HÜDA PAR: Tanzim satış olumlu bir adım fakat piyasaları rahatlatmayacak
HÜDA PAR Genel Merkezi, tanzim satış noktalarının kurulmasının olumlu bir adım olmakla beraber piyasaları rahatlatmayacağının açık olduğu değerlendirmesinde bulundu.
HÜDA PAR Genel Merkezi, yaptığı iç gündem değerlendirmesinde son açıklanan işsizlik rakamları, tanzim satış gibi konularda tespit ve önerilerde bulundu.
HÜDA PAR'dan yapılan açıklamada, 81 ilin sadece ikisinde ve sınırlı sayıda satış noktası ile sebzenin üreticiden tüketiciye ulaştırılmasının sağlanmasının mümkün olamayacağına dikkat çekildi. Açıklamada, karaborsacılara ve stokçu simsarlara karşı daha caydırıcı tedbirlerin alınması gerektiğinin altı çizildi.
TÜİK’in açıkladığı Kasım 2018-Şubat 2019 işsizlik rakamları ve ekonomik tabloya dair görüşlerin sunulduğu açıklamada, "Bütün bu olumsuzluklara, temel tüketim mallarına getirilen yüksek zamlar da eklenince, aslında ciddi bir kriz ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymaktadır." denildi.
Açıklamanın devamında, "TÜİK, Kasım 2018-Şubat 2019 işsizlik rakamlarını açıkladı. Bu rakamların ortaya koyduğu tablo, ekonomi sektörünün her geçen gün daha kötüye gittiğini, ciddi ve etkili tedbirler alınmadığı takdirde ülkeyi çok daha derin ekonomik krizlerin beklediğini ortaya koymaktadır. Bu rakamlara göre Türkiye’de işsizlik oranları yükselmeye devam etmektedir. Son rakamlara göre 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 Kasım döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 706 bin kişi artarak 3 milyon 981 bin kişi olarak gerçekleşti. Bu rakamlara göre Kasım 2018 işsizlik oranı da 2 puan artışla yüzde 12,3 seviyesine ulaştı. Ancak tablo bundan çok daha kötüdür. 15 yaş ve üzeri işsizlik rakamları üzerinden bir değerlendirme kötü tabloyu net olarak ortaya koymamaktadır. Asıl önemli olan tablo 15-24 yaş aralığındaki iş gücü ve istihdam oranlarında net olarak ortaya çıkmaktadır. Zira sektörün bel kemiğini genç nüfus oluşturmaktadır. 15-24 yaş aralığındaki işsizlik oranı, geçen yılın aynı dönemine oranla 4,3 puan artışla yüzde 23,6 seviyesindedir. Sektörün reel durumunu bu yaş aralığındaki durum çok daha net olarak ortaya koymaktadır." ifadelerine yer verildi.
"Temel tüketim mallarına gelen yüksek zamlar, düşük gelirli vatandaşın belini iyice bükmüştür"
Artan zamların ciddi krizler doğurduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Bu dönemde inşaat, tarım, sanayi gibi üretime dayalı sektörlerdeki istihdam sıfırlanırken bu sektörlerin sürekli olarak küçülmeye giderek işçi ve personellerinin işine son vermesi, yakın bir gelecekte bir gelişmenin olmayacağını da net olarak ortaya koymaktadır. Bütün bu olumsuzluklara temel tüketim mallarına getirilen yüksek zamlar da eklenince, aslında ciddi bir kriz ile karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymaktadır. Sebze, meyve, gıda, ilaç gibi temel tüketim mallarına gelen yüksek zamlar, düşük gelirli vatandaşın belini iyice bükmüştür. Son olarak ilaç fiyatlarına 19 Şubat tarihi itibarıyla yüzde 26,4 oranında bir zam yapılması, bunun son örneğini oluşturmuştur." değerlendirmesinde bulunuldu.
"Tanzim satış noktalarının kurulması piyasaya rahatlama getirmeyeceği aşikârdır"
Tanzim satışa değinilen açıklamada, "Üreticiye ödenen fiyat ile tüketiciye yansıyan fiyatlar arasındaki uçurumu kapatmak amacıyla tanzim satış noktalarının kurulması, olumlu bir adım olmakla beraber piyasaya rahatlama getirmeyeceği aşikârdır. 81 ilin sadece iki tanesinde sınırlı sayıda satış merkezi ile sebzenin üreticiden tüketiciye ulaştırılmasının sağlanması mümkün değildir." denildi.
"Karaborsacılara ve stokçu simsarlara karşı daha caydırıcı tedbirler alınmalıdır"
Tarım politikalarının yetersizliğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Mesele toplumsal sorunlara gözleri kapatmaktır. Karaborsacılara ve stokçu simsarlara karşı daha caydırıcı tedbirler alınmalıdır. Çiftçiyi ve üreticiyi korumak ve tarımsal üretimi arttırmak için mevcut tarım politikaları yetersizdir. Parti programımızda da belirttiğimiz gibi ‘Çiftçiler birer hazine gibi kıymetli görülerek korunmalıdır.’ Bir milletin kendi kendine yetebilirliği açısından tarım, stratejik bir önemdedir. Tarımsal ürünlerde dışa bağımlılığın önlenmesi hayati önem taşımaktadır."
"Üretim maliyetlerinin azaltılması için girdi maliyetlerindeki KDV ve mazottan ÖTV alınmamalıdır"
İthalat politikalarının gözden geçirilerek daha verimli bir tarım politikası için önerilerin sunulduğu açıklamada, "Çiftçinin ve üreticinin belini büken ve tarım dışı sektöre iten ana sebepler; tohum, gübre, zirai ilaç, fide, yem, mazot, elektrik gibi yüksek girdi maliyetleridir. Üretim maliyetlerinin azaltılması için söz konusu girdi maliyetlerinde KDV ve mazottan ÖTV alınmamalıdır. Çiftçiye, üreticiye ve besiciye verilen destekler arttırılmalı ve ithalat politikaları gözden geçirilmelidir. Bankalarca cendereye alınmış olup kredi borçları katlanan çiftçiye, üreticiye ve besiciye sahip çıkılmalıdır." şeklinde ifade edildi. (Ramazan Casuk-İLKHA)