Müdür Bey Bandrol Peşinde!
Bir yere müdür olarak atansanız ilk işiniz ne olur? Ortalama insan zekâsının vereceği cevap şudur: &`;Müdür olduğum yerin temel sorunlarını öğrenip, sıkıntıları gidermeye çalışırım. Böylece de dertsiz, rahat bir müdürlük yapmış olurum.” Ama niyet başkaysa, müdüriyet yapacağınız yerin bırakın temel sorunlarını çözmeyi bir de üzerine eften püften meseleleri sorun yapmaya başlarsanız orada emeklilik zor gelir!
Bu ne acele, bu ne telâş diye düşünmeden edemiyorum. Müdür Bey, hapishanede bir sorun göremedi de sorun mu çıkarmak istiyor anlayamadım. Hapishanede tek dert bandrol mü? Tabiî ki değil! Müdür Bey bandrol peşine düşeceğine, canları kendisine emanet edilmiş hükümlü ve tutukluların yanlarına, çatık kaşla bile olsa (Aman güler yüzle gitmesin sonra devletin otoritesi sarsılır!) gitse de dertlerini dinlese. Yüreğinde biraz merhamet varsa, dinlediklerinden sonra bandrol peşine düştüğü için utanır! Yukarıda da yazdığım gibi, ama niyet başkaysa…
Şimdi bana kimse “Yasalar uygulanıyor” demesin! Yıllarını hapishanede geçirmiş biri olarak bu masala inanmam. Yasaların, bizzat yapanlar tarafından nasıl uygulanmadığını iyi bilirim. Mâdem yasalar uygulanıyor, o zaman tutuklu ve hükümlülere kanunla tanınan haklarını harfi harfine verin! O zaman “Yasalar uygulanıyor” mazeretiniz kabul görebilir!
Bandrol meselesine gelince. Yayınevleri, sağolsunlar hapishanelerden gelen kitap taleplerini geri çevirmezler. Gönderdikleri kitaplar da, promosyon için ayırdıkları bandrolsüz kitaplar olur! Nihayetinde cezaevine gönderilen ücretsiz kitaplarda bandrol olsa ne olur olmasa ne olur? Ama niyet başkaysa…
Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun kitaplarını, bandrolsüz olduğu gerekçesiyle toplatmakta ben iyi niyet göremiyorum. Bütün saflığımla, acaba Müdür Bey Mirzabeyoğlu’nun kitaplarının korsan basılmasını istemiyor ondan toplatmış olabilir mi diye düşünüyorum ama, maalesef ülkemiz fikir kitaplarının korsan basılması seviyesine yükselmedi! Nerede o günler!...
Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ndeki bandrol ‘operasyonu’nu haber alınca, ilk önce Salih Mirzabeyoğlu’nun kitaplarını basan İbda Yayınevi’ni aradım. Bastıkları kitapların bandrollü olduğunu, zaten tersi olması mümkün değil, hapishanelere gönderdikleri kitaplara bandrol yapıştırmadıklarını söylediler. Ve şimdiye kadar da hiçbir sıkıntının yaşanmadığını da vurguladılar.
İkinci olarak da, Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ni arayıp Müdür Bey’le görüşmek istedim. Müdür Bey izindeymiş, ismi bende mahfuz bir yetkiliye telefonu bağladılar. İddiaların doğru olup olmadığını sorduğum yetkili, Salih Mirzabeyoğlu’nun kitaplarının toplatıldığını doğruladı. Sebep olarak da, yeni gelen Müdür Bey’in, “Kitaplar korsan olabilir” demesiymiş; bakınız iki üst paragraf…
Anlaşılacağı üzere, tamamen Müdür Bey’in işgüzarlığıyla Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde hiç yoktan bir gerginlik yaşanıyor. Korsan kitapçılara yönelik operasyonlarda toplanan kitapların yakılmayıp hapishanelere gönderildiği bir ülkede, Müdür Bey’in tavrı garip!
İnşaallah Müdür Bey, izindeyken bol bol toplattığı ‘bandrolsüz’ kitapları okumuştur ve zihnen yenilenmiştir! Ve bu anlamsız uygulamadan vazgeçecektir. Eğer uygulamasını haklı ve yasal buluyorsa, kitap toplatmak gibi boş işlerle uğraşmayan kendisinden önceki müdürler hakkında suç duyurusunda bulunacak mı, merak ediyorum!
Yakup Köse
Milat