam düşmanı yönetmeni, filmi israil için yaptığını söylerken, Mısır ve Libya`da ABD büyükelçilikleri basıldı; yapılan açıklamalarda Amerika ve israil lanetlendi.
Mehmet Özcan / Doğruhaber
ABD’de bir grup Kıpti tarafından çekilmesine izin verilen ve çarpıtmalarla dolu ‘Müslümanların Masumiyeti’ isimli film, İslam dünyasında büyük tepkilere neden oldu. Mısır ve Libya’da ABD büyükelçilikleri basıldı.
ABD’de bir grup Kıpti tarafından çekilmesine izin verilen ve çarpıtmalarla dolu ‘Müslümanların Masumiyeti’ isimli film, İslam dünyasında büyük tepkilere neden oldu. Mısır ve Libya’da ABD büyükelçilikleri basıldı.
Filme tepki için Mısır’da sokağa dökülen Müslümanlar, başkent Kahire’deki Amerika Birleşik Devletleri Büyükelçiliğinin duvarını aşıp bayrağını yaktı. ABD Konsolosluğu binasını ateşe verdi. Binanın da tümüyle yandığı belirtiliyor.
Büyük tartışma yaratan film, Tunus’ta da protesto edildi. Ülkedeki Amerika Birleşik Devletleri konsolosluğu önünde toplanan bir grup Tunuslu, film yapımcısı ve Amerikan yönetimini hedef alan sloganlar attı. Gazze’de de bir grup, filmi protesto etmek için toplandı ve Amerikan bayrağı yakarak, filmin aleyhinde sloganlar attı.
ABD KONSOLOSU ÖLDÜRÜLDÜ
Libya’nın Bingazi şehrinde ise ABD Konsolosluğu’na silahlı bir grup tarafından gerçekleştirilen roketatarlı saldırıda ülkedeki ABD konsolosu ve üç elçilik çalışanı öldürüldü.
ABD’de yaşayan bir grup radikal Kıpti tarafından çekilen filmde, İslamiyet şiddet yanlısı olarak gösteriliyor ve bu eğilimin doğrudan Efendimiz`in öğretilerinden kaynaklandığı iddia ediliyor.
YÖNETMEN: FİLMİ İSRAİL İÇİN YAPTIM
Efendimiz`e hakaretler içeren ve protesto gösterilerine yol açan ‘Müslümanların Masumiyeti’ adlı filmin yapımcısı ve yönetmeni yahudi asıllı Amerikan vatandaşı Sam Bacile, Amerikan Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte, filmi ‘provokatif bir siyasi tutum’ için yaptığını itiraf etti.
Bacile, ‘’ İslam kanserdir, Müslümanlar da yok edilmesi gereken böceklerdir. Bu film ile İslam’ın nefret içerikli bir din olduğunu göstereceğim’’ ifadelerini kullandı. ‘’Bu film için 100 israilli bağışçıdan 5 milyon dolar aldım ve filmi israil için yaptım’’ diyen Sam Bacile, ABD’nin Florida eyaletinde Kur’an-ı Kerim yakan rahip Terry Jones’dan destek aldığını söyledi. Bacile’in tepkilerin ardından saklandığı bildirildi. Filmin kampanyasını Kaliforniya’da yaşayan Müslüman karşıtı tutumuyla bilinen Kıpti Moris Sadek’in yaptığı belirtiliyor.
MÜSLÜMANLAR TEPKİSİZ KALMAMALI
Peygamberimize hakaret içeren filmi gazetemize değerlendiren Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, olayı lanetleyerek Müslümanların tepkisiz kalmaması gerektiğini belirtti.
Saldırıyı tekil bir eylem olarak görmemekle birlikte zaman zaman bir takım aşırı unsurların gündem belirlemesi şeklindeki bir çabası olarak da tek başına düşünmemek gerektiğini belirten Kaya, “Amerika’sı, Avrupa’sı hatta Rusya’sıyla emperyalistler, uzun bir süredir İslam’a ve Müslümanlara karşı yürüttükleri savaşın bir anlamda arka cephesini oluşturmuşlardır. Propaganda boyutunu oluşturmuşlardır.
Toplumsal zeminini teşkil etmişlerdir. Şimdi bu anlamda belki Selman Rüştü’yle başlayıp yakın zamanda Hollanda’daki filmle, Danimarka’daki karikatürle Amerika’da geçen yıl Kur’an yakma saldırganlığıyla devam eden bu eylemler zincirinin bir parçası karşımızda. Bunun neşet ettiği zemini iyi görmek lazım. Batı emperyalizmi Müslümanları, İslam’ı düşman olarak görmektedir. Bu anlamıyla kendi toplumsal zemininde İslam’a ve Müslümanlara hakaret, kin kusmak nefret üretmektedir” dedi.
EMPERYALİSTLERİN İSLAM DÜNYASINDAKİ BÜTÜN VARLIĞINA KARŞIYIZ
Müslüman halkın Mısır ve Libya’da film nedeniyle gösterdiği tepkilerin muhtemelen yayılarak devam edeceğini belirten Kaya, bu anlamıyla bu tür tepkilerle Müslümanların hürmetlerinin korunması, savunulması ve yapılan saldırganlıkların görmezden gelinmemesi açısından anlamlı tepkiler olarak gördüğünü ifade etti.
Kaya, ancak tepkiler gündemleştirilirken olayın tekil bir olay olarak değil de daha genelde İslam’a ve Müslümanlara karşı emperyalist saldırıların yansıması olduğunu da unutmamak gerektiğini dile getirdi. Kaya, “Amerika ya da Avrupa veya Rusya çeşitli biçimlerde İslam dünyasında işgallerini sürdürürken eğer biz sadece karikatüre, sadece Kur’an yakmaya, sadece filme karşı çıkacak olursak emperyalistlerin işini kolaylaştırmış oluruz.
Bizim şunu vurgulamamız lazım; biz, emperyalistlerin İslam dünyasındaki bütün varlığına karşıyız. Bu yönüyle Müslümanlara dönük bütün saldırı, işgal, işkence ve eylemlerine karşıyız.
Bunun yansıması ve sonucu olarak da elbette ki bu tür saldırganlıkların da çirkin ve aşağılık davranışları kınamak ve lanetlemek durumundayız. Ama sadece bu tür eylemlere aşırı bir takım unsurların eylemlerine kınama şeklindeki bir eylem, emperyalizmin İslam dünyasındaki genel olarak konumunu bizden uzak tutturmamalı.
Bu yönüyle olaya bütünlük içerisinde bakarak bu boyutuyla görmek durumundayız. Amerika, Avrupa ve Rusya olarak batı yönetimleri, Müslümanların kendi değerlerine, kimliklerine ve hürmetlerine sahip çıktığını ve çıkacağını görmeli” diye konuştu.
FİLMİN ARKASINDA İSRAİL VE İSLAM DÜŞMANLARI VAR
Gazetemize konuşan Peygamber Sevdalıları Platformu Koordinatörü Av. Abdülgani Orhan ise yapılan film için Allah’ın lanetinin İslam’a ve Peygamberimize hakaret edenlerin üzerine olmasını dileyerek sözlerini başladı.
Peygamber Sevdalıları olarak insanların ıslah olmaları için dua ettiklerini belirten Orhan, “Çünkü biz Resulullah’ın(s.a.v) ümmetiyiz. Fakat bazen öyle anlar oluyor ki insan istemese bile Allah’ın lanetini kullanmak zorunda kalıyor.
Bu çirkin filmi yapan kendisinin bu filmi provakatif amaçlı yaptığını söylüyor. Filmin, Müslümanları galeyana getirmek ve bazı şeylere zemin hazırlamak için yapıldığı aşikar. Bu ferdi yapılan bir şey değil aksine bu olayın arkasında israil ve onun gibi İslam düşmanlarının yönlendirmesiyle yapılmıştır” diyerek Danimarka’da yaşanan karikatür krizinde olduğu gibi filmi yapanın da bir piyon olduğunu söyledi.
PEYGAMBERİMİZ SÖZ KONUSU OLUNCA AKAN SULAR DURUR
Müslümanların uyumakta olmasını, haksızlıklara ve zulümlere yeteri kadar ses çıkarmaması karşısında küfrün azdığını ifade eden Orhan, “Ama Peygamberimiz söz konusu olunca akan sular durur.
Bunu karikatür krizinde de gördük. İslam düşmanları da bunların tutmadığını gördü ve bu işi başka boyuta çekmeye çalışıyorlar. Nitekim Libya’da elçilerinin öldürülmesine varan olaylar yaşandı. Ama ne olursa olsun Peygamber aşkı ve sevdası dünyayı sarmakta.
Gerek Mısır’da ve başka yerlerde yaşananlar ‘Büyük Ortadoğu Projesi’ne ve israil’in bağrına adeta bir hançer gibi saplanmıştır. Kendilerince Müslümanları,‘ bizim söylediğimiz gibi Müslümanlar vahşidir, insanları öldürüyorlar, şiddetle besleniyorlar’ şeklinde yansıtmaya çalışıyorlar ve diğer kesimleri İslam’dan uzaklaştırmaya çalışıyorlar.
Amaçları ne olursa olsun Müslümanların uyanık olduğu ve oyuna gelmeyeceklerini anlamaları gerekiyor. Elimizle, dilimizle, kalbimizle duamızla bile olsa İslam’ın hakim olması için resulullah’ın(s.a.v.) bize getirmiş olduğu nurun tüm dünyaya yayılması için elimizden geleni yapmak zorundayız. Bunlara verilecek en güzel cevap budur.
İnşallah Yahudi ve Hıristiyan ve Allah’a inanmayan ateistler Müslüman oluyor. Biz de bunların daha fazla İslam’a katılmaları için çalışacağız inşallah” dedi.
CANLARIMIZ O’NUN UĞRUNA FEDADIR
Mustazaflar Cemiyeti Genel Başkanı Abdurrahman Cens de yaptığı yazılı bir açıklamayla Peygamberimize hakaret içeren film için çok sert ifadeler kullanarak Amerika ve israil’i lanetledi. “Canlarımız O’nun uğruna feda olsun” denilen açıklamada Efendimiz sallallahu aleyhi veselleme hakaretin asla kabul edilemeyeceği ifade edildi.
Hiçbir Müslüman’ın böyle küstahça saldırılara tahammül edemeyeceği belirtilen açıklamada, “Yeryüzünde hiç kimsenin Efendimize dil uzatmaya haddi ve hakkı yoktur. Düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğü hiç kimseye Müslümanların kutsallarına edepsizlikte bulunma hakkı vermez.
Daha önce mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’in yakılmasında elebaşılığını üstlenen Amerika ve Filistin’de Bi’r Es-Saba camiinde içki festivali düzenlemek isteyen israil; bu tür kışkırtmaların nasıl bir boyut kazanacağını çok iyi bilmelerine rağmen maksatlı olarak İslam aleminin sinirlerini germektedir. Bu menfur olayın tüm müsebbiplerini, büyük şeytan Amerika ve israil’i lanetliyor ve tüm Müslümanlardan bu çirkin saldırıya karşı en üst düzeyde tepki göstermelerini bekliyoruz” denildi.
BU TİP HAKARETLER İSTENMEYEN SONUÇLAR DOĞURABİLİR
Bir tepki de İnsani Hak Ve Özgürlükler Platformu Minhap’tan geldi. Gazetemize konuşan platform sözcüsü Cemal Çınar Hoca, Amerika ve israil’in dünya üzerinde oynadıkları oyunları örtbas etmek için bu çirkin film ile dikkatleri başka yöne çekmeye çalıştığını belirtti. Cemal hoca, “Ellerinde yetki bulunan devlet yöneticileri ve STK’lar ile tüm İslam dünyası bir araya gelmeli, İslam’a ve Peygamberimize yapılan bu ahlaksızca saldırılara set olmaları gerekir.
Yaşamlarında batıya özenen insanlar, onların ne kadar gayrı ahlaki, maneviyata ne kadar düşman olduklarını da İslam’a ve Peygambere karşı yaptıkları bu çirkin filmde görebilirler.
Bu tip hakaretlerin istenmeyen sonuçlar doğurduğu ve doğuracağı aşikardır. Bunları önlemek için uluslararası bir baskı gerekiyor. İslam’a ve tüm kutsallarına yapılan bu saldırıları defetmek için bunların kitap, dergi ve gazetelerinde bu yayınların çıkmasının engellenmesi lazım. Müslüman halkların başındaki yöneticilerin de bu Batı sevdalarını terk etmeleri, Müslümanlara örnek olarak gösterdikleri Batı medeniyetini artık görmeliler” diyerek Müslümanların bu tür durumlardan ibret alıp ders çıkarmalı ve daha duyarlı olmaları gerektiğini belirtti.
Mısır müftüsü: Film, İslam’a doğrudan bir saldırı!
Yaptığı açıklamayla filmin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini kaydeden Mısır Müftüsü Ali Cuma’ya göre ise bu yapım İslam’a doğrudan bir saldırı. Düşünce ve ifade özgürlüğünü bahane ederek mukaddesata saldırılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Cuma, entelektüelleri ve insan hakları örgütlerini dünya üzerindeki bütün dinlere karşı yapılan saldırılara tepki göstermeye çağırdı.
Yaptığı açıklamayla filmin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini kaydeden Mısır Müftüsü Ali Cuma’ya göre ise bu yapım İslam’a doğrudan bir saldırı. Düşünce ve ifade özgürlüğünü bahane ederek mukaddesata saldırılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Cuma, entelektüelleri ve insan hakları örgütlerini dünya üzerindeki bütün dinlere karşı yapılan saldırılara tepki göstermeye çağırdı.
Hamas, filmişiddetle kınadı
Hamas’ın Filistin Vakıflar ve Dini İşler Bakanı Dr. İsmail Rıdvan, Peygamber Efendimiz’e ve İslam’a hakaret içeren “Müslümanların Peygamberi Muhammed” isimli sinema filmini şiddetle kınadı.
Rıdvan, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, söz konusu filmin dinlere hakaret ettiğini, fitneyi körüklediğini ve filmi çeken insanların ne kadar alçak bir seviyede olduklarını gösterdiğini belirterek, filmin yapımcılarının hesaba çekilmesini ve boykot edilmesini istedi.