Unutulan Müslümanlar Diyarı ARAKAN
Unutulan ve sesi duyulmayan mazlum ve mustazaf Müslümanlar diyarı Arakan
Arakan’da Budist katillerin Müslüman Arakanlı Müslümanlara yönelik vahşi katliamları devam ediyor. Binlerce Arakanlı katledilirken, on binlercesi Bangladeş’e hicret ediyor. Bunca zulme karşın dünyanın sesi hala çıkmıyor...
İbrahim Toprak / Doğruhaber
1942’den bu yana sesleri hiç duyulmasa da ümmetin bir parçası olan Arakanlı Müslümanlar Budist’ler tarafında hunharca katlediliyor. Tarihte İslam devleti kurulmuş bu mazlum coğrafyada yaşananlara dünya ise sessiz kalıyor.
İbrahim Toprak / Doğruhaber
1942’den bu yana sesleri hiç duyulmasa da ümmetin bir parçası olan Arakanlı Müslümanlar Budist’ler tarafında hunharca katlediliyor. Tarihte İslam devleti kurulmuş bu mazlum coğrafyada yaşananlara dünya ise sessiz kalıyor.
3 Haziran’da 12 Müslümanın katledilmesiyle yeniden patlak veren olayların dünya gündemine yansıması sonrasında başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede Müslümanlar katliamlara tepki gösterdi.
Bu kapsamda Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, içinde Emine Erdoğan’ın da bulunduğu bir heyetle olaylara dikkat çekmek ve durumu yerinde görmek için Myanmar’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Ancak bu resmi ziyarete rağmen Arakanlı Müslümanlara yönelik katliamlar kesilmedi.
Peki, Türkiye gündemine son yıllarda gelen Arakanlı Müslümanlar nasıl yaşıyor ve nelere maruz kalıyor, ne gibi zulümler görüyorlar. İşte, Arakanlı Müslümanlarla ilgili bilinmeyenler...
ARAKANLI MÜSLÜMANLAR NELER YAŞIYOR?
1- Arakan’da sayısı bilinmeyen on binlerce Müslüman zindanlarda işkence görüyor, kadınlara tecavüz ediliyor.
2- Camiler, mescitler, evler, köyler yakılıyor ve yok ediliyor. Var olanların tamiri yapılamıyor. Çünkü bir Arakanlı Müslümanın, evini tamir etmesi yasak. Bu yasağı denetleyebilmek için ise mescit ve medreseler yılda üç kez fotoğraflanıyor. İzinsiz bir tadilat yapılması durumunda 6 aydan 6 yıla kadar hapis cezası ve para cezası uygulanıyor. Son 20 yılda ise hiçbir yeni cami ve medrese yapımına izin verilmemiş.
3- Bütün aile bireylerinin tamamının yer aldığı bir fotoğraf her yıl hükümet yetkililerine teslim edilmek zorunda. Böylelikle Arakanlı Müslümanlar devamlı izlenmiş oluyor.
4- Arakanlı Müslümanlar doğan veya ölen her aile bireyi için devlete vergi ödemek zorunda.
5-Bir Müslüman Arakanlı kendi köyünden bir başka köye gidebilmek için devlete vergi verip izin almak mecburiyetindeyken, akşam 9’dan sonra da sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.
6-Beton ev yapmaları yasak olan Müslümanlar, evlerini ahşaptan yapmak zorunda. Devlete ait kabul edilen bu evler yanlışlıkla yanarsa, ev sahibi “devletin evini” yakmaktan 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırılıyor.
7-Evlenmek isteyen her Müslüman erkek ve kadın ayrıca devlete vergi ödemekle beraber izin almak zorunda. Vergi ödense bile çoğu kez evlenmek isteyen Arakanlı Müslümanlara izin verilmiyor.
8-Bir Müslüman, işyeri açabilmek için bir Budist’le ortaklık kurması gerekiyor. Ama bu ortaklıkta Budist, sermaye koymadan işletmenin yarısına ortak oluyor.
9-Müslümanlar; hayvanları ve bahçelerindeki meyve ağaçları için her yıl devlete vergi ödemek zorunda.
10-Müslümanlar, hastalandıklarında devlete ait hastanelere gitmelerine izin verilmiyor.
11-Müslümanların devlet dairelerinde çalışmaları yasak. Bugün Arakan’da devlet dairelerinde bir tek Arakanlı Müslüman çalışmazken, Müslümanlar hiçbir ücret almadan devlet ya da Budist’lerin işlerinde çalıştırılıyorlar.
12-Arakanlı Müslümanların sabit telefon, cep telefonu, internet ve motorlu taşıt sahibi olması yasak.
13-Bir Müslümana bir suç isnat edildiğinde kendisine savunma hakkı verilmiyor ve hapsediliyor.
14-Müslümanların vatandaşlık hakları bulunmuyor. Müslümanlara, üzerinde “yabancılara aittir” ibaresi bulunan ama hiçbir geçerliliği olmayan özel, beyaz bir kimlik veriliyor.
KAMPLARDA YAŞAM MÜCADELESİ VERİLİYOR
Cunta hükümeti destekli radikal Budist’lerin vahşi katliamlarına maruz kalan Arakanlı Müslümanlar çareyi Myanmar’dan kaçmakta buluyor. 8 Km genişliğindeki Naf Nehri’ni geçerek Bangladeş’teki mülteci kamplarına yerleşen Arakanlılar burada da temel insani ihtiyaçlarını karşılamakta zorluk çektikleri için büyük sıkıntılar çekiyorlar.
Bangladeş’in en büyük mülteci kamplarından olan Kutupalon kampından Ahmet Samir, kamplarda Arakanlıların yaşam mücadelesi verdiğini söyleyerek sivil toplum kuruluşlarının kendilerine yardım ettiğini ancak her geçen gün kamplardaki sayının artması nedeniyle sıkıntıların bitmediğini belirtti. Ahmet Samir, kamplarda yaşanan insanlık dramını şöyle anlattı:
“Her gün yüzlerce Arakanlı, Myanmar’dan kaçıyor ve Bangladeş’teki mülteci kamplarına yerleşiyor. Bu kamplardan en büyüğü Kutupalon kampıdır. Türkiye’den bazı Sivil Toplum Kuruluşları buradaki kamplara yardımlar getiriyorlar. Ancak yapılan onca yardıma rağmen büyük sıkıntılar yaşanıyor.
Her geçen gün kamplarda sayının artması nedeniyle bu kamplarda kalanlar yaşam mücadelesi veriyorlar ve çok zor şartlarda yaşıyorlar. Bu kamplarda bir insanın temel ihtiyaçlarını giderecek hiçbir malzeme yok. Bazı Arakanlılar yatacak yer bile bulamıyorlar. Sağlık hizmetleri yok. İçecek su yok. Çocuklar okula gidemiyorlar. Çocuklar yeterli beslenemedikleri için hasta oluyorlar. Giyecek elbise bile bulamıyorlar. Bu kamplarda yaşayan insanlar kamp dışına çıkıp çalışamıyorlar.”
DAVUTOĞLU GELDİ HİNDU’LAR AZITTI
Davutoğlu ziyaretini de değerlendiren Ahmet Samir, ziyaret sonrasında Hindu’ların daha da azıttığını söyledi. Samir, “Ahmet Davutoğlu ve Emine Erdoğan’ın Arakan ziyareti Arakan’da yaşanan katliamları durdurmadı.
Hatta Arakan’dan gelenler olayların daha da arttığını söylüyorlar. Ayrıca bazı Budist’ler Davutoğlu’nun ziyaretinden sonra Müslümanlara ‘Davutoğlu’nun sizi kurtaracağını mı zannediyorsunuz? Davutoğlu veya Türkiye sizi kurtaramaz. Sizi bizim elimizden kurtaramazlar. Biz sizi eninde sonunda öldüreceğiz’ şeklinde tehditler ediyorlar” diyerek yaşanan büyük zulmü gözler önüne serdi.
ÇOCUKLAR VE KIZLAR KAÇIRILIYOR
Kamplarda yaşanan en büyük sıkıntılardan birinin de kaçırma olayları olduğunu vurgulayan Ahmet Samir, kızların fuhuş, çocukların ise organları için kaçırıldıklarını belirtti. Samir, “Kamplarda yaşayan 12-25 yaş arası kızları kaçırıyorlar ve bu kaçırılan kızları fuhuşa sürüklüyorlar. Bazılarını size iş vereceğiz diyerek kaçırıyorlar. Bu kaçırılan kızları daha çok Hindistan’a satıyorlar.
Çocukların durumu daha da kritik. Arakan’da çocuklar rahatça oynayamıyorlar. Çünkü her gün iki üç çocuk kaçırılıyor ve bu çocukların akıbetleri bilinmiyor. Ancak öğrendiğimiz bazı bilgilere göre bu çocuklar kaçırılıp organ mafyasına satılıyor. Bu organları da zenginlere satıyorlarmış.
Kutupalon mülteci kampında yaklaşık 70 bin kişi var, bunların yarısı çocuklardan oluşuyor” dedi.
BİZE YARDIM EDİN
Arakanlı Müslümanlar olarak acil yardım beklediklerini ifade eden Samir, “Bu katliamların durdurulması için dünya Müslümanları tepkilerini ortaya koymalı. Bizler burada katlediliyoruz. Dünya Müslümanlarından acil yardım istiyor ve bu yaşanan zulme karşı bir tavır bekliyoruz” diye konuştu.